DHKP-C’nin son dönemlerde harekete geçirildiği herkesin malumu. DHKP-C 2013 yılında başlayan Gülsuyu olaylarından bu yana az ya da çok eylem yapıyor. Polis 2103 yılına kadar DHKP-C’ye karşı etkili bir mücadele veriyordu. En azdından katostrafik eylemler yapmasına izin vermedi.
Ancak 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarından sonra polis dağıtılınca DHKP-C de harekete geçti. Güvenlik kaynakları DHKP-C’nin harekete geçirilmesinin arkasında tuhaf ilişliler tespit ediyor. Ancak nedense DHKP-C’nin eylemleri bir türlü engellenmiyor.
Güvenlik bürokrasisinde konuşulan “kontrollü kaos stratesisi”ne göre DHKP-C’ye önemli rol verildiği iddia ediliyor. Savcı suikastiyle bu rolünü üstlenen örgütün önümüzdeki dönemde de eylemlerine devam edeceği ifade ediliyor.
yeniyon.com'da yer alan HABER e göre Örgütün öncelikli hedefinin Emniyet güçleri odluğu iddia ediliyor. Emniyet binalarına yapılacak saldırılar çok sürpriz olmaz. Özellikle AKP’nin meslekten atıp havuz medyasında her gün linç ettiği emniyet personelinin örgtütün hedefinde olduğu konuşuluyor.
Kontorllü kaso stratejisinin en önemli hedefinin ise Ülkücü camia olduğu iddia edliyor. Örgütün Ülkücü tabanı harekete geçirmek için çok bilinen ve adı Bahçelievler katliamıyla anılan bir ülkücü kişiyi da hedefleri arasına aldığı biliniyor.
Güvenlik kanyakları Taksim’de polislere kurşun yağdıran Elif Sultan isimli DHKP-C militanının yakalanmayarak Emniyet’e saldırısının önlenmediğine dikkat çekerek örgütün özellikle Ülkücü camidada tanınan isimleri hedeflemesinden endişe ediyor.
Özellikle savcıya yaplan eylemin istihbarat birimlerinin gözünün önünde yapıldığına dikkat çeken güvenlikçiler bundan sonra olacak eylemlerin de önlen(e)meyeceği kaygısını paylaşıyor.