MHP'li Semih Yalçın: CHP’nin en iyi bildiği politika, iftira atıp leke bırakmaktır

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili Prof. Dr. E. Semih Yalçın, ''CHP’nin, suretihaktan görünüp halka verdiği vaatlerin hepsi desise amaçlı, tamamı aldatma ve kandırmaca vasıtasıdır. Çamur ve kir üreten CHP’nin en iyi bildiği politika, iftira atıp kötü iz ve leke bırakmaktır' dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili Prof. Dr. E. Semih Yalçın, CHP'nin sürdürdüğü ihaneti inkar çabaları hakkında yazılı bir açıklama yaptı. Yalçın yaptığı açıklamada, ''CHP’nin, suretihaktan görünüp halka verdiği vaatlerin hepsi desise amaçlı, tamamı aldatma ve kandırmaca vasıtasıdır. Çamur ve kir üreten CHP’nin en iyi bildiği politika, iftira atıp kötü iz ve leke bırakmaktır. CHP’nin yancıları da onun arkasında Kakadu papağanı gibi aynı teraneleri tekrarlamaktadır. '' ifadelerini kullandı.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın'ın açıklamaları şu şekilde;

''MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli başta olmak üzere partimizin yetkililerince yapılan açıklama ve uyarılara rağmen, gerek CHP’nin başı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, gerekse öteki parti sözcülerinin; “Benim oğlum bina okur, döner yine okur.” türünden pişkin, yüzsüz ve kaçamak nakaratları aleyhimizde ısrarla dillendirme eğiliminde olduğu gözlemlenmektedir.

Şunu peşinen ifade edelim: MHP’yi hukuk dışı oluşumlara sahip çıkmakla suçlayan saçma iddialar gündeme getirilerek kurgulanmaya çalışılan suni imajın, üzerimize yapıştırılmak istenmesine müsaade etmeyeceğiz.

CHP’nin, yancılarıyla birlikte yaptığı “iki dilli, etnik imtiyazlı ve Türk millî egemenliğini es geçen Anayasa çalışması”nı inkâra yeltenmesine ve bu ihanetin üzerini boş ithamlarla partimize saldırarak örtmeye çalışmasına seyirci kalmayacağız.

Mafya ve yeraltı dünyası yaveleri, “millî devlet” sürecini akim bırakmaya dönük ihanetin üstünü örtmeye yetmeyecektir.

CHP’nin başı Kemal Kılıçdaroğlu; tezgâhlamaya çalıştığı kirli oyunların iç yüzünü, siyasi tartışmayı çıkmaz sokağa saptırarak halktan kaçıramayacaktır.

CHP’li hadsiz Engin Altay’ın lağımdan ses verircesine sarf ettiği “çukur siyaseti” tabiri, bu partiyi içine düştüğü fosseptikten kurtaramayacaktır.

Büzleri kırılıp patlamış bir kanalizasyon gibi ortalığa saçılan ve iğrenç kokusu siyasetin havasını kirleten onca pislik, hiçbir laf kalabalığının altına akıtılamayacaktır.

CHP’nin özellikle HDP ile kaderdaşlık ederek millî çıkarlarımıza verdiği büyük zararları; hiçbir siyasi polemik, hiçbir tartışma ve çirkin mugalata gizleyemeyecektir.

Kuru gürültü koparıp mübalağa ederek günah ve suç gizleme gayreti, faydasızdır.

Milletimiz bilir ki:
- Necis su ile abdest alınmaz.
- Kem söz ile ayıp örtülmez.
- Haram mal ile hayır işlenmez.

MHP’ye sataşarak baltayı taşa vuran CHP’nin, kör aletle başlattığı kavgadan mağlubiyetle çıkması kaçınılmazdır.

Bütün millet bilmektedir ki Atatürk’ten sonra, CHP’nin psikogenetik kodlarına Marksizm şekil vermiştir.

Diyalektik materyalizmin laboratuvarında siyasi mutasyona uğrayan CHP; o gün bugündür isyan, ihanet, devlet ve millet düşmanlığı gibi Marksist anlayışın karakteristiğini yansıtan bir politikanın çevrimindedir.

CHP, millî öncelikler ve çıkarlar aleyhindeki bilumum oluşumların fikir ve ilham kaynağına dönüşmüştür.

CHP’nin, suretihaktan görünüp halka verdiği vaatlerin hepsi desise amaçlı, tamamı aldatma ve kandırmaca vasıtasıdır.

Çamur ve kir üreten CHP’nin en iyi bildiği politika, iftira atıp kötü iz ve leke bırakmaktır.

Haysiyet cellatlığı CHP’nin marifeti, itibar suikastçılığı eylem tarzı olmuştur.

CHP; hak ve adaletten bahsedip hakka ve hakkaniyete en çok tecavüz eden, demokrasiden bahsedip dibine kadar diktaya, antidemokratik yollara ve müdahaleciliğe batan bir partidir.

CHP; sahte barış havarisi, hovarda demokrasi âşığıdır.

CHP demek, yalan rüzgârı demektir.

CHP demek; öfke, kin ve nefret yüklü bulutlar, kavga ve kaos sağanağı demektir.

“Biz bu filmi daha önce de gördük.” dedirten üslubuyla CHP; eli kanlı Ülkücü katillerini “fidan, devrim ve demokrasi kahramanı” gösteren çarpık sol zihniyetin yeniden vücut bulmuş hâlidir.
İşte bütün bu sebeplerden ötürü teröriste terörist, eşkıyaya eşkıya, haine hain diyemeyen CHP yönetimi; Türk milletinin gözbebeği olan Ülkücülere ağzına geleni saymaktadır.

CHP’nin yancıları da onun arkasında Kakadu papağanı gibi aynı teraneleri tekrarlamaktadır.

Zillet ittifakı; âdeta mezarlıkta ölüm ağıtları okuyan zulmet korosuna, kıyamete yolcu devşiren deccal bozuntularına benzemektedir.

CHP sözcüleri ve hempaları ne yaparlarsa yapsınlar, milliyetçi-Ülkücü camianın maşeri vicdana sinmiş itibarına gölge düşüremeyeceklerdir.

Siyaset artıklarını, süpürülmüşleri ve Ülkücü kalmaya nefesi yetmeyen birtakım kifayetsizlerin taşıdığı emanet isim ve mevkileri kullanarak MHP aleyhinde karalama kampanyaları düzenlemek de sonuç vermeyecektir.

CHP, şu soruların cevabını vermeden kendini aklayamayacak ve kamuoyunda inandırıcı olamayacaktır:

- İbrahim Kaboğlu Başkanlığındaki alternatif Anayasa komisyonunun tutanak ve belgeleri medyaya düşmüşken, gerçeği yüreklice itiraf etmek yerine, CHP neden inkârı seçmektedir?

- 2013'te CHP tarafından TBMM’ye verilen bir teklifte olduğu gibi, PKK’nın siyasi kanadı olan HDP’ye 2018’de “iki dilli, iki kültürlü yapıyı öngören bir Anayasa” vadedilmiş midir?

- Sayın Kılıçdaroğlu, o tarihteki yerel seçimlerde açıkça partisinin adaylarını destekleyen HDP’ye “demokratik özerklik”ten başka hangi sözleri vermiştir?

- CHP’nin başı, hangi hak ve yetkiyle millî birliğimizin düşmanlarına Aladağ’dan arsa bağışlamaktadır?

- CHP, Diyarbakır’daki HDP binası önünde çocuklarını bölücü örgütün elinden kurtarmak için mücadele eden aileler konusunda neden sessiz kalmaktadır?

- Dün Cumhuriyet’i kuran parti, bugün neden Cumhuriyet’i yıkmaya kurgulanmış terörist unsurlarla siyaseten yol arkadaşlığı etmektedir?
- Türkiye’nin Atatürk’ten tevarüs ettiği “bağımsız ve egemen devlet” yapısını koruma çabalarına rağmen, CHP neden Türkiye’de meşru hükümeti antidemokratik yollardan değiştirmeye çalışan uluslararası aktörlerle aynı dili kullanmaktadır?

- Türkiye’nin jeopolitik ve hidropolitik öneme sahip mavi vatan, gök vatan ve ana/kara vatan üzerindeki hayati çıkarlarına rağmen, CHP bu hususta neden seçilmiş hükümetin yanında yer almamaktadır?

- Bugünkü CHP yönetimi, Atatürk’ün Türklük tanımı konusunda ne düşünmektedir?

CHP, Batılı uluslararası aktörlerin politikaları yüzünden Türkiye’nin yaşadığı problemlere sevinen bir parti konumundadır.

CHP; Türkiye’nin savunma sanayii konusunda kat ettiği sevindirici mesafelere sessiz kalıp görmezden gelecek kadar küçülmüştür.

Özetle gerçek şudur: MHP, CHP’nin kirli çamaşırlarını ortaya dökmüş ve sahte demokrat libasını soymuştur.

Düzmece kral çırılçıplaktır.

MHP, Sayın Kılıçdaroğlu’nun Noel Baba misali giydiği demokrasi havarisi kostümünü her defasında üzerinden çekip alacak, yalancının mumunu her seferinde ikindiye varmadan söndürecektir.

CHP hangi yalana sarılırsa, hangi karanlık algı mağarasına sığınırsa sığınsın; MHP, tescilli ihanetin üzerine kararlılıkla gitmeyi sürdürecektir.

MHP ve ortağı olduğu Cumhur İttifakı, zillet ittifakının atmosfere yaymaya çalıştığı hıyanet bulutlarını milletin desteğiyle dağıtacaktır.''

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri