Yunanistan'la sorunların diyalogla çözülebileceğine inanıyoruz
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonu'nda ortak basın toplantısı düzenledi. Çavuşoğlu, Türkiye- Yunanistan ilişkilerine ilişkin, "Oldu bitti ve provokatif söylemlerden uzak durulmalıdır." dedi
Mevkidaşı Dendias'ı, Ankara'da ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu dile getiren Çavuşoğlu, ziyaretin dün planlandığını fakat dünkü NATO toplantıları nedeniyle bugün yapıldığını aktardı.
Bakan Çavuşoğlu, özellikle Türkiye-Yunanistan arasında diyalog kanallarının tekrar canlandırılmasını çok olumlu bulduklarının altını çizerek, söz konusu ziyaretin anlamının büyük olduğunu ifade etti.
"(Yunanistan'la) Sorunların, iki komşu ve müttefik arasında yapıcı diyalog yoluyla çözülebileceğine inanıyoruz." diyen Çavuşoğlu, sorunlara 3. taraflar üzerinden çözüm aramanın doğru bir yaklaşım olmadığını vurguladı.
Çavuşoğlu, "Oldu bitti ve provokatif söylemlerden de uzak durulmalıdır. Bugün bunları enine boyuna değerlendirme imkanımız oldu." diye konuştu.
Görüşmelerde, hem Türkiye hem de Yunanistan'daki azınlıklar konusunun da ele alındığını belirten Çavuşoğlu, "(Türkiye-Yunanistan) Her iki ülke içindeki azınlıkların huzur ve refah içinde olması bizlerin de yararınadır ve olumlu yansımaları olacaktır." dedi.
Doğu Akdeniz konusu
Çavuşoğlu, Türkiye'nin, Doğu Akdeniz'de kendi belirlediği ve Birleşmiş Milletler'e (BM) kaydettirdiği kıta sahanlığı içinde faaliyetlerini sürdürdüğünün altını çizerek, yine Türkiye'nin bugüne kadar Türkiye'yi dışlayan ve Kıbrıs Türk halkının haklarını yok sayan adımlara karşı ne yapabileceğini gösterdiğini vurguladı.
Türkiye'nin hakça paylaşım ve uluslararası hukuk konularını dile getirdiğini ifade eden Çavuşoğlu, "(Doğu Akdeniz'de) Türkiye kendi haklarını ve Kıbrıs Türk halklarının haklarını korumaya muktedirdir." değerlendirmesinde bulundu.
Batı Trakya'daki Türk azınlığı konusu
Çavuşoğlu, konuşmasında Yunanistan'ı itham edici söylem içinde bulunmadığının altını çizerek, şu ifadeleri kullandı:
"Ama bu ilk görüşmenin biz daha pozitif bir atmosferde devam etmesini arzu ediyorduk fakat Nikos Dendias yaptığı konuşmada maalesef ülkeme yönelik son derece kabul edilemez ithamlarda bulundu. Öncelikle Türkiye'nin Yunanistan'ın egemenlik haklarını ihlal ettiğini söyledi. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Türkiye Cumhuriyeti kendi haklarını, özellikle Doğu Akdeniz'de ve Kıbrıs Türk haklarını korumaya muktedirdir ve attığımız adımlar da haklarımızı korumaya yöneliktir. Bizim bu konularda görüş ayrılığımız var ve bundan sonra bu konuları kendi aramızda görüşme konusunda mutabık kaldığımız halde buraya gelip Türkiye'yi suçlarsanız, ben de bunların cevabını vermek durumunda kalırım. Ayrıca, Türkiye'de biz, Rum Ortodoks azınlığı Rum Ortodoks olarak kabul ediyoruz ama siz 'Ben Türk'üm' diyen Türklere 'Yok sen Türk değilsin, sadece Müslümansın' demeniz de ne insanidir ne de uluslararası hukuka uygundur. İnsani olarak yaklaşımlarınız farklı olabilir ama bu konuda üç tane Avrupa İnsan Hakları kararı var ve siz Türk azınlığın, Türk ismini kullanmasına müsaade etmiyorsunuz. Sonuçta bunlar sadece Müslümandır, peki bunlar Rum Müslümanı mı? Bunlar kendisi ben Türk'üm diyorsa Türk'tür ve bunu da böyle kabul etmek zorundasınız."
Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ve uzun yıllar önce tanışıp dost olduğu Çavuşoğlu'na davet için teşekkür eden Dendias, "Bu akşam beni iftar yemeğine davet ederek onurlandırdığınız için de teşekkür etmek istiyorum." dedi.
Dendias, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in de tüm İslam aleminin ramazanını tebrik ettiğini belirterek, "Miçotakis hükümeti din özgürlüğüne özel bir önem atfetmekte ki, bu durum ülkemizin anayasasında yer alıyor." diye konuştu.
Miçotakis'in Atina'da bir cami açılması taahhüdünde bulunduğunu hatırlatan Dendias, "Bu taahhüt geçen kasım ayında pratiğe dönüştü." dedi.
Dendias, bugünkü görüşmelerin açık ve samimi bir ortamda gerçekleştiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Son derece verimli bir görüşmeydi ve samimiyetle şunu ifade etmek isterim ki, yakınlaşma olan bütün konularla ve uzlaşamadığımız bütün konuları masaya yatırma fırsatı bulduk görüşmelerimiz çerçevesinde. İki ülke arasında iletişim kanallarının açık tutulması gerekli. Öncelikli hedefimiz, uluslararası hukuk temelinde barış içinde var olmayı tesis etmemiz gerekiyor."
Dendias, iki ülkenin, yaklaşık 70 yıl önce üye oldukları NATO ve Birleşmiş Milletler (BM) şartının temel kuralları ile Avrupa Birliğinin (AB) ilkeleri çerçevesinde birlikte yaşamayı sürdürmesi gerektiğini belirtti.
Türkiye'nin de defaatle AB'ye üyeliği stratejik hedef olarak dile getirdiğini belirten Dendias, "Bu çerçevede Türkiye ve Yunanistan arasında istişari görüşmelerin başlamasını, yine iki ülke dışişleri bakanları arasındaki siyasi görüşmelerin başlamasını memnuniyetle karşılıyorum. Aynı şekilde, yapılacak güven artırıcı önlemlerle ilgili görüşmeleri de memnuniyetle karşılıyorum." diye konuştu.
Dendias, bugünkü temaslarında birçok ikili konuya değindiklerini vurgulayarak, Çavuşoğlu'yla iki ülke arasındaki iş birliğini çeşitli alanlarda geliştirmek hususunda mutabık kaldıklarını söyledi.
İki ülke arasında ekonomi alanında bazı somut iş birliği önerilerinin incelenmesi açısından, Yunanistan Ekonomiden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Kostas Frangoyannis'in de bugünkü temaslarda yer almasının önemine işaret eden Dendias, şunları kaydetti:
"Bu çerçevede geçmiş yıllarda var olan ekonomik iş birliğimizin daha da ileriye götürülmesini ümit ediyoruz. İnanıyoruz ki, Türkiye'yle birlikte bir pozitif gündem oluşturabiliriz ekonomi alanında ve ilişkilerimizi bu şekilde ilerletebiliriz. Aramızdaki ekonomik iş birliğini geliştirerek Türk-Yunan ilişkilerindeki mevcut havayı iyi yönde değiştirebiliriz. Son 20 aydır devam eden bu olumsuz havayı ortadan kaldırabiliriz diye düşünüyoruz. Ve yine pandeminin sonunda iki ülke halkları arasındaki iletişimi de yeniden tesis edebiliriz."
"Bölgesel konuları ele aldık"
Dendias, ikili ilişkilerde kışkırtıcı söylem ve eylemlerden uzak durulması gerektiğini belirterek, "İlişkilerimizi geliştirmemizin önündeki ön koşul budur. Belirtmek isterim ki son dönemde ihlal eylemleri dramatik şekilde arttı ve bu eylemler güven ortamı oluşturulmasının önünde engel teşkil etmekte." iddiasında bulundu.
Dendias, Çavuşoğlu ile görüşmesinde bölgesel konuları da ele aldıklarını kaydederek, "Bildiğiniz gibi BM Güvenlik Konseyi kararlarına dayanan ve Avrupa müktesebatına uygun, bir ülke hariç uluslararası toplum tarafından kabul edilen yegane çözüm iki taraflı, iki toplumlu federal bir federasyon çözümüdür. Yine Kıbrıs Cumhuriyetinin egemenliği ve egemenlik haklarını ihlal eden eylem ve davranışlardan vazgeçilmesi gerekir." ifadelerini kullandı.
Dün İstanbul'da Rum Patriği Bartholomeos ile görüştüğünü ve Türkiye'deki Rum azınlığın sorunlarını dinlediğini dile getiren Dendias. "Burada şunu belirtme fırsatı buldum. Yunanistan'da Müslüman azınlık var. Lozan Anlaşmasına göre buradaki azınlık Müslüman." dedi.
Türkiye'nin AB üyeliği
Görüşmede Türkiye-AB ilişkilerinin de ele alındığını aktaran Dendias, "Bir kere daha ifade etmek isterim ki Yunanistan, Türkiye'nin AB üyeliğini destekliyor. İki komşu ülke olarak her iki taraf da AB'ye üye olmuş Türkiye'den çok fazla şey kazanabilir. Ancak buna karar verecek biz değiliz. Türk halkının büyük çoğunluğu ülkesinin AB'ye girmesini destekliyor." değerlendirmesinde bulundu.
Vize serbestisi konularını ele almaya hazır olduklarını kaydeden Dendias, ülkesinin bu konuda yapıcı bir tavır takındığını savunarak şunları dile getirdi:
"Ancak bütün aday ülkelerde geçerli olduğu gibi ihlal edilemez bir kural var. Avrupa müktesebatı da dahil AB ilke ve değerlerine saygı duymak gerekir. Bu da tüm üye ülkelerin egemenlik, toprak bütünlüğü ve hükümranlık haklarına saygı göstermekten geçer. Bu çerçevede AB ikili bir yaklaşım benimsedi. Önlem alma ihtimali her zaman konseyin masasında bulunuyor. Eğer Türkiye bizim egemenlik ve hükümranlık haklarımızı ihlal etmeye devam ederse o zaman tabii ki masa üstündeki önlemler gündeme gelecektir. Biz tabii ki böyle bir şey olmamasını ümit ediyoruz."
Dendias, Yunanistan'ın BM Deniz Hukuku Sözleşmesi (UNCLOS) ve uluslararası hukuktan doğan haklarını kullandığı için savaş tehdidiyle karşı karşıya olduğunu iddia ederek, "Bu tabii ki ne iyi komşuluk ilişkileriyle bağdaşmakta ne de AB sözleşmesi ve uluslararası hukuk ile bağdaşmakta. Türkiye, uluslararası deniz hukukuyla ilgili BM sözleşmesini kabul etmiyor. Ancak bu sözleşme AB tarafından onaylandığı için artık Avrupa müktesebatının bir parçasını teşkil etmekte." dedi.
Türkiye'nin Libya'yla imzaladığı Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin muhtıraya da değinen Dendias, "Türkiye ile Libya arasında imzalanan muhtıra Avrupa Konseyi tarafından kınandı. Zira bu muhtıra üçüncü ülkelerin egemenlik haklarını ihlal etmekte ve uluslararası hukuka uygun değil." iddiasında bulundu.
Göçmenler ve mültecilerle ilgili konunun Türkiye ile AB arasında 2016 yılında imzalanan anlaşmanın kapsamına girdiğini belirten Dendias, "Görüşmemizde yeni bir anlaşma imzalanmasından bahsettik ancak hangi anlaşma imzalanırsa imzalansın bunun başarılı olması için gerekli eylemelerin yapılması ve uygulanması yönünde irade gerekli." ifadelerini kullandı.
Dendias, görüşmede Kariye Müzesi ile Ayasofya'nın yeniden cami olarak ibadete açılması kararlarının değiştirilmesine yönelik beklentilerini dile getirdiklerini de ifade etti.
Birçok problemin yaşandığı bir coğrafyada iş birliği yapmanın iki ülkenin de çıkarına olduğunu söyleyen Dendias, Çavuşoğlu'nu Atina'ya davet etti.
Türk azınlığın durumu
"Sanki Doğu Akdeniz’de hiçbir şey olmuyormuş gibi davranamam." diyen Dendias, "Türkiye'nin hem Doğu Akdeniz'de hem de Ege'de uluslararası deniz hukukuna aykırı davrandığını" iddia etti.
Türkiye'nin Yunanistan'a ait topraklar üzerinde 400'den fazla uçuş gerçekleştirerek toprak bütünlüğünü ihlal ettiğini öne süren Dendias, "Ben deniz kısmından bahsetmiyorum. Yunanistan kara parçasından bahsediyorum." dedi.
Azınlıklar konusuna da değinen Dendias, Yunanistan'daki Türk azınlıktan Lozan Anlaşması'nda "Müslüman azınlık" şeklinde bahsedildiğini belirterek, "Bildiğin kadarıyla Lozan Anlaşmasına Türkiye de imza koydu. Bu Türkiye’nin hoşuna gidebilir veya gitmeyebilir. Lozan Anlaşması bugün yürürlükte ve yürürlükte olmaya devam ediyor." ifadelerini kullandı.
UNCLOS'un AB müktesebatının bir parçası olduğunu kaydeden Dendias, "Sadece ülkeler değil bizzat AB tarafından onaylandı. Eğer Türkiye AB’nin üyesi olmak istiyorsa o zaman UNCLOS'u da kabul edecek." diye konuştu.
Adaların silahlandırılması
Yunanistan'ın pozitif bir gündemle ilerlemek istediğini vurgulayan Dendias, "Ancak bu, bizim dış politikamızın geçerli görüşlerinin ve tezlerin değişeceği anlamına gelmiyor." ifadesine yer verdi.
Dendias, "Üzerinde anlaşamadığımız konularda ısrar edersek o zaman herhangi bir yere varmamız çok da mümkün olmaz." derken, bazı Yunan adalarının silahlandırılmasıyla ilgili şunları söyledi:
"Adaların silahsızlandırılmasından bahsettin. Neden bu askerler adalarda bulunmakta? Çünkü burada bir tehdit söz konusu. Bugün adaların karşı tarafından herhangi bir tehdit olmadığını söyleyebilecek birileri var mı? Eğer yoksa o zaman sorun yok. 6 ve 12 mil konusu da eğer yanlış hatırlamıyorsam 1930’lu yıllarda başladı ve bu konuya Türkiye 50 yıldır itiraz ediyor. Sizinle hemfikirim. Çözüm bulmak durumundayız. Pozitif bir gündem oluşturmak zorundayız. Ancak samimiyetle şunu söylemek istiyorum bunu sadece karşı tarafın, yani bizim tarafımızın ve AB’nin işleyiş şeklini anladığınız zaman pozitif bir gündem oluşturmamız mümkün olacak. Aksi takdirde bunu başarmamız çok mümkün olmayacaktır."
Muhabir: Zuhal Demirci,Nazlı Yüzbaşıoğlu,Behlül Çetinkaya
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.