Dünyanın kum stoku hızla tükeniyor...
Birleşmiş Milletler Çevre Programı, 2014 yılında ‘Kum, Sanıldığından Çok Daha Nadir Bulunan Bir Kaynak’ başlıklı raporunu yayınladığında dünya bir gerçeğe uyandı.
BM raporuna göre küresel olarak yılda 47-59 milyar ton arasında kum ve çakıl çıkarılıp kullanılıyor. 2012 itibarı ile 150 ülkenin küresel çimento tüketimi ise 3,7 milyar ton. İnşaat ve yol harcında kullanılan her bir ton çimento için 6-7 ton kum veya çakıl kullanıyor. Yani dünyada her yıl 26-29 milyar ton ‘harç’ karılıyor. Bu harç miktarı, Ekvator çizgisinin etrafında 27 metre genişliğinde 27 metre yüksekliğinde bir duvar inşa etmeye yeter.
Kum kaynaklarının tükenmesinde ise son çeyrek yüzyılda özellikle Asya kıtasının kum tüketimi büyük rol oynuyor.
BM Çevre Programının yöneticisi İsviçreli bilim insanı Pascal Peduzzi 2016 yılı Mayıs ayında BBC’ye yaptığı açıklamada, Çin’in sadece son dört yılda ABD’nin bütün 20’nci yüzyılda tükettiğinden çok kum tükettiğine dikkat çekiyordu.
New Yorker dergisinden David Owen ise inşaat çılgınlığı yaşanan bir başka Asya devi Hindistan’da kum kıtlığının, oldukça etkili bir ‘kum mafyası’nın doğmasına neden olacak boyuta ulaştığını aktarıyor. Kum mafyası, kum çıkarmanın yasak olduğu dere yatakları ve diğer kaynaklar yasadışı bazen koruma görevlilerini öldürecek şiddet kullanarak çıkardığı kumları satıyor.
Jeologlar ‘kum’u kompozisyonuna göre değil de tane büyüklüğüne göre tanımlıyor. Buna göre 0.062 ile 2 milimetre arasındaki parçacıklar kum. Biraz küçüğü toz (silt) biraz büyüğü ise çakıl. Kum, genel olarak daha büyük kaya parçalarının zamanla ufalmasından oluşur. Kum taneleri şekillerine göre de sınıflandırılır. Örneğin çöl kumları, kum fırtınalarının aşındırması nedeniyle pürüzsüz yuvarlak yapılıdır. Nehir kumları ise açılıdır. Bu nedenle inşaatlara daha elverişlidir.
Amerikan Jeoloji Enstitüsünün 2004 yılında hazırladığı bir rapora göre 1 mil (1,6 km) uzunluğundaki tek şeritli bir otoyol inşaatı için 38 bin ton kum kullanılıyor. Kum tüketiminde en dramatik artış ise araba satın alan nüfusu hızla artıp da buna yetecek yol yapma yarışında olan ülkelerde yaşanıyor. David Owen, bir Çinli yetkilinin 2030 yılı itibarı ile 265 bin kilometrelik ulusal otoyolunu bitirmeyi hedeflediklerini söylediğini aktarıyor. Yani Çin’in otoyol ağının uzunluğu, ABD’nin otoyol ağı uzunluğunun 3,5 katı olacak.
Sadece inşaatlar değil altımızdaki kumu çeken… Bir çok endüstri de kum tüketiyor. Pencere camı, cam bardaklar, akıllı telefon camları hep erimiş kumdan üretiliyor. Kum, su arıtmada, septik sistemlerde, yüzme havuzlarında da kullanılıyor. Ham petrol ve doğal gaz üreticileri, yerin altında açtıkları kayaların yarıklarını açık tutmak için büyük miktarda kum kullanıyor.
Peki kum tükendiğinde ne olacak? Geri dönüşüm bir alternatif olarak gündemde ancak olanağı sınırlı. Kum tüketimini kısıtlamak ise oldukça komplike bir sorun. Hatta çevreciler için bile. Çünkü çevreye yararlı bir çok ürünün üretiminde de kum kullanılıyor. Örneğin solar paneller silika ve silikon’dan yapılıyor. Rüzgar tribünleri döküm kumdan… Elektrikli otomobillerin de nihayetinde yollara ihtiyacı var.
Kumla kaplı çöl ülkeleri kum kıtlığı yaşıyor
Bir mühendis New Yorker’dan David Owen’a, normal bir inşa için kumun 100 kilometre mesafeye kadar gönderilmesinin ekonomik olacağını, bundan uzağın artık ekonomik olmayacağını söylüyor. İnşaatçılar, bu mesafe içinde bir çözüm bulmak zorunda ve bu ideal çözüm olmasa da… Ancak, kum ihtiyacı olan ‘zengin yerler’ bu mesafenin çok üzerine çıkarak dünyanın kumunu çekebiliyor.
Son yarım yüzyılda büyük bir yapılaşmaya sahne olan Florida, kum bakımından oldukça zengin. Ancak, Florida kumu yumuşak yapısı nedeniyle inşaat için elverişli değil. Buna benzer bir ironiyi ise adları anıldığında ilk akla gelen görüntü ‘kum’ olan zengin Körfez ülkeleri yaşıyor. Önemli inşaat çılgınlığına sahip olan bu Arap ülkeleri Meksika’dan kum ithal ediyor.
David Owen, Dubai’de tanıştığı Avustralyalı bir müteahhide bir gün, ‘çölde golf parkuru, yolları ve yeşilliklerini kurmanın zor olmalı’’ yorumu yaptığında müteahhidin ona, ‘’hayır, kuma şekil vermesi çok kolay.’’ yanıtı verdiğini aktarıyor. İronik olarak onların işinin en zor parçası golf parkurunda kum kalması gereken alanlar. Çöl kumu çok yuvarlak olduğu için golf topları batıyor. Yani, golf parkurunda kumluk alanı oluşturmak için çok uzak ülkelerden kum ithal etmek zorunda kalıyorlar.
Pürüzsüz yuvarlak yapıları nedeniyle çöl kumları hem her türlü yol ve inşaat için hem de her türlü insan ihtiyacı için kullanışsız kabul ediliyor. Dünyanın en yüksek binası olan Burj Khalifa’nın kumları Avustralya’dan ithal edildi. Yine örneğin yüzeyinin neredeyse yüzde 80’i kumla kaplı Moritanya kum kıtlığı çeken ülkelerden biri. Yol yapmak için kum bulmakta güçlük çekiyorlar.
Bu kum ve çakıl taş kıtlığında bazı zengin ülkelerin israfı da hem de kum stoku hem de çevre açısından yarattığı tahribatla BM raporuna konu olmuştu. Örneğin Dubai’de denizin içine suni zemin oluşturularak yapılan Palm Jumeirah ve The World adlı iki lüks yerleşim alanı için Körfez’in zemininden yüzmilyonlarca ton çekilerek istiflendi. Sadece Palmiye adalarının oluşturulması için 385 milyon ton kum kullanıldı. The World adalarının oluşturulması içinse 450 milyon ton kum kullanıldı. BM raporuna gör bu drenaj, Dubai açıklarındaki deniz yaşamını büyük ölçüde öldürdü.
BM raporu, sudan sonra en çok kullanılan doğal kaynak olan kum ve çakıl kullanımının, doğal yenileme hızının çok üzerine çıktığı ve ciddi çevre sorunları oluşturacak düzeye ulaştığı uyarısıyla sona eriyor.
Kaynak: HABERANONİM
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.