Dr. Duygu Dersan: Katar Krizine Türkiye Arabulucu Olabilir
Atılım Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Duygu Dersan Orhan, Katar krizi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Yrd. Doç. Dr. Duygu Dersan Orhan, Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ile Yemen hükümetleri, Libya'daki Tobruk yönetimi ve Maldivler'in Katar'la tüm ilişkileri kesmesiyle başlayan diplomatik kriz ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Orhan, "En çok etkilenecek ülkelerden biri Türkiye. Krizin büyümesi Türkiye'yi zorlu bir tercihe sürükleyecektir. Dolayısıyla Türkiye'nin arabuluculuğunun gündeme gelmesini bekliyorum" dedi.
Krizin çok kolay biteceğini beklemediğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Duygu Dersan Orhan, "Hatta Katar ile ilişkilerini kesen 6 Arap ülkesine yenileri bile eklenebilir" dedi.
"ENERJİ KONUSUNDA AMBARGO UYGULANIRSA EKONOMİK ANLAMDA BÜYÜK BİR KRİZE YOL AÇABİLİR"
"Katar çok önemli doğalgaz ve petrol rezervlerine sahip. Petrol İhraç Eden Ülkeler Topluluğu'nun da (OPEC) bir üyesi. Eğer OPEC'ten çıkarılırsa yada enerji konusunda çeşitli ambargolar uygulanırsa bu ekonomik anlamda büyük bir krize yol açabilir ve petrol fiyatları artabilir" diyen Yrd. Doç. Dr. Orhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bundan da etkilenecek ülkelerin başında Türkiye geliyor. Türkiye'nin Katar'la son derece olumlu ilişkileri var. Körfez üzerinde 2 cephe oluşmuştu ve biliyoruz ki hem Suudi Arabistan'la ve Suudi Arabistan'ın başını çektiği grupla hem de Katar ile iyi ilişkiler içerisindeydik. Katar'la Türkiye çok önemli ekonomik anlaşmalar imzaladı. Katar başta Türk bankaları olmak üzere çeşitli Türk şirketlerini son yıllarda satın aldı. Önemli enerji anlaşmalarımız da var. Ayrıca Türkiye Katar'da ilk defa kendi toprakları dışında bir askeri üs açtı. Dolayısıyla bu kriz Türkiye'yi zorlu bir tercihe sürükleyecektir."
"KRİZİN ASIL SEBEBİ KATAR'IN ARAP BAHARINDA HALK HAREKETİNİ DESTEKLEMESİ"
Krizin oluşmasında İran faktörünün üzerinde durulduğunu ancak altında yatan başka sebepler olduğunu söyleyen Orhan, şunları söyledi:
" Burada hep İran faktörü üzerinde duruluyor. Çünkü bölgede mezhepçi bir politika hakim, özellikle Arap Baharı sonrasında Şiiler ve Sünniler arasında bir ayrışma çıktı ve bu noktada bir Suudi Arabistan İran rekabeti oluştu. Körfez ülkeleri de Suudi Arabistan'la beraber hareket etti. Katar'ın İran'la olan yakın ilişkileri Suudi Arabistan'ı çok rahatsız ediyor. Fakat burada başka konular da var. Görünen İran ama esas neden Arap Baharında özellikle Katar'ın devrimci hareketleri, yani halk hareketlerini desteklemesi. Bilindiği gibi Al Jazeera televizyonu belki de CNN International'dan sonra uluslararası medyada en büyük etkisi olan kanal. Buradaki mevcut yönetimler tarafından Arap Baharı sürecinde ayaklanmaları desteklemesi çok eleştirilmişti. Diğer taraftan Katar'ın Arap Baharı sonrası oradaki radikal terör örgütleriyle, özellikle Müslüman Kardeşlerle kurduğu ilişki konuşuluyordu. Çünkü Mısır'da Müslüman Kardeşler Hüsnü Mübarek'in devrilmesinden sonra iktidara geldi. Fakat bu Körfez ve Batı ülkelerinin çok fazla hoşuna gitmedi. Nitekim bir müddet sonra orada askeri darbe oldu ve şu anda askeri bir yönetim var. Fakat Katar'ın hala Müslüman Kardeşlerle ilişkileri sürüyor. Yani krizin sebebi İran gibi görünse de aslında arka planda Arap Baharına verilen destek ve Müslüman Kardeşlerin olduğunu düşünüyorum."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.