FETÖ 'Katalog Evliliği' Yapmayan Subayları Bakın Nasıl Tehdit Etmiş

FETÖ'nün "asker imamı" E.Ş, örgüt sorumlularının yönlendirmesiyle "katalog evliliği" yapmayan subayların kurmaylık yolunun kapatıldığını ve pasif görevlere atandıklarını anlattı.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki (TSK) "askeri mahrem" yapılanmasına yönelik operasyonda İstanbul'da gözaltına alındıktan sonra etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanan "Sivas asker imamı", örgüt içi evlilik yapmayan subayların kurmay olamadıklarını ve pasif görevlere atandıklarını ifade etti.

Sivas Cumhuriyet Başsavcılığınca FETÖ'nün "askeri mahrem" yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında Eylül 2016'dan bu yana hakkında yakalama kararı bulunan ve geçen ay İstanbul'da yakalanan "Kemal" kod adlı firari eski öğretmen E.Ş, getirildiği Sivas Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'nde, örgütün asker yapılanmasına ve örgüt içi evliliklere ilişkin itiraflarda bulundu.

Örgütün "Sivas jandarma birim yapılanması" içerisinde sorumlu olduğu askerlerle yaptığı ilk görüşmede, evlilik taleplerinin olup olmadığını sorduğunu anlatan E.Ş, evlenmek isteyenlerin adaylarla ilgili kriterlerini belirlediklerini söyledi.

Evlilik talebi olan askerlerin kriterleriyle ilgili notları daha sonra Tokat'ta bağlı bulunduğu İbrahim kod adlı İ.G'ye ilettiğini belirten E.Ş, "İ.G, katalog programında kayıtlı adaylar arasından kriterlere uyanları işaretlerdi. Askerler hakkında, kötü alışkanlıkları olup olmadığı, hovarda olup olmadıkları sorularak bilgi toplanırdı. Kötü alışkanlığı bulunan askerler gruba dahil edilmezdi. İ.G, evlenmek isteyen askerlerle ilgili topladığı bilgileri Ankara izdivaç mesullüğüne bildirirdi." şeklinde konuştu.

İzdivaç havuzu

Evlilik talebiyle ilgili sayı ve bilgilerin bu merkezde tutulduğunu anlatan E.Ş, her il bölge yapılanması içerisinde izdivaçtan sorumlu abla bulunduğunu dile getirerek, şunları anlattı:

"Bu sorumlular, sivil bölge yapılanması içerisinde bulunan son sınıflar (üniversite) arasından mezun olacak kızları tespit ederek tek tek mülakat yapardı. Bir havuz oluşturulur, sonra havuzun içerisine kategorilere göre (adliye, askeriye, mülkiye, emniyet) belirlenen bayan adaylar, Ankara'daki izdivaç merkezine bildirilirdi. Bu kızların orada birimlerin ihtiyaçlarına göre dağıtımı yapılırdı. Ankara temsilciliği jandarma izdivaç sorumlusu, belirlenen kızlarla tek tek mülakat yapardı. Mahrem yapılanması içerisinde görev alan personel ile evlenecek kızların mutlaka başlarını açmaları gerekirdi. Adaylar arasında din kültürü öğretmeni olmazdı ve kolay ataması yapılan bölümlerden olurlardı. Adayların sosyal olmaları, geri kafalı olmamaları, manevi yönlerinin sağlam olması gibi kriterlere önem verilirdi. Kriterlere uyan kızlar daha sonra evlenecek askerler ile tanıştırılırdı. Katalog evliliği yapmayan askerler kurmay olamıyordu ve pasif görevlere getiriliyordu."

Örgüt içerisinde evlenecek kızların genelde adliye ve mülkiye biriminde görev yapan adayları tercih ettiklerini aktaran E.Ş, bu nedenle kızlara son aşamaya gelene kadar askeri personelin meslek bilgisinin söylenmediğini ifade etti.

"Sabaha kadar bizim karşımızda olan hiçbir unsur kalmayacak"

15 Temmuz gecesi üst sorumlusuyla yaptığı görüşmeyi de anlatan E.Ş, ifadesini şöyle sürdürdü:

"Üst sorumlum bana, 'sabaha kadar bizim karşımızda hiçbir unsur kalmayacak' şeklinde beyanlarda bulundu. Ancak darbe girişiminin başarısız olduğunun anlaşılması üzerine, 'bu girişim bizim tarafımızdan yapılmadı, kim tarafından yapıldığını da bilmiyoruz. 'En alt tabakadan üst sorumlulara kadar bu bilgiyi yayın' şeklinde talimat aldık. 1995-1996 yıllarına kadar FETÖ/PDY'nin, Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve jandarma birim yapılanması aynı merkezden yönetilirdi. Bu yıllardan sonra yaşanan bölünmeyle örgüt içerisinde 'Çimen' adı verilen jandarma birimi ve 'Toprak' adı verilen Kara Kuvvetleri Komutanlığı ayrıldı. Bu tarihten itibaren gerek üst yönetim düzeyinde gerek alt seviyede birimler birbirinden ayrılarak kendi içerisinde hiyerarşik olarak yapılandı. Birim içerisinde faaliyet göstermeye başladığım 2004-2005 yıllarında Kayseri bölge müdürlüğü içerisinde, Kayseri, Nevşehir, Niğde, Aksaray ve Yozgat bulunuyordu."

E.Ş, 17-25 Aralık sürecinde örgütün "tedbir" kavramına daha ağırlık verdiğini, hiyerarşik değişikliklere ve operasyonlar neticesinde büyük çaplı deşifrelerin önüne geçebilmek amacıyla bölge yapılanmalarında küçülmeye gidildiğini anlatarak, "Bölge müdürlüklerine bağlı illerin sayısı azaltıldı. Jandarma biriminin Türkiye sorumlusunun altına bağlı merkez ve çevre olarak iki Ankara temsilciliği vardı. Birim, Ankara'nın yanı sıra Diyarbakır, Erzurum, Gaziantep, Adana, İstanbul, İzmir ve Antalya temsilciliği olmak üzere toplam 9 temsilcilikten oluştu. Sivas birim yapılanması Ankara temsilciliğine bağlıydı." ifadelerini kullandı.

"Tedbirlerinizi 8. vitese atın"

Ergenekon süreci başladıktan sonra FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in 2008 yılında "tedbirlerinizi 8. vitese atın" şeklindeki konuşma yaptığını belirten E.Ş, Gülen'in 8 yıl sonrasını yani 2016 yılını işaret ettiğine dikkati çekerek, "O dönem yanında bulunan kişiler Fetullah Gülen'e, '8 vitesli araba yok' şeklinde söylemlerde bulunuyorlar, o da 'Amerika'da da mı yok?' şeklinde cevap vererek 8. vites kelimesini özellikle üzerine basa basa söylüyor. Yani, darbe girişimi sonrası örgüt üyeleri arasında yapılan konuşmalarda ve gizli haberleşme sistemleri üzerinden üst yönetim tarafından iletilen notlarda tedbir alınması hususunu vurguluyor." dedi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri