2024 yılı, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından "Emekliler Yılı" olarak ilan edilmişken, ironik bir şekilde emeklilerin yaşam kalitesi, artan enflasyon ve gıda fiyatları sebebiyle önemli ölçüde düşmüştür. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) Ocak 2024 raporuna göre, yıllık enflasyon %64,86'ya ulaşırken, gıda enflasyonu %69,71 gibi tarihi bir seviyeye çıkmıştır. Bu durum, temel gıda maddelerine erişimde bile zorluk yaşayan emeklileri adeta açlık sınırına itmiştir.
Kırmızı etin fiyatındaki yıllık artış, dana etinde %109,72 ve kuzu etinde %129,41 olarak kaydedilmiştir. Bu artış, kırmızı eti emeklilerin sofralarından tamamen uzaklaştırmış, dana kuşbaşının kilosunun 550 TL, kıymanın kilosunun ise 500 TL civarında seyrettiği bir piyasada, et tüketimini neredeyse imkansız hale getirmiştir. 10 bin TL emekli maaşı alan bir bireyin, maaşının tamamıyla ancak 18 kilo kuşbaşı et veya 20 kilo kıyma alabilmesi, yaşanan ekonomik krizin boyutlarını gözler önüne sermektedir.
Artan fiyatlarla birlikte, kemik bile lüks bir ürün haline gelmiştir. Bir paket kemik için 60 TL ödemek zorunda kalan emekliler, bir tencere kemik suyu hazırlamak için gereken 3 paket kemik için 180 TL harcamak zorunda kalıyor. Bu da, en düşük emekli maaşıyla geçinmek zorunda olan bireylerin, tüm maaşlarıyla yalnızca 55 tencere kemik suyu hazırlayabilecekleri anlamına gelmektedir.
2023 yılında Türkiye'nin 1 milyar 163 milyon dolarlık sığır eti ve 3 milyar 402 milyon dolarlık buğday ithalatı yaptığı bilgisi, Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) tarafından paylaşılmıştır. Tarım ve Orman Bakanlığı'nın 2024 yılında 600 bin baş besilik sığır ithal etmeyi planladığını açıklaması, yerel hayvancılık sektörünün içinde bulunduğu sıkıntılı durumu daha da net bir şekilde ortaya koymaktadır.
"Emekliler Yılı"nda, emeklilerin sofralarından et ve kemik gibi temel besin maddelerinin kaybolması, enflasyon ve gıda fiyatlarındaki artışın yarattığı ekonomik baskının altını çizmektedir. Bu durum, hükümetin acil müdahalesini ve sürdürülebilir çözümler üretmesini gerektirmektedir. Emeklilerin yaşam kalitesini koruyabilmek ve onlara layık oldukları refahı sağlayabilmek adına, politika yapıcıların ve ilgili kurumların derhal harekete geçmesi büyük önem taşımaktadır.