MHP'li Durmaz: Belediyeden Çıkarılan Personel Geri Alınsın
MHP Genel Başkan Yardımcısı Sadir Durmaz, Belediyelerden çıkarılan işçi ve sözleşmeli personellerin haklarının iade edilmesini talep etti.
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Sadir Durmaz, TBMM Genel Kurulu'nda 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi'nin 10'uncu maddesi üzerine MHP Grubu adına yaptığı konuşmada, MHP'nin Yerel Yönetimlerde uyguladığı Üretken Belediyecilik anlayışının esasları hakkında bilgilendirmede bulunarak, seçimlerde el değiştiren belediyelerde hiçbir haklı sebebe dayanmayan, tamamen keyfî ve ideolojik maksatla işten çıkarılan işçi ve sözleşmeli personellerin haklarının iade edilerek kadroya geçirilmesi gerektiğini söyledi.
VATAN SEVGİSİNİN EN İYİ GÖSTERİLECEĞİ ZEMİNLERDEN BİRİSİ DE BELEDİYELERDİR
İbni Haldun 14'üncü yüzyılda zamanları aşan tespitiyle "Coğrafya kaderdir." diyerek yaşanılan coğrafyanın insana yüklediği sorumluluklara dikkati çekmiştir. Biz de dünyanın en zor coğrafyalarından birinde yaşadığımızı bilerek siyaset yapmalıyız. Hamdolsun, MHP, Türk siyaset sahnesine çıktığı ilk günden beri bu anlayışta siyaset yapmakta, yol yürümektedir. MHP olarak geçmişten bugüne siyasetimizin en önemli unsuru vatan ve millet sevgisidir. Buradan hareketle iddiamız odur ki vatan sevgisi millete hizmetin en büyük gücüdür ve bu sevginin en iyi gösterileceği zeminlerden biri de hiç şüphesiz yerel yönetimlerimiz, belediyelerimizdir. Yerel yönetimler vatandaşlarımızın talep ve beklentilerinin ilk karşılık bulduğu hizmet birimleridir. Tüm yerel yönetimler ama hassaten belediyeler beşikten mezara kadar vatandaşımıza hizmet eden, vatandaşımızın iyi gününde ve kötü gününde yanında olan vefa kurumlarıdır.
BELEDİYELER HALKIN HAYAT STANDARDININ YÜKSELTİLMESİNİ ÜLKÜ EDİNEN HİZMET NOKTASIDIR
MHP, mahallî idareleri en ücra köşedeki vatandaşla iletişim kurabilen, ihtiyaç ve sorunlarından haberdar olan, vatandaş memnuniyetinin ve hayat standardının yükseltilmesini ülkü edinen hizmet noktaları olarak değerlendirmektedir. Bize göre belediye demek akıl, ahlak ve adaletle yönetilen, kul hakkını gözeten, emanete vefa gösterilen yer demektir. Belediye demek günün yirmi dört saati açık kapı demektir. Belediye demek uzatılan eli geri çevirmeyen cömertlik demektir. Belediyeler hayatın bizatihi içindedir ve öyle de olmak durumundadır. Belediye yönetimlerini üstlendiğimiz her vatan köşesinde belediye başkanlarımız kalp kırmayan, hiç kimseyi incitmeyen, insanlarımızı ötekileştirmeyen bir anlayışla hizmet etmeye devam etmektedir.
MHP'NİN YEREL YÖNETİMLERDE ÜRETKEN BELEDİYECİLİK ANLAYIŞI
MHP olarak yerel yönetimler vizyon belgemiz olan üretken belediyecilik çalışmamızı kamuoyuna takdim etmiş ve paylaşmıştık. Bütüncül yaklaşım, birlikte yönetim esasına dayanan üretken belediyecilik anlayışımız millî ve manevi değerleri koruyarak tüm yerel yönetimlere model olacak bir belediyecilik anlayışı ortaya koymakta, yerel yönetimlerimizin etkin gücünü en üretken biçimde kullanarak ülkemizi çağdaş, yaşanabilir ve sürdürülebilir bir kent vizyonuna ulaştırmayı amaç edinmektedir.
ÜRETKEN BELEDİYECİLİĞİN ESASLARI
Üretken belediyecilik, tüm faaliyetlerinde kaynakların etkin ve verimli kullanılması maksadıyla finansal, sosyal ve fiziksel planlamayı birlikte gerçekleştiren bir belediyecilik modelidir. Üretken belediyeciliğin merkezinde Türkiye ve Türk milletinin kadim değerleri vardır. Üretken belediyecilik vizyonunda 9 temel ilke esas alınmıştır. Bunlar sırasıyla milliyetçilik, çalışkanlık, adalet, dürüstlük, çağdaşlık, kalkınmacılık, katılımcılık, rekabetçilik ve şeffaflıktır. MHP'li belediyelerimiz bu ilkeler ışığında Türk milletinin ve Türkiye'nin değerlerini yücelten bir yaklaşımla hizmet vermektedir.
BELEDİYE BAŞKANLIĞI KUTLU BİR EMANETTİR
Belediye başkanlığı, bize göre kutlu bir emanettir. Emanete sahip çıkılması, leke sürdürülmemesi inancımızın gereğidir. Belediye başkanlarının bir diğer adı da şehremini yani şehrin emin kişisidir. Bu sebeple belediye başkanları sahip oldukları tüm imkân ve kaynakları bir kuruşuna halel getirmeden hemşehrilerinin hayat standartlarını yükseltmek, refah seviyelerini artırmak için seferber etmek zorundadır.
BELEDİYE BAŞKANLIĞI SÜREKLİ YAKINMA YERİ DEĞİL ÇÖZÜM ÜRETME MAKAMIDIR
Yaşanan sıkıntılardan belediyelerin de etkilendiği hepimizin malumudur. Özellikle pandemi döneminde sorunların ve sorumlulukların arttığı da doğrudur ancak belediye başkanlığı sürekli yakınma, sızlanma yeri değil, çözüm üretme makamıdır. Önceliklerini belirlemek, bütçe disiplini içerisinde eldeki imkânları en akılcı şekilde kullanarak vatandaşa hizmet götürmek belediye yönetimlerinin en büyük sorumluluğudur. Pandemi etkisiyle artan harcamalar ve iş yükü sebebiyle belediyelere ilave destekler sağlanmış olmakla birlikte daha fazlasına ihtiyaç olduğunu da ifade etmeliyiz.
BÜYÜKŞEHİR KANUNU'NDAN KAYNAKLI SIKINTILAR
Güncel sorunların yanı sıra, mevzuata ilişkin, özellikle de 6360 sayılı Büyükşehir Kanunu'ndan kaynaklı bazı sorunlara dikkat çekmek istiyorum. Örneğin, 6360 sayılı Kanun'la köyden mahalleye dönüşen alanlarda getirilen vergi muafiyeti, hiçbir istisnaya yer vermediği için belediyelerde gelir kayıplarına neden olabilmektedir. Bulundukları yerin kırsal alanda olması nedeniyle vergi muafiyetinden yararlanan büyük ölçekli firmalar söz konusudur. Büyük ölçekli firmaların belli bir ciro ya da başka bir kıstas getirilerek 6360 sayılı Kanun'la getirilen muafiyetlerin dışına çıkarılması haksız rekabeti önleyecektir.
BELEDİYELER ARASINDA YETKİ VE GÖREV KARGAŞASI
Bir diğer husus, yetki ve görev karmaşasıdır. Büyükşehir belediyelerinin 6360 sayılı Kanun'la il mülki sınırlarının tamamında görevli ve yetkili hâle gelmesi, ilçe belediyeleriyle aralarında uygulamada görev ve yetki karmaşasına sebebiyet vermiştir. Bu nedenle, büyükşehir belediyeleri ile büyükşehir ilçe belediyeleri arasındaki görev ve yetki dağılımı yeniden masaya yatırılmalıdır. Bu yapılırken, yürütülecek mahallî müşterek nitelikteki yerel hizmetlerden hangilerinin il ölçeğinde, hangilerinin daha lokal ölçekte olduğu tespit edilerek kent bütünlüğünü ilgilendiren makro ölçekteki görevlerin büyükşehir belediyelerine, diğer görevlerinde ilçe belediyelerine bırakılması tartışılmalı ve bir çözüme kavuşturulmalıdır.
YEREL YÖNETİMLERE AKTARILAN PAYLAR
Bir başka konu, genel bütçe vergi gelirlerinden yerel yönetimlere aktarılan paylar konusudur. Bu payların dağılımı konusunda da ciddi sızlanmalar, yakınmalar söz konusu olup payların daha hakkaniyetli bir dağıtıma tabi tutulması, hizmette kalite ve etkinliği artıracak, daha az pay alan belediyelere de nefes aldıracaktır.
BELEDİYELERDEN ÇIKARILAN İŞÇİ VE SÖZLEŞMELİ PERSONELİN HAKLARI İADE EDİLMELİ
Bir diğer önemli konu da, belediyelerde yaşanan işten çıkarmalardır. Birçok belediyede, özellikle de seçimlerde el değiştiren belediyelerde hiçbir haklı sebebe dayanmayan, tamamen keyfî ve ideolojik maksatlı çok sayıda işten çıkarmalar söz konusu olmuştur. Hâlen görev yapan sözleşmeli personel ve şirket işçileri tedirgindir, her gün iş sözleşmelerinin sonlandırılması korkusunu yaşamaktadırlar. Haksız ve keyfî olarak ekmekleri ellerinden alınan sözleşmeli çalışanların haklarının iadesi sağlanmalı ve belediyelerdeki parçalı istihdam sisteminin iş barışını bozmasına, hizmet verimliliğini olumsuz etkileyebilecek bir hâle dönüşmesine engel olunmalıdır.
YEREL YÖNETİCİLERİN ÖZLÜK HAKLARI İYİLEŞTİRİLMELİDİR
Bir başka husus da özlük haklarına ilişkindir. 2005 ve sonraki yıllarda belediye kanunlarında yapılan değişikliklerle belediyelerin görev, yetki ve sorumlulukları oldukça artırılmış, belediyeler hayatın her alanına müdahil bir duruma getirilmiştir. Belediye başkanlarının, belediye meclis üyelerinin ve il genel meclisi üyelerinin yaptıkları mesai ile kendilerine sağlanan özlük haklarının doğru orantılı olmadığı kanaatindeyiz. Bu sebeple, belediye başkanlarının, belediye meclis üyelerinin ve il genel meclisi üyelerinin mali ve sosyal haklarının gözden geçirilmesi yararlı olacaktır.
TÜRK OLMAK ZORDUR DÜNYAYLA SAVAŞIRSIN. TÜRK OLMAMAK DAHA ZOR TÜRK'LE SAVAŞIRSIN
Son olarak ülke gündemimizde yer alan ABD'nin ülkemize yaptırım kararıyla ilgili olarak Sayın Genel Başkanımızın ifade ettikleri gibi, hiçbir ambargo, hiçbir yaptırım Türkiye'yi yolundan döndüremeyecektir. Türkiye yerli ve millî savunma sanayisini güçlendirmeye, ihtiyacı olan sistemleri de kimseye sormadan almaya devam edecektir. Geçmişte uygulanan ambargolardan çıktığımız gibi bu ambargodan da güçlenerek çıkacağımıza inancımız tamdır. Türk'e ve Türkiye'ye husumet besleyenlere Fatih Sultan Mehmet Han'a atfedilen bir sözü hatırlatarak diyorum ki: "Türk olmak zordur, dünyayla savaşırsın; Türk olmamak daha da zordur çünkü Türk'le savaşırsın."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.