Kıbrıs konusunda önkoşulların kalktığını ve Cenevre yolunun açıldığını söyledi.
Akıncı dün BM Genel Merkezi'nde yapılan ve 4 saate yakın süren üçlü Kıbrıs zirvesinin ardından, bugün kalmakta olduğu otelde yaptığı basın toplantısında, "Bildiğiniz gibi Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres'in daveti ile New York'ta dün akşam saatlerinde Sayın Anastasiadis ile birlikte 3 buçuk saati aşkın b,ir süre görüştük. Bu görüşme neden gerekli oldu? Çünkü 17 Mayıs tarihinde Kıbrıs'ta yapılan son liderler görüşmesinde Cenevre'nin yolunu açacak bir sonuç maalesef elde edememiştik. BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide'nin yürüttüğü mekik diplomasisi de bir sonuç üretememişti. Bunun temel nedeni kuşkusuz bugüne kadar ki uzlaşmalara, 12 Ocak Cenevre konferansını sonuç bildirgesine uygun düşmeyen bir tarzda Rum liderliğinin ön koşullar ortaya koyma tavrıydı" dedi.
Rum kesiminin ön koşullarının, öncelikle güvenlik ve garantiler başlığının görüşülerek tamamlanmasını, onun sonrasında toprakla ilgili meselenin bitirilmesini ve ondan sonra diğer 4 başlığın kendi içinde değerlendirilmesini öngördüğünü belirten Akıncı, "Bizim bütün çabamıza rağmen bu yanlış tavırdan vazgeçilmemişti.
Sayın Genel Sekreterin daveti ile gerçekleşen dün akşamki görüşmede akıl yolunda buluşuldu, mantık çizgisinde buluşuldu. Ön koşullar ortadan kalktı, dolayısı ile Cenevre'nin yolu da açılmış oldu. Ortak açıklama metninde de görüleceği gibi, elbette güvenlik ve garantiler de ele alınacak, görüşülecek ama paralel bir süreçte diğer tüm açıkta kalan konular da ele alınacak" diye konuştu.
"Tüm tarafların kazançlı çıkabileceği tablo"
Yapılacak 5'li görüşmelerde güvenlik ve garanti konularının ele alınacağını, öteki konuların da iki toplumun ele alacağı konular olduğunu belirten Akıncı, "Zaten başından beri de kurgu buydu. Dolayısıyla şunu söylemek istiyorum. Ortaya çıkan bu tabloyu Kıbrıs'ın geleceği için tüm tarafların kazançlı çıkabileceği, yeni bir dönüşüm projesinin hayat bulabileceği, gerek Kıbrıs'ta iki toplum arasında, gerekse eğer başarabilirsek oluşturabileceğimiz siyasal eşitlik içinde federal bir Kıbrıs'ın Türkiye ile olan ilişkileri, gerekse Türk-Yunan ve Türkiye'nin Avrupa ile olan ilişkilerinin yeni ve daha verimli bir döneme girmesini sağlamak mümkündür. Doğu Akdeniz'de, doğal gaz yatakları nedeniyle gerginlikler yaşanması yerine işbirliği olanaklarının arttığını görmemiz mümkündür. Ama tabii ki bütün bunlar, iyi niyetle çalışmaya ve çözüm hedefi doğrultusunda hareket etmeye bağlı olan konulardır" diye konuştu.
"Türkiye'nin de ciddi gayretleri ile oldu"
Haziran ayı içinde gerçekleşecek Cenevre görüşmelerinde, son fırsatın çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Akıncı, "Son fırsat diyorum çünkü gerçekten federal çözüm için yıllardır konuşuluyor, uğraşılıyor. Artık toprak konusunda da ileri adımların atılabildiği, güvenlik garantileri ile konferansların toplanabildiği bir noktaya geldik. Bu noktaya gelmek Kıbrıs Türk tarafının ve Türkiye'nin de ciddi gayretleri ile oldu. Cenevre'de tüm başlıklarda artık bir sonuca gitmek lazım. Cenevre'nin bu aşamasını artık bir ara evre olarak görmek mümkün değildir, bu bir çözüm konferansıdır. Ya da çözülemiyorsa da bunu artık toplumlarımıza anlatacağımız bir dönemdir" dedi.