KIBRIS TÜRK KÜLTÜR DERNEĞİ'NDEN 36 YILDA ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kıbrıs Türk halkının egemenliğini, meşru hak ve çıkarlarını, bağımsızlığını, geri dönülmez şekilde güvence altına almak için kurulmuştur.
KIBRIS TÜRK KÜLTÜR DERNEĞİ, KKTC'nin 36. KURULUŞ YILDÖNÜMÜNDE ÇÖZÜM ÖNERİLERİNİ AÇIKLADI:
Kıbrıs Türk Halkı, BAĞIMSIZ DEVLETİNİ ilan ettiği 15 Kasım’ın 36’ncı Yılını kutlarken güvenlik ve varlığını, sürdürülebilir bir zeminde daha da güçlendiriyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilan edildiği 15 Kasım siyasi tarihimizin en büyük günüdür. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilanını sağlayan siyasi gelişmeler ve neden ilan edildiği dikkate alındığında 15 Kasım 1983 tarihinin önemi ve büyüklüğü çok daha iyi anlaşılmakta ve değerlendirilmektedir.
1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Devleti’ni kuran ve özel milletlerarası statüsünü saptayan 1959 Zürih-Londra ve 16 Ağustos 1960 Antlaşmaları, Kıbrıs Türk Halkına egemenlik, yönetimde etkin katılım ve kendi geleceğini tayin etme haklarını, Devletler Hukuku düzeyinde güvenceye almıştır.
İngiltere, Kıbrıs Adası üzerindeki egemenliğinin devrini ve Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası’nın yürürlüğe girme tarihi ile Kıbrıs Devleti’nin milletlerarası statüsünü düzenleyen bütün antlaşmaların yürürlüğe girme tarihi ve yine, bu antlaşmalardan birisi olan İttifak Antlaşması uyarınca Türk ve Yunan askerî birliklerinin Ada’ya çıkma tarihinin, aynı tarih olması, bir milletlerarası antlaşma ile varlık kazanan bir devletin, Kıbrıs Cumhuriyet devleti olarak bütün Kıbrıs Antlaşmalarına ve belgelerine taraf olmasını sağlayacak bütün gerekli işlemler yerine getirilmiş ve bu işlemler açısından belirlenen tarih de 16 Ağustos 1960 olmuştur.
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin temel kuruluş nedeni, Türkiye, Yunanistan, Kıbrıs Türk halkı ve Kıbrıs Rum halkının hak ve çıkarlarını uzlaştırmak ve denge koşullarında korumaktı. Türkiye ile Yunanistan arasındaki dengenin bozulmaması için, Kıbrıs’ta, ülke bütünlüğü korunan, bağımsız ve Anayasa’nın Temel Maddeleri uyarınca yönetilecek Türk ve Rum Halklarının eşit kurucu ortaklığında bir devletin kurulması üzerinde uzlaşmaya varılmıştır. 1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti devleti böyle bir uzlaşmanın hukuki ifadesidir. Rum-Yunan ikilisinin kurulmuş olan bu dengeyi bozma girişim, Kıbrıs uyuşmazlığı’nı/meselesi’ni 21 Aralık 1963 yılında yeniden yaratmıştır.
Yunanistan ve Kıbrıs Rumları, ENOSİS’i gerçekleştirmek için başlattıkları EOKA terör eylemleriyle Türk halkına karşı gerçekleştirdikleri katliamlar sonunda devleti işgal ederek Kıbrıs uyuşmazlığını farklı bir şekilde yeniden başlattılar. Kıbrıs uyuşmazlığı, aşamalarla günümüze kadar gelmiştir. Uyuşmazlığın birinci çözüm aşaması diyebileceğimiz 1959-1960 Antlaşmaları, taraflar arasında uzlaşı yoluyla sağlanan bir güç paylaşımı ve denge sağlıyordu. Bu anlaşmanın uluslararası hukuki bir statü ile sağlanmasına rağmen Rum-Yunan ikilisi devleti silah zoru ve Türkleri katlederek daha büyük boyutta gelişen bir uyuşmazlık haline getirdiler.
Kıbrıs uyuşmazlığının temeli ve esas kaynağı tarihi belgeler ve olayların ortaya koyduğu yaşanan gerçeklere göre Yunanistan ve Kıbrıs Rumlarının ENOSİS hedefi ve soykırım eylemleri dâhil sürdürdükleri çok yanlı, çok yönlü mücadeleleridir.
İngiltere, ABD ve NATO açısından Kıbrıs için “ideal çözüm, gücün toplumlar arasında demokratik olarak paylaşıldığı tek bir ülke oluşturulması” idi. Ancak bu “fonsksiyonel federal-konfederal model” ENOSİS mücadelesi nedeniyle işletilmedi.
Kıbrıs devletini işgal ederek Rum-Yunan ikilisinin kurulmuş olan dengeyi ENOSİS için bozmaları, Türk halkını azınlık statüsüne düşürmek için izlediği uzlaşmazlık politikasının bir sonucu olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 15 Kasım 1983 tarihinde Kıbrıs Türk Federe Devleti Meclisi’nde oybirliğiyle alınan karar ve halkın coşkulu katılımıyla yayınlanan Bağımsızlık Bildirgesi ile kurulmuştur. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla Türk halkı ile Rum halkı arasında bozulan “iç denge” egemen eşitlik temelinde yeniden tesis edilmiştir.
İngilizler, ABD ve NATO 1960 yılında Türk ve Rum halklarının haklarını ve çıkarlarını dengeleyen uluslararası antlaşmaları ve kabul edilen Kıbrıs anayasası çerçevesinde “bağımsızlığı sınırlandırılmış” Kıbrıs Cumhuriyeti devleti, 16 Ağustos 1960 yılında destekleriyle kurulmuştu. Ancak iki halkın haklarını ve çıkarlarını dengeleyen antlaşmalara rağmen devletin Rum-Yunan işgali sonucunda bozulan dengeyi sağlayan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kabul etmeyen çelişkili politikalarını ısrarla sürdürüyorlar.
İngiltere’ye Kıbrıs’ın yönetiminin fiilen devredildiği 12 Temmuz 1878 günü Rumların ENOSİS talebine karşılık Kıbrıs Türklerinin Kıbrıs’ın bir Türk adası olduğu çıkışıyla başlayan ESOSİS’e karşı sürdürdüğü mücadelesi, çeşitli aşamalardan geçerek günümüzde bağımsız egemen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Rum-Yunan işgali altındaki Güney Kıbrıs’taki Rum Yönetimi’nin olduğu de-facto statü oluşmuştur.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kıbrıs Türk halkının egemenliğini, meşru hak ve çıkarlarını, bağımsızlığını, geri dönülmez şekilde güvence altına almak için kurulmuştur.
Türk halkı, uluslararası antlaşmalarla ve tarihsel, siyasal, hukuki temellere dayalı elde ettiği egemen siyasi eşitliğini, bütün ada üzerindeki egemen kurucu ortak statüsünü, ayrı kimliğini korumak, kendi kendini egemen bir halk olarak özgür iradesiyle yönetmek, Kıbrıs'ta egemen, Rumlarla eşit, self-determinasyon hakkına sahip, demokratik değerleri temel alan, insan hakları başta olmak üzere evrensel değerleri yaşam tarzının ayrılmaz bir parçası haline getiren çağdaş bir halk olduğunu ve siyasi, hukuki haklarının tamamen ihlal edildiği gerçeğini ısrarla görmek istemeyenlere göstermek, uluslararası toplumun bir üyesi olduğunu hatırlatmak için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kurmuş ve bugün 36. yaşını kutlamaktadır.
Kıbrıs’ın yakın siyasal tarihinde Rum-Yunan ikilisinin ENOSİS planları kapsamında sürdürdüğü siyasal gelişmeler, uzlaşmazlık politikasının yarattığı gelişmeler sürecinde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilan edilmiştir.
Kıbrıs’ta artık yeni gerçekler vardı. Bu gerçekler temelinde Kıbrıs’ta yaşayan, kendi geleceklerini belirleme (self-determinasyon) hakkına sahip iki ayrı egemen halkın varlığı ve Ada üzerinde değiştirilemez Türk-Yunan dengesi vardı.
Yaşanan ve mevcut gerçekler ışığında artık Crans Montana modelinde ve Guteress Belgesi temelinde, Guterres-Anastasiadis-Akıncı arasında mutabık kalındığı ileri sürülen “referans kavramları” kapsamında masaya oturulamaz ve “çözümün adı federal bir yapı” olamaz.
Kıbrıs gerçekleri temelinde artık Uzlaşmanın adı, Egemen Eşitlik Temelinde İki Devletli uluslararası bir antlaşmadır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 36’ncı kuruluş yılını kutluyoruz.
Saygılarımızla.
KIBRIS TÜRK KÜLTÜR DERNEĞİ
YÖNETİM KURULU
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.