BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, yaptığı yazılı açıklamada, BBP'nin darbelere karşı olduğunu vurguladı.
Twitter'dan açıklama yapan Destici, şu ifadeleri kullandı:
Büyük Birlik Partisi olarak; dün olduğu gibi bugün de kimden, nasıl, hangi yolla ve kime karşı yapılmış olmasına bakmadan darbelerin ya da 'gezi' benzeri ayaklanmaların karşısında olacağımızı, yarınlarda da milli irade, demokrasi ve hukuk temelinden zerre taviz vermeyeceğimizi...
Türkiye'de darbeler döneminin kapandığını, Türkiye tarihinde, demokratik ortama yapılan her türlü müdahale ve darbelerin hiçbir probleme çözüm olmadığı gibi bilakis ülkemizi geriye götürdüğünü...
Darbe ve benzeri söylemlerle, başka hesaplar içerisinde olan, iç ve dış mihraklara, mesaj vermek isteyenlere de hiçbir şart altında müsaade etmeyeceğimizi, bir kez daha kesin bir dille ifade ediyorum.
Hiç kimse unutmamalıdır: Suçla ve suçlularla mücadele, yargılama ve cezalandırma yetkisi hukuka ve devlete aittir.
Vatandaşların, kim olursa olsun, münferiden silahlanarak kendince "suçlu” ve “potansiyel darbeci” avına çıkmaları üzerinden bir söylemle “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama” (TCK 216) suçunu işlemelerinin görmezden gelinmemesi gerektiğini düşünüyoruz.
Bu tip yayınlarla ilgili RTÜK, meczup söylemlerle ilgili de adli kurumlar görevlerini yapmalı, sebebi ister “cehalet”, ister “planlı bir provokasyon olsun”, milletimizi ayrışmaya ve çatışmaya yöneltmeye çalışan söz ve davranışlara fırsat verilmemelidir.”
"Darbe” ve "iç savaş” çığırtkanlığı yapan bazı CHP yöneticilerinin düğmeye basılmışçasına peşi sıra demeçler vermesi, bazı satılmış kalemlerce de bunları destekler, tehditkâr yazılar yazılması normal görülemez, üstü kapatılamaz, asla müsamaha gösterilemez bir hayalin ayak sesleridir.
Bu bir vahamettir ve suçtur. Gereği hem mensubu oldukları parti hem de hukuk tarafından savsaklanmadan ve geciktirilmeden yapılmalıdır.
Ayrıca internet yayıncılığı ve sosyal medya üzerinden yapılan devlet-millet düşmanlığı, kara propaganda, yalan, iftira ve suç teşkil eden yayınlar ve paylaşımlarla ilgili ayrıntılı, esaslı ve kapsamlı bir yasal düzenlemenin yapılması da artık şart olmuştur.
İster “siyasi parti”, ister “sivil toplum örgütü”, ister gazete, dergi ya da televizyon kanalı şeklinde “medya kuruluşu” maskesi taksın; teröre hizmet eden, teröristi öven her organizasyon bizim için terörün parçası, destekçisi ve suç ortağı olmuştur ve olmaya devam edecektir.
24 Haziran 2018’de yapılan Genel Seçimlerde, Cumhur İttifakı’nda yer almamızın sebepleri içinde en önemli belirleyicilerden biri, ittifakları oluşturan siyasi partilerin teröre, terör örgütlerine ve onların özellikle siyasi uzantılarına bakış açıları olmuştur.
HDP tarafından dile getirilen, Millet İttifakı’nı oluşturan partilerle genel seçimlerde örtülü, yerel seçimlerde, bazı seçim çevrelerinde aleni işbirliği, bizim açımızdan,-herhangi bir tereddüt ve şüphe yaşamamamıza rağmen- durduğumuz noktanın doğruluğunun sağlaması olmuştur.
Millet İttifakını oluşturan partilerin pragmatizmin sınırlarını aşacak derecedeki çıkar düşkünlüğü,"başarı gelsin de nasıl gelirse gelsin"iktidar değişsin de nasıl değişirse değişsin anlayışı,PKKnın siyasi organizasyonunu kendi deyimleriyle kilit parti haline konumlandırmıştır.