Afrin şehidini icraya ceren avukat kendini bakın nasıl savundu

Türk Silahlı Kuvvetlerinin Afrin’deki Zeytin Dalı Harekatı’nda 22 Ocak’ta şehit olan Piyade Astsubay Üstçavuş Musa Özalkan’ı şehadetinden bir gün sonra ikinci kez icraya veren avukat, çıkan haberler üzerine konuştu.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin Afrin’deki Zeytin Dalı Harekatı’nda 22 Ocak’ta şehit olan Piyade Astsubay Üstçavuş Musa Özalkan, 2009 yılında Yozgat’ta karıştığı bir trafik kazası nedeniyle karşı tarafa borçlanmış, bu nedenle maaşına icra konulmuştu.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin Afrin’deki Zeytin Dalı Harekatı’nda 22 Ocak’ta şehit olan Piyade Astsubay Üstçavuş Musa Özalkan’ı şehadetinden bir gün sonra ikinci kez icraya veren avukat, çıkan haberler üzerine konuştu.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin Afrin’deki Zeytin Dalı Harekatı’nda 22 Ocak’ta şehit olan Piyade Astsubay Üstçavuş Musa Özalkan, 2009 yılında Yozgat’ta karıştığı bir trafik kazası nedeniyle karşı tarafa borçlanmış, bu nedenle maaşına icra konulmuştu. Özalkan borcunu öderken şehadetinden hemen bir gün sonra hakkında ikinci bir icra davası daha açıldı.
Konunun basında yer almasının ardından ise davacı Serkan ve Züleyha Saçan çiftinin avukatı Emine Gün Yozgat Adliyesi önünde açıklamada bulundu. Gün yaptığı açıklamada icra yenilenmesinin davacı Saçan çiftinin talebi üzerine yapıldığını, kendisiyle ilgili bir durumun söz konusu olmadığını belirtti. Gün kendi alacağı olan 5 bin liralık avukat ücretini de şehit ailesinden almadığını ileri sürdü.

Gün yaptığı açıklamada, “Afrin’deki ilk şehidimizin bizim dosya borçlumuz olmasından dolayı ayrıca çok üzgünüm. Şehit olması tabi bizim de ciğerimizi yaktı. Biz dosyada Musa Özalkan’ı çok önceden tanıyoruz. 2009’daki bir trafik kazasından kaynaklı 2 müvekkilimin yararlanmasından kaynaklı maddi manevi tazminat davası gerçekleşti. Dava sonucunda icra takibi başlatıldı. Şehit olmadan önce maaşına ve aracına haciz konulmuştu. Kendisi dosya borcunu şehit olmadan önce ödeyeceği yönünde bizimle diyalog içerisindeydi. Fakat bu talihsizlik gerçekleştikten sonrasında ben dosyadan herhangi bir para tahsilatı yapmadım. Haciz işlemlerinin taleplerinin yenilenmesi müvekkilimizle alakalıdır. Aile daha sonra müvekkillerimle görüştü, anlaşarak dosyayı kapattılar. Ben dosyada herhangi bir hesaplattırma da yapmadım. Bu ailenin talebi üzerine borç ödemek üzerine bir talepti. Arkasından ailesi Yerköy’e gelip icra müdürlüğünden dosyayı çıkarttırıp avukatlar kanalıyla dosyayı kapattılar. Müvekkillerimin imzasını alıp müvekkillerim parasını aldı. Aynı zamanda ben bana ödenmesi gereken 5 bin TL vardı müvekkilim tarafından ödenmesi gereken onu da tekrar aileye verilmek üzere müvekkilime iade ettim. Çünkü o paranın şehidimizin parası olduğu için bu saatten sonra almak istemedim. Müvekkilim de aradı kendisini ailenin yakınlarını aradı ve kendisine avukatım parayı almadı size iade etmek istiyor dedi. Bunun üzerine aile size helal olsun o da sizde kalsın deyip müvekkilime parayı bıraktı. Ben o 5 bin lirayı dahi almadım tekrar bıraktım. Ayrıca şehit olmadan önce dosyaya gelen paraları da avukatı olarak ben iade etmeye hazırım aileye. Çünkü biz de çok üzüldük, bizim evladımız elbette ki üzüldük” dedi. Gün açıklamalarını şu sözlerle sürdürdü:

“Sanki vicdansızlık edilmiş hacizler yeni konulmuş ya da sanki bu alacak benim şahsi alacağımmış gibi değerlendirilmesi beni çok üzdü. Çünkü bu benim şahsi alacağım değil, ailede zaten şahsi olan Züleyha Saçan ve Serkan Saçan’la dosyayla ilgili gelip görüştüler. Ve dosyayı birlikte kapattılar. Ben müdahil dahi olmadım. Serkan Saçan’a benim için ödedikleri parayı yine söylüyorum 5 bin lirayı ben tekrar Serkan Saçan’a iade ettim. Çünkü o parayı ben şehit olmasından dolayı kabul etmek istemedim. Vicdanen bundan rahatsızlık duydum. Yine yeniliyorum. Bundan önce kesilen hayattayken kesilen paraları da avukat olarak iade etmeye hazırım. Aileye yardım olarak ya da gösterecekleri bir yere bağış olarak verebilirim. Çünkü vicdansızlık bize yakıştırılacak bir durum değildir. Ben avukatı olarak dosyada bundan önce ve ölümüyle beraber gerekli görevimi yaptım. Yapmadığımızda görevi ihmal gibi bir suçlamayla karşılaşma durumumuz söz konusudur. Kendi şahsım adına yaptığım bir işlem yoktur. Bu şekilde düzeltilmesinde önemle rica ediyorum.”

Olayın 2009’dan beri süre gelen bir dosya olduğunu söyleyen Avukat Gün, “Tazminatlar çıktı, kesinleşti ve şehit olmasından önce de Musa Bey’le birebir görüşüldü. Halledeceğini, kapatacağını söyledi müvekkilimle de diyalog içerisindeydi. Kapatılmadığı ve maaş kesintisi olarak dosyaya bu güne kadar yansıdı. Ölümüyle beraber de müvekkilim anlaştı aileyle dosyayı kapattı. Benim dosyayla şehit olmasından sonra herhangi bir diyaloğum kalmamıştır. Maaşının 4’te biri olarak kesiliyordu. Şehit olduğu andaki mesajı söyle açıklayayım. Müvekkilim şehit olmasını öğrenince hacizlerin yenilenmesini alacağını nasıl alacağını sordu. Ve talep halinde hacizler yenilendi. Ama zaten hacizler vardı. Dosyada mevcut hacizler vardı. Müvekkilim hak kaybına uğramamak kaydıyla alacağını nasıl alacağını yönünde talepte bulununca haciz talepleri yenilendi. Ama zaten vardı. Sadece yenilemesi yapıldı. Maaş hazzi kesinti olarak dosya bugüne kadar geldi. Yine söylüyorum şahsım olarak ben şehit olmasından sonra bana ödenen parayı da tekrar iade ettim. Benim para almışlığım söz konusu değildir. 18 bin daha önce kesilen paralar kanuni vekalet ücretleridir. Aileye tekrar bu parayı da veya gösterecekleri bir yere bağış yapmaya da hazırım” şeklinde konuştu.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri