Günlerdir Şeyh Cerrah'ta Filistinlilerin evlerine hukuksuz şekilde el koyan ve gerginliği tırmandıran İsrail polisi, daha sonra Filistinlilere Doğu Kudüs'deki Mescid-i Aksa'da saldırdı ve bu krizi Gazze Şeridi'ne taşındı.
İsrail ordusunun pazartesi gecesi başlattığı hava saldırıları, iki gündür devam ediyor.
Filistin Sağlık Bakanlığı, Gazze'ye yapılan saldırılar sonucunda şu ana kadar 13'ü çocuk, 3'ü kadın toplam 48 kişi şehit düştüğünü, 304 insanın ise yaralandığını duyurdu.
Türkiye'de tüm karşıt görüşlü siyasi partiler, STK'lar, gazeteler Filistin için tek yürek oldu
İsrail terörüne dünya sesini çıkarmazken, İslam dünyasından da cılız tepkiler geldi. Filistin davasını tek başına sırtlanmışa benzeyen Türkiye'de halk da Kudüs ve Gazze'deki kıyıma tek ses yükseltti.
Türkiye'deki siyasi partilerden, hak örgütlerinden ve sosyalistler, işgalci güçlere ve onların emperyalist işbirlikçilerine karşı mücadele çağrısı geldi.
Yaptığı algı haberleriyle meşhur olan BirGün gazetesi de Filistin direnişine attığı manşetle destek verdi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) grubu bulunan 5 parti, ortak bildiriyle İsrail'i kınadı.
Ortak bildiride şu ifadeler yer aldı:
"İsrail'in Kudüs'te sivil ve savunmasız Filistin halkına yönelik uyguladığı şiddet, baskıcı politikaları ve ibadet özgürlüğünü engellemeye yönelik girişimleri, Ramazan Bayramı'nın hemen arifesinde vahim bir boyut kazanmıştır. Mukaddes mekân Mescid-i Aksa ve çevresinde İsrail güvenlik güçleri tarafından gaz, plastik mermi ve ses bombalarıyla gerçekleştirilen menfur saldırılar, bebek ve çocuklar dâhil çok sayıda masum Filistinlinin yaralanmasına sebep olmuştur. Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak bu zulmü ve hukuk tanımazlığı şiddetle kınıyoruz. İsrail'in yasadışı yerleşimciler lehine Kudüs'ün Şeyh Cerrah ve Silvan mahallelerindeki Filistinlilerin nesillerdir yaşadıkları evlerine el koyularak, zorla tahliye edilmelerine yönelik operasyonlarının hukuk dışı ve gayri insani olduğunun bir kere daha altını çiziyoruz. Birleşmiş Milletlerin (BM) uluslararası insancıl hukuk ve insan hakları hukuku çerçevesinde yıkım ve tahliyelerin durdurulması; mukaddes mekânların statükosunun korunması için İsrail'e yönelik çağrısına tam destek verdiğimizi ve bu çağrının arkasında bütün BM üyesi ülkelerin kararlılıkla durması gerektiğini belirtiyoruz. Ayrıca Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) 1967'den bu yana İsrail'in işgali altındaki Doğu Kudüs dâhil Filistin topraklarında yargı yetkisine sahip bulunduğuna dair kararı, İsrail'in Filistin topraklarında işlemekte olduğu suçlardan dolayı hesap vermesinin ve söz konusu suçların sorumlularının tespit edilmesinin önünü açmıştır. Bu çerçevede UCM'nin yaşanan olaylar ve insanlık suçları bakımından İsrail’e karşı net bir tavır alarak, görevini yerine getirmesini talep ediyor ve destekliyoruz. İsrail'in Kudüs'e ilişkin BM Güvenlik Konseyi, BM Genel Kurulu kararları dâhil olmak üzere uluslararası hukuka aykırı uygulamalarına karşı uluslararası toplumun daha fazla vakit kaybetmeden etkili ve sonuç verici bir şekilde harekete geçmesi için bütün dünyaya çağrıda bulunuyoruz. TBMM olarak Kudüs'ün ve Harem-i Şerif'in statüsünü aşındırmaya yönelik İsrail'in mütecaviz eylemlerine ve Filistin halkının meşru haklarını gasp etme girişimlerine karşı her zaman gerekli tepkiyi vermeye, Filistin davasını ve kardeş Filistin halkının özgürlük, adalet ve bağımsızlık mücadelesini savunmaya devam edeceğimizi en kuvvetli şekilde beyan ediyoruz."