Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı sonrasında açıklamalarda bulunan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye'nin bir yandan yeni tip koronavirüs dalgasının risk ve tehditleriyle mücadele ederken diğer yandan doğal afetlerin yıkım ve ağır tahribatlarına direkt maruz kaldığını hatırlattı.
Bahçeli, Ege Denizi'nin Seferihisar açıklarında meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki depremde 114 vatandaşın hayatını kaybettiğini ve 1035 vatandaşın da yaralandığını belirterek, "Üzüntümüzün tanımı ve tarifi yoktur. Depremde kaybettiğimiz vatandaşlarımıza Cenab-ı Allah'tan rahmet, tedavi altında bulunan vatandaşlarımıza ise acil şifa dileklerimi hassaten ve tekraren paylaşıyorum. Bu zor günlerin mutlaka elbirliğiyle aşılacağına inanıyorum." diye konuştu.
Depremin sadece İzmir'i değil, manen ve gıyaben de olsa halkın tamamını olumsuz etkilediğine işaret eden Bahçeli, şunları söyledi:
"Elbette vicdanları kanatmış, yürekleri burkmuştur. Aziz milletimiz, asil bir dayanışma örneği göstermiştir, soylu bir yardımlaşma seferberliği sergilemiştir. Dahası imrenilecek bir empati ve duygudaşlık hissiyatıyla afet bölgesine müşfik elini uzatmıştır. Devlet tüm imkanlarıyla depremden zarar gören vatandaşlarımızın yanında olmuş, yaraları sarmaya başlamıştır. Hakikaten insanüstü bir çalışmayla, bütün ihtimalleri hesaplayan görüş derinliğiyle, sahnelenen fedakar çalışmalarla enkazın kaldırılma süreci takdir toplamıştır."
"Ayda'nın kurtarılması hepimizi sevince boğdu"
Bahçeli, enkazdan 91 saat sonrasında çıkarılan Ayda bebeğin herkesi sevince boğduğuna işaret ederek, "Annesinin hayata tutunamayarak vefatı ise bizleri çok üzmüştür. Onlarca beton yığınının altından bir güneş gibi doğan Elif kızımız umutlarımızı diri tutmuştur. Hayranlık ve hürmetle karşıladığımız devlet-millet kenetlenmesi depreme karşı en büyük silahımız, en güçlü mücadele vasıtamız olarak sivrilmiş, öne çıkmıştır." ifadelerini kullandı.
"Ne var ki depremi siyasete alet eden savruk ve sorumsuz zihniyetlerin bu felaket günlerinden de istifade gayretkeşlikleri vahim bir çarpıklık olarak tezahür etmiştir." diyen Bahçeli, İzmir’de 1989 yılından bugüne kadar bir dönem haricinde yerel yönetim sorumluluğunu CHP'nin üstlendiğini anımsattı.
Bahçeli şunları kaydetti:
"CHP'nin adeta sütten çıkmış ak kaşık gibi davranıp, kusur ve suçlu araması küstah bir siyaset kifayetsizliğidir. Seferihisar'ın bir önceki dönem belediye başkanı olan şahsın, depremde yıkılan Emrah Apartmanı'nın ne kadar dayanıksız olduğunu, beton parçaların kürekle bile nasıl kırılabildiğini, bununla ilgili de geçmişte hangi denetimleri yaptığını açıklaması ertelenemez görevidir. CHP Genel Başkanıyla parti yöneticilerinin aynı anda girdikleri hezeyan nöbetinden bir türlü kurtulamamaları, sürekli yalana, dolana ve iftiraya müracaatları telafisi olmayan siyasi ahlak noksanlığının ileri düzeyde ifşa ve ilamıdır. Bunların kalpleri kararmıştır, vicdani refleksleri laçkalaşmıştır. Bu irade ve insanlık fukaralarının her sözü, her çıkışı, her beyanatı deprem enkazından daha tehlikeli boyutlar içermiştir. Kaldı ki Türk milleti her şeyin farkındadır."
"İç ve dış mihrakların foyaları ortaya çıktı"
Türkiye'nin salgına yenilmesini, depremde aciz düşmesini, ekonomik saldırılara boyun eğmesini ve yönetilemez hale gelmesini isteyen, dileyen, hedefleyen iç ve dış mihrakların foyalarının ortaya çıktığına işaret eden Bahçeli, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Türkiye'nin karşısında sipere girenlerin figüranı oldukları kirli senaryonun mesafe alması, sonuç vermesi hiç kuşkusuz muhal bir hayal, münhal bir hevestir. Siyasetleri enkaza dönenlerin, zillete gömülenlerin milli birlik ve kardeşlik ruhunu yaralamaları mümkün değildir. Bu itibarla CHP’nin tahrikleri, taciz ve tahrip çabaları nafile bir gayrettir. Türkiye düşmanlarıyla devamlı ilişki ve irtibat halinde bulunan, siyaset kabloları ve karar organları yabancıların denetim ve kontrolüne geçen CHP’nin ve diğer zillet yedeklerinin husumet taktiklerine, hayasız provokasyonlarına ne aldanacak ne de kanacak vardır."
Konuşmasında "Ülkesini kötülemek için bu kadar iştahlı olan dünya üzerinde pek az muhalefet partisi olduğu bir başka acıklı gerçek olarak karşımızdadır." ifadelerine yer veren Bahçeli, "CHP'nin yalancı sözcülerinin mumunun yatsıdan önce söndüğünü" söyledi.
"Milli ve manevi konuda millete tercüman olmuyorlar"
Bahçeli, hiçbir milli ve manevi konuda millete tercüman olmayan, olmayı da düşünmeyen CHP'nin depremin enkazı üzerine kurmak istediği istismar kumpasının da bozguna uğradığını kaydetti.
CHP'nin haksız yere MHP'yi suçladığını ve hükümeti töhmet altında bıraktığını ileri süren Bahçeli, şöyle devam etti:
"Devletle vatandaş arasında güvensizlik uçurumu oluşturmaya çalışan omurgasız CHP'nin melanet oyunu temelinden bozulmuştur. Aslında İzmir’de enkaz altında kalan CHP zihniyetinin belediyecilik anlayışı olduğu belgelenmiştir. Hiç kimse bu yalın gerçeği inkar etmeye kalkışmamalıdır. Çünkü her şey ortadadır."
Bahçeli, MHP'nin her zaman ve her şart altında milletin ve vatandaşın yanında olduğunu belirterek, "Küresel ve bölgesel sorunların yaygınlık kazandığı, felaketlerin birbirine eklemlenip yoğunlaştığı bugünkü insanlık döneminde nifak çıkarmak art niyetliliktir. Dedikodu yapmak suçluluk telaşındandır. Siyasi dolandırıcılıktan nemalanmayı amaçlamak da ülkemiz aleyhine son derece mahsurlu gelişmelere davetiye çıkarma gayesidir." değerlendirmesini yaptı.
"Tüm sorunlarımızı milli birlik şuuruyla göğüslemeliyiz"
Bahçeli, depremi, salgını, Doğu Akdeniz'deki tehditleri, terörizmin kanlı eylemlerini, AB'den ABD'ye, Orta Doğu'dan Kafkaslar'a uzanan geniş alanda Türkiye'nin milli ve manevi haklarını hedef alan zalim planları milli birlik şuuruyla göğüslemenin tek öncelik olduğunu kaydetti.
Konuşmasında ABD'de yapılan Başkanlık seçimlerine ilişkin görüşlerini de dile getiren Bahçeli, şöyle devam etti:
"ABD Başkanlık seçimini analiz ve yorumu da bize göre isimler bazında değil, Türkiye'nin hak ve çıkarları ekseninde yapılmalıdır. Ülkemiz açısından ABD'nin yeni başkanının kim olacağı sorusuna cevap aramaktan daha çok, seçilen kişinin uygulayacağı politikaların çerçevesi, bunun bölgemize yansımaları, milli varlığımıza yönelik etkileri değerlendirilmeli, öncelikle ele alınmalıdır. ABD'nin başkanlık seçimleri elbette hem ülkemizi hem de bütün dünyayı yakından etkileme kapasitesi taşımaktadır. Ancak Biden'den daha çok Biden'cı, Trump'tan daha çok Trump'çı olmak yanlıştır, marazidir, icazetli ve ipotekli bir kafanın çelişkisidir."
"Gelişmelere Ankara'nın menzilinden bakılması gerekir"
Bahçeli, gelişmelere hangi ülke olursa olsun o ülkenin parametrelerinden ve hedef prizmasından değil, Ankara'nın görüş menzilinden, ağırlık merkezinden bakılması gerektiğinin altını çizdi.
MYK toplantısında iç ve dış gelişmelerin ele alındığını da aktaran Bahçeli, "Bundan sonraki siyasi çalışmalarımız gözden geçirilerek bilhassa Cumhur İttifakı’nın ruhuna ve duruşuna uygun politikalarımızın devamlılığına önemle vurgu yapılmıştır." dedi.
Bahçeli, konuşmasının sonunda nihai ve şaşmaz hedefin "lider ülke vizyonunun gerçekleşmesi ve Türkiye'nin kazanması" olduğunu belirterek, "Allah'ın himayesiyle, milletimizin takdir ve teveccühüyle hedeflerimiz birer birer tecelli edecektir. Türkiye’nin kazanması fitnenin kaybetmesidir. Türkiye’nin kazanması Türk ve İslam düşmanlarının mağlup ve mahcup olmasıdır." ifadelerini kullandı.