AK Parti Genel Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Numan Kurtulmuş, Kanal7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet'in sunduğu Başkent Kulisi programında soruları yanıtladı. Kurtulmuş'un açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
İlk andan itibaren çok etkin önlemler alındı. Bütün kurum ve kuruluşlarımız üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirdiler.
Dünyanın hiçbir ülkesi bu süreçte bizim kadar hızlı tedbir almadı.
"BÜTÜN DÜNYA GIPTAYLA İZLEDİ"
Birçok ülke kendi halkına yardım edemezken Türkiye İspanya'dan İtalya'dan İngiltere'ye, Somali'ye kadar çok geniş bir coğrafyada herkesin yardımına koşmaya gayret etti. Bütün dünyanın gıptayla izlediği süreç oldu.
Son dönemde uluslararası basın kuruluşları BBC, CNN gibi; Türkiye'deki sağlık sisteminin ne kadar başarılı olduğunu kendi kamuoylarına da yansıtıyorlar. Türkiye bu süreçte gurur duyulacak bir performans ortaya koyuyor.
NORMALLEŞME SÜRECİ NE ZAMAN BAŞLAR?
Hangi tedbir alınması gerekirse o tedbiri alıyoruz. Zaman zaman daralıyor, zaman zaman gelişliyor. Hastalığın seyrine göre bu tedbirler sıkılaştırabilir ya da gevşetilebilir.
Burada bir yol haritası tabii ki var. Aslolan platoya geçiş ve düşüşü sağlamaktır. Ama bu her şey bir anda eskisine dönecek demek değildir. Ne gerekiyor üzerinde yoğunlaşıyoruz.
Bu süreç tek başına sağlıkla ilgili bir süreç değil. Bunun üç boyutu var. Birincisi sağlıktır. Bilim Kurulunun tavsiyeleriyle sağlıkla ilgili alanı çok güzel şekilde yürütüyoruz.
İkinci alan ekonomik alandır. Aynı şekilde bu alan da başarılı bir şekilde yürütülüyor.
Üçüncü alan da toplumsal psikolojinin düzgün tutulmasıdır. Dayanışma, birlik beraberlik ruhunun, toplumumuzun sosyal psikolojisini diri tutacak çalışmalar yapmamız lazım.
İnşallah bayramda da Türkiye'nin rahatlayacağı bir döneme girmeyi ümit ediyoruz.
Bu her şey güllük gülistanlık olacak demek değildir. Biraz daha sabredeceğiz. Türkiye en az zaiyatla bu süreci atlatacak.
Ama işimiz daha yeni başlıyor. Bütün dünyada yeni, adil bir küresel sistemin oluşturulması için Türkiye olarak öncülük yapacağız.
DÜNYA EKONOMİSİ NASIL ETKİLENECEK?
Bu karşılaşacağımızın krizin etkileri çok derin olacaktır. Şu anda dünyada birkaç temel mesele vardı. 90'lı yıllarda başlayan liberal ekonomi çöktü. Bu zaten dünya ekonomisinin önceki dönemlerde alışılmış seyrini değiştiren bir gelişmeydi.
İkincisi de şu anda 255 milyon trilyon dolar dünyadaki borçtur. Avrupa'da, neredeyse Avrupa Birliği ülkelerinin tamamı Almanya'ya karşı büyük borç içindedir. Dünya ekonomisinde durgunluğa geçme söz konusuydu. Yapılan tahminler gösteriyor ki 2020 yılı itibariyle dünya ekonomisinin yüzde 5-5,5 arasında küçüleceği ifade ediliyor.
İspanya ve İtalya gibi ülkelerin yüzde 10'a varan küçülme yaşayacağı tahmin ediliyor.
"TÜRKİYE EN AZ ETKİLENEN ÜLKELERDEN BİRİ OLACAK"
Bu daralma süreci Türkiye'yi de tabii ki etkileyecek. Ancak Türkiye kamu borçluluğu bakımından en avantajlı ülkelerden birisidir. Aynı şekilde Türkiye son yıllarda üretim ekonomisine verdiği önem dolayısıysa kendi kendine yetecek bir ülke konumuna gelmiştir.
Türkiye'de hem faizlerin hem enflasyonun düşmesi, buna paralel olarak da işsizlikte aşağı doğru hareketin olduğu bir süreci yaşadık.
Karşı karşıya kaldığımız kriz tabii ki Türkiye'yi etkileyecektir ama dünyadaki diğer ülkelerle kıyasladığımızda Türkiye'nin bu süreçten en az etkilenen ülkelerden olacağını görüyorum.
"İHRACAT VE TURİZMİ TOPARLAYACAĞIZ"
2020'de evet daralma olacak ama Türkiye ekonomisi önümüzdeki sene ihracat ve turizm konusunu toparlayacaktır.
Cari açıkta bu sene beklentinin üstünde bir durum ortaya çıkabilir. Ama bunları geliştirecek adımlar atabileceğimizi düşünüyorum.
"DÜNYAYA YÖNETEN ZİHNİYET ÇÖKMÜŞTÜR"
Dünyayı şu anda yöneten zihniyet çökmüştür. Güçlü olmayı haklı olma sebebi gören, dünyanın nimetlerinin belli bir yerde toplanması için özen gösteren, adaleti ve hakkaniyeti ikinci üçüncü plana atan zihniyetin kuracağı böyle bir dünya olurdu. Tam da o zihniyet dünyasına uygun bir dünya kuruldu.
Şimdi insanlar yardımlaşma olabileceğini gördü.
İNFAZ DÜZENLEMESİNDE DEĞİŞİKLİK OLACAK MI?
Bu yasanın üzerinde çok uzun çalışıldı. En baştan beri iki alanda çok titiz davrandık. Birincisi bu bir af tasarısı değil. Af olsaydı bir kısmı niye çıktı bir kısmı çıkmadı denilebilirdi.
Tabii ki biz en yüksek konsensüsü aradık. Ancak nihayetinde herkesle her konuda anlaşabilmeniz söz konusu değil.
Terör suçları, cinsel suçlar, uyuşturucu suçları gibi beş kategori bu kapsamın dışında bırakıldı. Tabii ki herkesi serbest bırakmak gibi bir durumla karşı karşıya değiliz. Ama bu düzenlemenin içinde reform niteliğinde maddeler oldu. Bunların hepsi devrim niteliğinde adımlardır.
Başından itibaren kırmızı çizgi olarak gördüğümüz alanları tabii ki genişletmemiz mümkün değil.