Alparslan Türkeş Sözleri - Alparslan Türkeş'in Özlü Sözleri

Alparslan Türkeş Sözleri - Alparslan Türkeş'in Özlü Sözleri

Merhum MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş sözlerini sizin için derledik. İşte, ülkücü ve milliyetçi kesimin sıkça paylaşımda bulunduğu en güzel Alparslan Türkeş sözleri…

Alparslan Türkeş Sözleri;

Türkiye’nin en önemli devlet adamlarından Alparslan Türkeş’in sözleri burada… Ülkücü sözler ve Vatan sözleri gibi içerikler de güzel sözleri bulunan en anlamlı ve en güzel Alparslan Türkeş sözlerini sizlerle baş başa bırakıyoruz.

Alparslan Türkeş – En Güzel, Siyasi, Etkileyici ve Anlamlı Alparslan Türkeş Sözleri

Tanrı dağı kadar Türk, Hira dağı kadar Müslümanız.

Ülkücü olup da Atatürk’ü sevmeyen kişiler, ülkücülüğün temel anlam ve prensiplerini kavrayamamış, kendisini ülkücü sanan kanı bozuk insanlardır.

Allah bir, Vatan bir, Bayrak bir, Kitap bir, Millet bir… Böldürtmeyeceğiz.

Zafer, asla mahvolduklarını zannedenler tarafından kazanılamaz.

Fikir, iman, ülkü aşkı. İnsanları güçlü yapan bunlardır.

Dalından kopan yaprağın akıbetini rüzgar tayin eder.

Türkçüler Günü olan 3 Mayıs (1944) büsbütün ayrı bir düşüncenin sonucudur. İç düşman olan, kılık değiştirerek milletin içine giren ve hükümetin gafletinden yararlanan komünizme karşı Türkçü gençlerin bir uyarma yürüyüşüdür.

Milletler yabancı kuvvetlerin orduları ve diğer maddi güçleri tarafından yok edilmeden önce, manevi ve fikir güçleri tarafından esaret atına alınırlar. Böyle bir toplumun esir ve yok olması kesin hale gelir.

Türk Devletinin yenilmez, zinde hayat gücü ve Türk Milletinin teminatı ve istikbali gençliktir.

Türk aydınları için Batı'nın sığınması olmak bir ideal olarak benimsenmişti Milletimiz için bundan korkunç felaket düşünülemez."

Davalarımızın çözümü kendimize dönmek, sarsılmaz bir birlik halinde el ele vermek ve geceli gündüzlü çalışmaya girişmekle mümkündür.

Gençliğimizi büyük bir savaş beklemektedir. Bozgunculuğa, tembelliğe, ahlaksızlığa, cehalete, yalancılığa karşı büyük bir savaş.

Ülkücüler, insanlık alemi içinde ne uşak olmayı, ne de başkalarını uşak olarak kullanmayı kabul etmeyen şerefli bir bayrağın taşıyıcısıdır.

Hepiniz birer Türk Bayrağı'sınız. Bayrağı lekelemeyin, kirletmeyin yere düşürmeyin.

Bölünme kabul etmez, kutsal bir bütün halinde Büyük Türkiye'yi yeniden inşa edeceğiz...

Emirlere mutlak itaat lazımdır. Laubali, gevşek, disiplinsiz, metotsuz kimselerle dâvamız yürümez. Her şeyde örnek olmak lazımdır.

Millî kalkınmamızı gerçekleştirmek, her Türk ferdini hür yapabilmek için Türk Milletini yeniden kurmak zorundayız. Vatandaşlarımız arasında parti, mezhep, ırk ve bölge farkı gözetmeksizin karşılıklı sevgi ve saygıya dayanan bağlar dokuyacağız.

Başarı için muntazam planlı çalışma yapmak lazımdır. Son nefesimizi verinceye kadar çalışacağız.

Cesaret, yüreklilik, atılganlık olmayan hiçbir dava başarıya ulaşamaz.

Alınan görevleri yapmak ve yapıldığını takip etmek lazımdır. Millet hayatında başarı devamlılığa bağlıdır.

Kendinizi küçük görmeyiniz. Sizler büyük kuvvetsiniz. Vazifenizi hiçbir zaman unutmayınız. Kuvvet birliktir. Davamızın geleceği birliktedir. Birlik, beraberlik içinde olmaktır.

Komünist sistemlerde halkın esaret altında oluşunun sebebi bir mülk sahibi olamamasıdır.

Hürriyetin tek garantisi mülkiyettir.

Bizim savunduğumuz Dokuz Işık'çı sistemin hedefi Türk Milletinin her ferdini mülk sahibi yapmaktır.

İnsanlık aleminin en şerefli bir ailesi Türk Milletidir. Dokuz Işık demek, Türk Ülküsü demektir.

Türk töresi, Türk ülküsünün ayrılmaz parçasıdır.

Ülküsüz insan çamurdan farkı olmayan bir varlıktır.

İslamiyeti ele alıp Türklüğü inkar etmek ihanettir. Bunun tersi de aynı derecede gaflet ve ihanettir.

Türkün en önemli vasfı teşkilatçılığıdır.

İnsanlar; yoksulluğa, açlığa, susuzluğa tahammül ederler. Fakat adaletsizliğe, hor görülmeye, aşağılanmaya ASLA müsaade, müsamaha etmezler.

Ahlakçılık anlayışımız, Türk Ahlakı ve Müslümanlık inancından meydana gelmiştir.

Türk töresinin bir diğer şartı da haddini bilmektir. Haddim bilmek... Ne kendinizi dev aynasında göreceksiniz. Herkese yukarıdan bakacaksınız, ne de kendinizi aşağıdan göreceksiniz, aşağıdan bakacaksınız.

Türk Töresinin bir şartı da yüksek vazife duygusudur. Vazifeyi her ne pahasına olursa olsun yapmaktır. Diğer bir şart, toplum uğrunda her çeşit fedakarlığı yapmaktır. Millete hizmet yolunda şahsi menfaatlerden, şahsi zevklerden feragattir. Vazgeçmektir. Kişiler kendilerini millet için feda ederler. Türk Milleti'nin büyüklüğü böyle yükselecektir. Onu sizler yaşatacak, sizler yükselteceksiniz. Türk Töresinin en önemli bir gereği de sır saklamaktır. Sır saklamak...

Bir fikre, bir ideolojiye, kendisinden daha üstün bir fikirle karşı çıkılır. Karşı fikir kaba kuvvetle ezilemez

TÜRKLÜK bedenimiz, İslamiyet ruhumuzdur. Ruhsuz beden ceset olur.

Fikir, iman, ülkü aşkı ... İnsanları güçlü yapan bunlardır.

Türkçüler Günü olan 3 Mayıs (1944) büsbütün ayrı bir düşüncenin sonucudur. İç düşman olan, kılık değiştirerek milletin içine giren ve hükümetin gafletinden yararlanan komünizme karşı Türkçü gençlerin bir uyarma yürüyüşüdür.

Milletler yabancı kuvvetlerin orduları ve diğer maddi güçleri tarafından yok edilmeden önce, manevi ve fikir güçleri tarafından esaret atına alınırlar. Böyle bir toplumun esir ve yok olması kesin hale gelir.

Türklük bedenimiz, İslamiyet ruhumuzdur. Ruhsuz beden ceset olur.

Ülkücüler, insanlık alemi içinde ne uşak olmayı, ne de başkalarını uşak olarak kullanmayı kabul etmeyen şerefli bir bayrağın taşıyıcısıdır.

Türk Devletinin yenilmez, zinde hayat gücü ve Türk Milletinin teminatı ve istikbali gençliktir.

Türk aydınları için Batı’nın sığınması olmak bir ideal olarak benimsenmiştir. Milletimiz için bundan korkunç felaket düşünülemez.”

Davalarımızın çözümü kendimize dönmek, sarsılmaz bir birlik halinde el ele vermek ve geceli gündüzlü çalışmaya girişmekle mümkündür.

Gençliğimizi büyük bir savaş beklemektedir. Bozgunculuğa, tembeliğe, ahlaksızlığa, cehalete, yalancılığa karşı büyük bir savaş.

Hepiniz birer Türk Bayrağı’sınız. Bayrağı lekelemeyin, kirletmeyin yere düşürmeyin.

Bölünme kabul etmez, kutsal bir bütün halinde Büyük Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz…

Emirlere mutlak itaat lazımdır. Laubali, gevşek, disiplinsiz, metotsuz kimselerle davamız yürümez. Her şeyde örnek olmak lazımdır.

Milli kalkınmamızı gerçekleştirmek, her Türk ferdini hür yapabilmek için Türk Milletini yeniden kurmak zorundayız. Vatandaşlarımız arasında parti, mezhep, ırk ve bölge farkı gözetmeksizin karşılıklı sevgi ve saygıya dayanan bağlar dokuyacağız.

Başarı için muntazam planlı çalışma yapmak lazımdır. Son nefesimizi verinceye kadar çalışacağız.

Cesaret, yüreklilik, atılganlık olmayan hiçbir dava başarıya ulaşamaz.

Alınan görevleri yapmak ve yapıldığını takip etmek lazımdır. Millet hayatında başarı devamlılığa bağlıdır.

Fikir, iman, ülkü aşkı… İnsanları güçlü yapan bunlardır.

Türkçüler Günü olan 3 Mayıs (1944) büsbütün ayrı bir düşüncenin sonucudur. İç düşman olan, kılık değiştirerek milletin içine giren ve hükümetin gafletinden yararlanan komünizme karşı Türkçü gençlerin bir uyarma yürüyüşüdür.

Milletler yabancı kuvvetlerin orduları ve diğer maddi güçleri tarafından yok edilmeden önce, manevi ve fikir güçleri tarafından esaret atına alınırlar. Böyle bir toplumun esir ve yok olması kesin hale gelir.

Bir fikre, bir ideolojiye, kendisinden daha üstün bir fikirle karşı çıkılır. Karşı fikir kaba kuvvetle ezilemez

Bizim savunduğumuz Dokuz Işık’çı sistemin hedefi Türk Milletinin her ferdini mülk sahibi yapmaktır.

İnsanlık aleminin en şerefli bir ailesi Türk Milletidir. Dokuz Işık demek, Türk Ülküsü demektir.

Türk töresi, Türk ülküsünün ayrılmaz parçasıdır.

Ülküsüz insan çamurdan farkı olmayan bir varlıktır.

İslamiyeti ele alıp Türklüğü inkar etmek ihanettir. Bunun tersi de aynı derecede gaflet ve ihanettir.

Alparslan Türkeş Kimdir? Alparslan Türkeş'in Hayatı ve Eserleri

Alparslan Türkeş, 25 Kasım 1917 yılında Lefkoşa'da dünyaya geldi. 1933 yılında ilesiyle beraber Lefkoşa'dan ayrılarak İstanbul'a geldi. 14 Ocak 1940 yılında Muzaffer Yurtsever ile dünya evine girdi. 1974 yılında Muzaffer Hanım'ı kaybetmiştir. Eşini kaybeden Alparslan Türkeş, 2 yıl sonra yani 1976 yılında Seval Türkeş ile evlendi. 4 Nisan 1997 yılında kalp krizi sonucu hayatını kaybetmiştir. Bu büyük adamdan bize sadece eserleri kalmıştır.

Alparslan Türkeş Eserleri

  • 9 Işık
  • 9 Işık ve Türkiye
  • Yeni Ufuklara Doğru
  • 1944 Milliyetçilik Olayı
  • 27 Mayıs ve Gerçekler
  • Dış Politikamız ve Kıbrıs
  • Türkiye'nin Meseleleri
  • Gönül Seferberliğine
  • Temel Görüşler
  • Bunalımdan Çıkış Yolu
  • Kahramanlık Ruhu
  • Basın Toplantıları
  • Türkeş Anlatıyor (Parti Özel Yayını)
  • Tarihi Konuşmalar (Röportajlar)
  • Konuşmalar
  • Türkiye'nin İç ve Dış Güvenliği

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.