Federal meclisin alt kanadından geçen tartışmalı vatandaşlık yasa tasarısı, çevre ülkelerden gelen 6 farklı dini gruba vatandaşlık yolunu açarken, aynı pozisyondaki Müslüman göçmenleri dışarıda bırakıyor.
Hindistan'da, federal meclisin alt kanadından geçen tartışmalı vatandaşlık yasa tasarısı, çevre ülkelerden gelen 6 farklı dini gruba vatandaşlık yolunu açarken, aynı pozisyondaki Müslüman göçmenleri dışarıda bırakıyor.
Amerikan New York Times gazetesinde yer alan habere göre, Hindistan'daki Müslümanlar son dönemde hükümetin attığı adımlar nedeniyle kendilerini huzursuz hissediyor.
Hint Müslümanlar, tasarıyı, dünyadaki en çok Müslüman nüfusa sahip ikinci ülke Hindistan'ın, 200 milyon Müslüman'ı ikinci sınıf vatandaş haline getirmek ve birçoğunu vatansız bırakmak için atılan bir adım olarak görüyor.
Tüm Hindistan Müslüman Meclisi Birliği Başkanı (AIMIM) ve Haydarabad Milletvekili Asaduddin Uveysi, tasarıya tepki göstererek, "Totalitarizme, faşist bir devlete doğru gidiyoruz. Hindistan'ı teokratik bir ülke yapıyoruz." dedi.
"Modi ve partisi Hindistan'ı Hinduların ülkesine dönüştürüyor"
Mayısta büyük bir çoğunluk elde ederek genel seçimleri kazanan ve Hindu ulusunu önceleyen bir ideolojiye sahip Hindistan Başbakanı Narendra Modi ve partisi, o tarihten bu yana Hindu milliyetçilerini memnun eden ancak Müslümanlar için "huzur bozucu" adımlar attı.
Başbakan Modi ve liderliğini yaptığı Hindistan Halk Partisi (BJP), ilk olarak Assam'da çoğunluğu Müslüman 1,9 milyon kişinin Ulusal Vatandaş Sicili (NRC) listesi dışında bırakılmasına yönelik girişimde bulundu.
Daha sonra hükümet, 5 Ağustos'ta Cammu Keşmir eyaletinin özel statülü yapısını ortadan kaldırdı ve eyaleti iki birlik toprağına böldü. On yıllardır Hindu ve Müslümanlar arasında tartışmalara yol açan Babri Camisi arazisi de 9 Kasım'da Hindular lehine karara bağlandı.
Müslümanları tedirgin eden bu adımlara ek olarak, Hint hükümeti, Yeni Vatandaşlık Değişikliği Yasası ile özellikle Pakistan, Bangladeş ve Afganistan'dan gelen Hindu, Hristiyan, Budist, Jain, Parsi ve Hristiyanları korumaya çalıştığını belirtiyor. Fakat yasanın, ailelerinin nesiller boyunca Hindistan'da yaşadığına dair kanıt üretemeyen Müslümanların hapis veya sınır dışı edilmesini kolaylaştıracağı belirtiliyor.
Müslüman karşıtlığı yaygın hale geldi
Modi'nin yönetimi altında, Hindistan'da Müslüman karşıtı anlayış açıkça daha yaygın ve halka açık bir hale geldi. Müslümanlara yönelik nefret suçu saldırıları son yıllarda arttı. Hindu dindarlığı ve milliyetçiliği, popüler kültürün ve politikanın merkezi haline geldi.
Yasa değişikliğini savunan Hindistan'ın ünlü aktörlerinden ve parlamento üyesi Ravi Kishan, "Müslüman ülkeler var, Yahudi ülkeler var, herkesin kendi kimliği var. Ve biz bir milyarın üzerindeyiz değil mi? Biz kesinlikle bir kimliğe sahip olmalıyız." ifadelerini kullandı.
Bir gazetecinin, "Hindistan'ı Hindu ülkesi haline getirmeye mi çalışıyorsunuz?" sorusuna gülerek cevap veren Kishan, "Hindistan her zaman Hindu ülkesi olmuştur. Müslümanlar aynı zamanda Hindular." dedi. Kishan, ileride Hindistan'ın adının Hintçe'deki hali "Bharat"a dönüştürüleceğini sözlerine ekledi.
Eyaletlerde ve mecliste hükümete tepki
Tasarıya karşı, kuzeydoğu eyaletlerinde protesto gösterileri düzenlenirken göstericiler, Modi ve İçişleri Bakanı Amit Şah'ın posterlerini yaktı ve kuklalarını astı. Bölge halkı okulların, marketlerin ve pazarların kapatılması yönünde eylemler düzenlemeye hazırlanıyor.
Hindistan Ulusal Kongresi (INC) üyeleri tasarıya tepki gösterdi. Ülkenin kurucu liderleri Mahatma Gandi ve Jawaharlal Nehru'nun, Hindistan'ı, ülkenin nüfusunun yüzde 80'i Hindu olmasına rağmen resmi olarak bir Hindu ülkesi olarak tanımlamadığı hatırlatıldı.
INC'nin eski lideri ve Jawaharlal Nehru'nun torunu Rahul Gandi, "Hindistan herkese aittir. Tüm topluluklara, tüm dinlere ve tüm kültürlere." dedi.
INC'den Şaşi Taror, tasarıyı, "Hindistan fikrine bütünüyle saldırı" olarak nitelendirdi.
Hükümet, halkın dikkatini ekonominin dışına çekmeye çalışıyor
Bazı eleştirilerde de Modi hükümetinin, insanların dikkatini farklı yönlere çektiği, büyümedeki yavaşlamayı ve ekonomideki durağanlığı faklı tartışma konuları araya sokarak göz önünde bulunmaktan çıkarmaya çalıştığı kaydedildi.
Assam'da insan hakları avukatı Aman Wadud, ekonominin kötü bir durumda olduğuna işaret ederek, "Tasarı, ülkeyi kutuplaştırıyor ve halkın dikkatini başka yöne çekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Göçmenler için hapishaneler kuruluyor
Hükümetin, binlerce göçmen için büyük bir hapishane ağı kurduğuna dikkati çeken muhalifler, Müslümanların buralara gönderilebileceğini belirtiyor.
İnsan hakları avukatı Wadud, "Her eyalette, Müslümanlar (vatandaşlık için istenen) belgeler etrafında koşturuyor. Korku ortamı yaratıldı." dedi.
Tasarıya tepki gösterenler, vatandaşlık tasarısının Hindistan'da yaşayan Müslümanları tanımlamak ve sınır dışı etmek için yapılan kampanyaların bir parçası olduğunu dile getiriyor.
Yasayı savunanlar, vatandaşlardan değil göçmenlerden konuştuklarını dile getirerek, Hindistan'daki Müslüman göçmenlerin ülkeyi terk etmesini ve komşu ülkelere mülteci olarak sığınmalarını istiyor.
Hindistan'ı bir Hindu milleti haline getirmek, Modi'nin ve bir zamanlar üyesi olduğu Hindu milliyetçisi örgüt Hindistan Gönüllüler Organizasyonu'nun (RSS) temel hedefi.
Assam'daki vatandaşlık sicili çalışmasının tüm ülkede uygulanacağını duyuran İçişleri Bakanı Amit Şah, yeni tasarıyla Hinduları ve Müslüman olmayanları koruma sözü verirken, "hedefinin Müslümanlar olduğunu" açıkça belirtmiş oldu.