Hayvanlarına daha iyi otlaklar bulmak amacıyla yazın Van ve Muş çevresindeki, kışın da Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki yaylalara çıkan göçerlerin yaşamı, sürüleri peşinde geçiyor.
Havaların soğumaya başlamasıyla Van ve Muş'tan, yüzlerce koyunun bulunduğu sürülerle Siirt ve Batman gibi daha sıcak illere yolculuğa başlayan göçerler, dinlenebilmek için belirledikleri noktalarda çadırlarını kurarak konaklıyor.
Uzun süren yolculuklar sırasında bölgenin zorlu coğrafyasına karşı da mücadele veren göçerler, birçok imkandan yoksun, sosyal hayattan uzakta doğayla iç içe yaşamaya çalışıyor.
Ailelerden bazıları göçebe hayat sürdürdükleri için çocuklarını okula gönderememenin sıkıntısını yaşarken, bazıları ise çocuklarını kent merkezlerindeki yakınlarının yanına bırakarak sürülerinin peşinden gidiyor.
Konakladıkları bölgelerde çadır kurarak bölgenin zorlu coğrafyasında geçimlerini sağlayan göçerler, yanlarında taşıdıkları güneş panelleri sayesinde hem el fenerlerini hem de cep telefonlarını şarj ediyor.
"En çok hava şartları bizi zorluyor"
Batmanlı göçer Selahattin Türkoğlu, AA muhabirine, her yıl yaz aylarında sürülerini daha iyi beslemek amacıyla Batman'dan yola çıkarak Van'ın Başkale ilçesindeki yaylalarına geldiklerini söyledi.
Burada üç ay geçirdikten sonra havaların soğumaya başlamasıyla yeniden yaya olarak Batman'a döndüklerini anlatan Türkoğlu, şöyle devam etti:
"Yaz aylarında Batman çok sıcak oluyor. Van taraflarına mecburen gidiyoruz. İşlerimiz çok zor. En çok da hava şartları bizi çok etkiliyor. Bazen yağmurda, fırtınada kalıyoruz. Kar ne kadar geç yağarsa bizim için avantaj oluyor. En büyük sıkıntılarımızdan biri de çocuklarımızın okula gidememesi. Sürekli sürülerin peşinden göçebe yaşam sürdüğümüz için çocuklarımızın da düzenli bir yaşamı ve okul hayatı olmuyor. Onları geride bırakıp da gelemiyoruz. Bazı arkadaşlarımız akrabalarının yanına bırakıyor."
"Yemek yapıp koyunları sağıyoruz"
Göçerlerden Herdem Gülkal, sürüye eşlik eden kadınlar olarak her sabah erken kalkıp, kahvaltı yaptıktan sonra çadırları topladıklarını ifade etti.
Eşyaları yük hayvanlarına yüklediklerini, bir sonraki mola noktasına kadar yaya yürüdüklerini dile getiren Gülkal, şöyle konuştu:
"Mola noktasında çobanlar için yemek yapıyoruz. Ardından koyunlar gelince de sağım işlemine başlıyoruz. Sağdığımız sütten, peynir ve yoğurt elde ediyoruz. İşimiz çok zahmetli. Koyunları kırpmasından, sağımına kadar işin büyük bölümünü kadınlar yapıyor. Çok zor oluyor ama erkeklere yardım etmek zorundayız. Bu iş bizim geçim kaynağımız ve yapmaya mecburuz. Çocuklarımızın okula gitmesini çok istiyoruz ama bizimle kalan çocuklar gidemiyor. Bu da aslında bizi çok üzüyor."
Göçer Mervan Seyhan da hem yolculukları esnasında hem de yaylada yoğun ve zorlu mesai yaptıklarını anlattı.
Yaşamlarının koyunlara bakmakla geçtiğini belirten Seyhan, "10 gündür yoldayız. Yaklaşık 2 aya kadar Siirt'e, oradan da Batman'a gitmeyi hedefliyoruz. Yaşantımız her ne kadar zor olsa da bu hayatı seviyoruz, mutluyuz." dedi.