İdlib’in Maar’ed Numan kasabasını viraneye çevirdikten sonra teslim alan Esed rejiminin ilk icraatı kutsallara el uzatmak oldu. Adaletiyle meşhur Halife Ömer bin Abdülaziz’in Deyrşarkî köyündeki türbesi vandallar tarafından basıldı. Mezar ve sandukaları tahrip edilirken türbenin bir bölümü de yakıldı. Rejimin yayın organı SANA haberi "Teröristlerin kalıntıları..." anonsuyla verdi.
İdlib’de kasaba, belde ve köyleri yakıp yıkarak teslim alan Rusya destekli Esed rejiminin şiddeti İslam tarihinin sembol türbelerine uzandı. Önceki gün Maar’ed Numan kasabasının ele geçirilmesinin ardından yağmaya başlayan rejim askerleri, Deyrşarkî köyünde bulunan Emevi Halifesi Ömer bin Abdülaziz’in türbesini bastı. Mezar ve sandukaların tahrip edildiği vahşi saldırıda türbenin bir bölümü de yakıldı. Kabrin viran haldeki görüntülerini servis eden rejimin yayın organı SANA, Ömer bin Abdülaziz’in yakılmış mezarını gösterip "Teröristlerin kalıntıları..." anonsunu kullandı. Mezhepçi fanatikler, İslam tarihinde "Ehl-i Beyt sevgisi" ile tanınmasına rağmen Abdülaziz’e de saldırmaktan çekinmedi.
Annesi HZ. Ömer'in torunu
İslam halifesi Hz. Ömer’in kız torunu Ümmü Asım’ın oğlu olan Ömer bin Abdülaziz, Dört Halife dönemini örnek alan davranışları ve adaletli yönetimi sebebiyle Hulefâ-yi Râşidîn’in beşincisi (5. Halife) olarak görülüyor. Hicaz valiliği sırasında devleti idare edenlerin zulümlerine sessiz kalmadığı için halk tarafından çok sevildi. Emevi Halifesi olarak seçildiğinde adaletli bir yönetim ortaya koyan ve Batı Avrupa’dan Hindistan’a kadar toplumların kitleler halinde Müslüman olmasına vesile olan Ömer bin Abdülaziz, saraydaki lüks eşyaları devlet hazinesine koydurması, köle ve câriyeleri âzad etmesi ve halktan biri gibi yaşamasıyla halkın sevgisini kazandı.
‘Ehl-i Beyt’ sevgisi meşhur
İslam Ansiklopedisi’ne göre Ömer bin Abdülaziz, Muâviye’den itibaren Emevî hânedanı mensuplarının ve devlet adamlarının gasbettikleri malların tesbitini ve hak sahiplerine iade edilmesini sağlamaya çalıştı. Ehl-i beyt mensuplarına ait olan ancak o güne kadar el konulmuş durumdaki arazileri sahiplerine iade etti. Önceki halifeler tarafından kendisine verilmiş diğer gayrimenkulleri ve kıymetli eşyayı da beytülmâle (hazine) devretti. Halifelik görevi karşılığında maaş almayı reddeden Ömer, hutbelerde Hz. Ali’nin lânetlenmesi şeklindeki Emevi âdetini de kaldırdı; onun ailesine ve taraftarlarına karşı çok iyi davrandı. Ömer’in şahsî işleri için devlete ait bir mumu dahi kullanmadığı söylenir. Ömer, emrindeki valilerin ticaretle uğraşmasını ve hediye almasını da yasakladı. 717 yılında başlayan halifeliği 720’deki ölümüyle son bulan Ömer’in, aradan geçen 1300 yılın ardından İdlib güneydoğusundaki türbesinde mezhepçi bir saldırıya uğraması, Esed rejimine bağlı fanatiklerin kafa yapısını bir kez daha gözler önüne serdi.
KAYNAK: YENİ ŞAFAK GAZETESİ