Kızılelma Nedir?

Kızılelma Nedir?

Kızılelma, üzerinde düşünüldükçe uzaklaşan ancak uzaklaştığı oranda cazibesi artan ülküler veya düşlerdir? Kavramı daha da sadeleştirecek olursak; Türk milletinin ülkü birlikteliğinin sembolleşmiş halidir diyebiliriz?

Sembolik kavram olarak; Kızılelma, Türkler tarafından değişik şekillerde tasvir edilmiş olup bazen bir belde bazen bir taht ya da parıldayan ve dünya hâkimiyetini temsil eden som altından yapılma kızıl renkli bir küre olmuştur. Bu altın küre bazen zaferin işareti, bazen hâkimiyetin sembolü, bazen de fethedilmek üzere hedef seçilen toprakların sembolü olarak ifade edilmiştir.

Kızılelma bir semboldür. Ulaşılmak istenen bir hedef, kat edilmesi gereken bir yol, bir adil yönetim kurma arzusudur. Ülkülerin, Kızılelma kavramında sembolleştiğini görmekteyiz. Niçin Kızılelma kelimesinin seçildiğini Nihal ATSIZ şöyle izah etmektedir; Türkler, kendi ülkülerine niçin ‘kızılelma’ demiştir, bunun sebebini bilmiyoruz. Yalnız bu addaki saflık ve tabiilik, Türk ülküsünün çok eski olduğunu göstermek bakımından manalıdır. Kızılelma adı, ülkünün aydınlardan önce halk arasında doğduğunu gösterse gerektir.

Kızılelma kavramı, Türk milleti tarafından topyekûn oluşturulduğunu da bir gerçektedir. Kızılelma kavramı ve ifade ettiği anlamın tarihi seyrine bakacak olursak iki dönemde inceleyebileceğimizi görmekteyiz. Tarihçilerin, Türk tarihini İslamiyet öncesi Türk tarihi ve İslamiyet sonrası Türk tarihi şeklinde sınıflandırmasına bakacak olursak bu ayrımın genel kabul gördüğünü söyleyebiliriz.

Türklerin İslamiyet'le birlikte milletleşme sürecini tamamlaması, Kızılelma kavramını da o oranda anlam kazandırmıştır. Aynı zamanda İslamiyet de yeni bir fetih ruhu kazanmıştır.

İslamiyet öncesi Kızılelma nedir sorusuna vereceğimiz cevap: Güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar fethetmek olurdu.

İslamiyet sonrası Kızılelma nedir sorusuna vereceğimiz cevap; Dünyaya nizam vermek ve ila-yı kelimetullah için çalışmak olurdu.

Bahsi geçen kızıl elma hedefleri milli bir ülkü olarak görülmüş ve bunlara ulaşmak Türk Milletinin ortak amacı haline gelmiştir.

Mili bir ülkü olan Kızılelma için günümüzde yapılan tanımlamaların yanı sıra tarihimizde de farklı tanımlamalar yapılmıştır. İstanbul'un fethinden sonra Kızılelma, Roma'da bulunan Saint-Pierre kilisesinin mihrabındaki altın top olarak tanımlanmıştır. Kanuni Sultan Süleyman, sorulan Kızılelma neresidir sorusuna; 'önce Viyana sonra Roma'dır' şekliden cevap vermesi Kızılelma hakkında yapılan farklı yorumları açık bir şekilde göstermektedir.

Kızılelma mitolojik bir olay mıdır?

Kızılelma, Oğuzlardan günümüze birçok kez gündeme gelmiştir. Kızılelma'yı, tarihleri çok eski gibi görünse de dünya tarihi incelendiğinde kısa bir mesafede bulduğumuz Selçuklularda Osmanlılarda çok sık görmekteyiz. Genel olarak ifade edecek olursak bu devletlerde Kızılelma hep batıdaydı. Tarihçilere göre son kızılelma ise dünya üzerindeki tek bağımsız İslam devletini kurtarmaktı.

Kızılelma binlerce sene önce sönmüş bir ülkü ateşi değildir. O yüreklerde yer etmiş belki korlaşmış ancak asla sönmemiş bir ülküdür. Kızılelma, Türk’ün, bugün kalbinde yarın elinde olacaktır.

Günümüz ve Kızılelma

Ülküsüz insanlar inanmadıkları değerleri sadece hayal ederler ve hayal ettikleri şeylerinde olmayacağına kendilerini inandırmışlardır. Ülkücü ise inandığı değerler için ümitlidir hayal etmez. Ümit ettiği şeylerin ise bir gün mutlaka gerçekleşeceğinden emindir.

Bugün Kızılelma neresidir diye sorunca toplum bir tepki vermemektedir. Ülküsüz insanlar kızıl elmadan tabiri caizse sahilde kumdan kale yapmayı hayal ederken, ülkü ile dolu insanlar kurdukları dünya nizamının altın kalesini inşa etmektedir. Ümitsizler kişisel ihtiraslarına önem verirken, ümitliler yaşadıkları toplumun ihtiraslarına önem vermektedirler. Önem derecelerini düşündüğümüzde ise; ümitsizler birliktelik sağlayamaz. Ümitliler ise; birliktelik sağlarlar. Günümüzde birliktelik sağlayan insanlar seslerini yeterince duyuramadığı için Kızılelma mefhumu gereken değerine ulaşamamaktadır.

Bugün, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde Kızılelmaya inanmış olan Türk-İslam sancaktarları vardır. Türk-İslam sancaktarları dünyanın nizamına taliptirler ve Allah'ın yüce adını yayma gayesi içerisindedirler. Bu onların esas Kızılelması’dır. Bu amaca giden yolda atılması gereken adımlar ise; Milliyetçi Türkiye'nin tesisi ve Türk Birlikteliği olan Turandır.

Türk-İslam sancaktarı bulunduğu konumdan hiçbir zaman memnun değildir. Her zaman bir üst ülküye en kısa zamanda ulaşmayı arzular. Arzuladığı ülkülerde yorulabilir, yılgınlığa düşebilir ama asla vazgeçmez ve ülkülerinin vuslata ereceği günü iple çeker. İpi göğüsleyenlerin içinde yer almayı arzular. Bu kervanda yer almanın mutluluğunu yaşarlar her dem. Kızılelma'ya haiz olamayan yığınlar (!) ise yaptıkları kumdan kalelerin yıkılmasına bile seyirci kalacak kadar acizdirler. Gelen dalgalara set koyamayacak kadar

Gün, Birlik günüdür. Gün, tarihten ders alma günüdür. Gün, ülkü şuuruna erme günüdür. Gün, kızılelmalar üretme günüdür. Gün, kızılelmalara sarılma günüdür. Gün, Kızılelma deyince körlerin fili tarif etmesi gibi kem kümedenlerin günü değildir. Kızılelma deyince gülüp geçenlerin günü değildir. Kızılelma deyince susanların günü hiç değildir.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.