“Bu şanlı tarihi herkes bilmeli. 19-20 Ocak 1990 gecesi, Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesi Genel Sekreteri Mihail Gorbaçov’un, SSCB Savunma Bakanlığı, Devlet Güvenlik Komitesi ve İçişleri birliklerinin emriyle Bakü’ye ve Azerbaycan’ın çeşitli bölgelerine girdi, nüfus ağır teçhizat ve çeşitli silahlarla katledildi. Sonuç olarak, 131 kişi öldürüldü ve 744 kişi yaralandı. Ölenler arasında kadın, çocuk ve yaşlıların yanı sıra sağlık görevlileri ve polis de vardı.
Gorbaçov’un büyük günahının sonucu olmasına rağmen, onun diktatörlük eğilimlerinin sonucuydu ve aynı zamanda dönemin Azerbaycan liderlerinin ihanet ve suçlarının bir sonucuydu. Ocak trajedisi sadece ulusal bir trajedi değil, aynı zamanda Azerbaycan halkının sarsılmaz iradesini de gösterdi.
20 Ocak trajedisinin Azerbaycan’ın ulusal kimliğinin oluşumunda belirleyici bir etkisi olduğunu ve devletin bağımsızlığının restorasyonunda bir dönüm noktası olduğunu söyleyebiliriz. Bu trajediden sonra ülkede ulusal kurtuluş hareketi tam bir siyasi gerçeklik haline geldi, ulusal ideolojinin temeli atıldı ve halk, geleceğini yalnızca bağımsız Azerbaycan’da gördüğünü canıyla ve kanıyla kanıtladı.
Bugün bu vesileyle Azerbaycan halkına en derin taziyelerimi iletmek istiyorum. Böyle milliyetçi ve vatansever bir milletin olduğu bir devletin bayrağını kimse indiremez. Azerbaycan’ımızın üç renkli hilali her zaman dalgalanacak! Yaşasın Bağımsız Azerbaycan