MHP’li yazar: Salih Müslim ile Barzani arasında fark yok

MHP’li yazar: Salih Müslim ile Barzani arasında fark yok

MHP’li ülkücü yazar Orhan Karataş: “AKP'nin Peşmergebaşı Barzani'yi savunmaya çabalaması eski huylarının nüksetmesi değilse, yeni bir çözülmedir.. Salih Müslim ile Barzani, PYD ile KDP arasında ne fark var?”

K. Irak’taki peşmergebaşı Barzani’nin sözde “Kürdistan bayrağı”nın Türkiye’de göndere çekilmesine MHP ve ülkücülerin tepkisi sürüyor.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Kürdistan bayrağı”na yönelik tepkisinin ardından Başbakan Binali Yıldırım “bayrak tartışmasının iyi   niyetlilik olmadığını” söylemiş, Bahçeli de twitter adresinden “Kötüye kötü demenin neresi iyi niyetlilik değildir?” diye karşılık vermişti. Ardından Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, sözde Kürdistan bayrağı için “Irak anayasasınca tanınan bir bayrak ve diplomasi gereği asılmıştır” savunması yapmıştı.

Sözde Kürdistan bayrağına MHP cenahından, parti gazetesi olarak bilinen Ortadoğu’nun Ankara Temsilcisi Orhan Karataş’tan sert tepki geldi.

Orhan Karataş, “Bayrak ve Barzani” başlıklı yazısında, “Suriye'yi bölüp bir devlet kurma peşinde olan PKK uzantısı PYD'yi terörist ilan edip, bu kanlı örgütle hiçbir şekilde biraraya gelinemeyeceğini dünyaya ilan ederken; aynı şeyi Irak'da yapan Barzani'yi kırmızı halılarla karşılayıp paçavrasını sallandırmak nasıl izah edilecektir?  Salih Müslim ile Barzani, PYD ile KDP arasında ne fark var? İkisi de PKK'nın hamisi, ikisi de bölücülüğün zirvesi, ikisi de Türkiye'nin hasmı. İkisinin de elinde şehitlerimizin kanı vardır” dedi.

Ülkücü yazar “AKP'nin Peşmergebaşı Barzani'yi savunmaya çabalaması eski huylarının nüksetmesi değilse, yeni bir çözülmedir” diye de yazdı.

Karataş’ın yazısı şöyle:

Barzani ile AKP'nin kurduğu kirli ilişkinin, Anayasa değişikliği hatırına görmezden gelineceğini ve bunun üzerinden MHP'yi yıpratacaklarını zannedenler, sayın Devlet Bahçeli'nin yaptığı açıklamalarla büyük bir hüsrana uğramışlardır. Bunların bir türlü anlayamadığı şey MHP'nin duruma göre vaziyet almayacağı, nabza göre şerbet vermeyeceği, özel menfaatlere hesap yapmayacağıdır.

BAHÇELİ'Yİ DUYDUNUZ

 Anayasa değişikliğini AKP ile özel ilişki kurulması olarak değerlendirme gayreti kasıtlıdır, ama beyhudedir. Bu düzenlemeye onay verilmesinin sebebi, Türkiye'nin yaşadığı tıkanıklığı aşmak, tıkanan ve elimizden kayma ihtimali güçlü biçimde ortaya çıkan devlete sahip çıkmak ve işler hale getirmektir. CHP ve etrafındaki şer odakları için devletin bir önemi olmayabilir. AKP'nin gitmesi uğruna ülkenin felaketini göze alabilirler. Ama MHP için ülkenin varlığı ve bölünmez bütünlüğü her şeyin önündedir ve bunu hiçbir şey değiştiremez. "Bakalım bu işe Bahçeli ne diyecek?" diyerek, ellerini ovuşturan CHP sözcüsünün düştüğü durum içler acısıdır.Bahçeli'nin ne dediğini duydunuz, hadi buyurun sıra sizde. Barzani ve asılan paçavralar için ne düşündüğünüzü anlatın da Türk milletiyle birlikte biz de öğrenelim. Başka hiçbir sebep olmasa dahi, referandumda ne demek gerektiğini anlamak için CHP'ye bakmak yeterlidir. Bunların yaptıklarının ve söylediklerinin tam tersi, bu ülke ve millet için her zaman daha doğru ve faydalı olmuştur.

NASIL İZAH EDECEKSİNİZ?

Huylunun huyunu terk etmesinin kolay olmadığını sadece CHP değil, AKP'de gösteriyor. AKP'nin PKK ve PYD'yi terörist görüp gereğini yapmaya başlamış olması bizi ümitlendirmişti. Bunu da hiçbir zaman saklamadık. Fırat Kalkanı Operasyonu ile dışarıda, PKK ve bütün uzantılarına karşı içeride verilen mücadelenin ülkenin huzuru ve bütünlüğüne nasıl katkı yaptığı, sonuçlarıyla birlikte orta yerde durmaktadır. Türkiye, Suriye ve Irak'ın toprak bütünlüğünden yana olduğunu defalarca açıklamıştır. Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakanın beyanları ortadadır. Buna rağmen Suriye'yi bölüp bir devlet kurma peşinde olan PKK uzantısı PYD'yi terörist ilan edip, bu kanlı örgütle hiçbir şekilde biraraya gelinemeyeceğini dünyaya ilan ederken; aynı şeyi Irak'da yapan Barzani'yi kırmızı halılarla karşılayıp paçavrasını sallandırmak nasıl izah edilecektir? Bu büyük bir çelişkidir ve anlamak da kabul etmek de mümkün değildir. Salih Müslim ile Barzani, PYD ile KDP arasında ne fark var? İkisi de PKK'nın hamisi, ikisi de bölücülüğün zirvesi, ikisi de Türkiye'nin hasmı. İkisinin de elinde şehitlerimizin kanı vardır.  

YENİ BİR ÇÖZÜLME Mİ?

AKP'nin Peşmergebaşı Barzani'yi savunmaya çabalaması eski huylarının nüksetmesi değilse, yeni bir çözülmedir. Sayın Bahçeli'nin söylediği gibi, "Türkiye ne zamandır Irak'ın kuzeyinde bağımsızlık için referandum yapmaktan bahseden, tutuklu HDP'lilerin bırakılmasıyla ilgili görüş sarfeden peşmerge kalıntısının bayrağını tanımıştır? Bizim Barzani'nin bayrağını vatan semalarında, Başbakanlık odalarında görmeye tahammülümüz kesinlikle yoktur. Bu şahıs önce PKK'ya desteğinin ve şehitlerimizin hesabını vermeli, Türkiye'ye kurduğu tuzakların bedelini ödemelidir. Türk   milletine   kefen   biçen   bir   çürümüşün,   Türkiye'de   bir   şey   yokmuş  gibi ağırlanması milli gururu incitmiş, milli vicdanı sarsmış ve rahatsız etmiştir. Bizim de buna onayımız yoktur, tepkimiz şiddetli ve tavizsizdir."

CEVAP ARAYAN SORULAR

Sayın başbakanın grupta yaptığı açıklamalar vahameti daha da ağırlaştırmıştır. Özellikle bayrak savunması skandala yeni halkalar eklemiştir. Biz, Irak'ın bölünüp 4 parçalı Kürdistan'ın birinci ayağının tamamlanmasını ne zaman kabul ettik? Bu paçavranın dalgalanmasını izin vermenin sonunun nasıl geleceği belli değil mi? Bağımsız bir devlet peşinde koşan bu peşmergebaşı bundan sonra daha azmış şekilde Türkiye'ye meydan okumayacak mıdır? ABD'nin PYD üzerinden yaptığı kanlı hesapları, PKK'nın kalleşliklerini ve kahpeliklerini Barzani'nin himmetiyle mi bozacağımızı zannediyoruz? Bu peşmergebaşının ABD'nin emrinden çıkacağını, onların onayı ve desteği olmadan her hangi bir adım atacağını mı düşünüyorsunuz? Yarın Türkiye'yi arkadan hançerleyip, ABD'nin isteği veya kendi kirli emelleri doğrultusunda PYD ile ortak hareket etmeyeceğini kim garanti edebilir?

BİR DEFA DAHA HATIRLATALIM

AKP Anayasa değişikliğinde aynı şeyi düşündü ve gereğini yaptı diye, MHP'nin bundan sonra her yanlışa, her teslimiyete, hatta her ihanete göz yumacağını, susacağını ve kabulleneceğini mi zannediyor? Eğer böyle düşünüyorsa, MHP'yi ve sayın Devlet Bahçeli'yi hiç anlamamış ve tanımamış demektir. Biz sayın Başbakana sayın Bahçeli'yi bir defa daha ve kendi sözleriyle hatırlatalım:  

 "Sayın   Başbakan   Barzani   paçavrasını   gündeme   getirmenin   iyi   niyetlilik olmadığını söylüyor. Kötüye kötü demenin neresi iyi niyetlilik değildir? Ne oldu da Barzani Türkiye'de, hem de şu nazik ve hassas dönemde ağırlandı? Hangi bölgesel ve küresel politikanın yörüngesine girildi? Eğer Barzani, bize tercih ediliyorsa, ki bu da bir tercihtir, asıl bunu iyi niyetle yorumlayamam, samimiyetle okuyamam. Sayın Başbakan'a millilik övgüleri yaparken, mahcup olacağımız, yüzümüzü kara çıkaracak misal ve eylemlerle karşılaşmaktan üzülüyoruz. Güzele güzel diyoruz naz ediyor; çirkine güzel diyoruz haz ediyor. Nasıl iştir, anlamak, anlam vermek mümkün değil? Barzani'nin bez paçavrası daha önce de asılmış! İyi ya o zamanda aynı şiddetli ve tavizsiz tepkiyi göstermedik mi? Uyuşup karanlığa mı uyalım? Cenap Şehabettin diyor ki; yuvasını yakmadıkça yılanın kökü kesilmez. Yuva da bellidir yılan da. Bunları yok saymak yenilgi ve yıkımdır."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.