Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) 27. Dönem Bursa Milletvekili Dr. M. Hidayet Vahapoğlu, kadim Türk şehri Kerkük'te yaşanan gelişmelerin Türkiye’de yeterince gündem olmamasına tepki gösterdi. Vahapoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla, Türkiye'nin milli menfaatlerine yeterince sahip çıkılmadığını belirtti.
Kerkük’te Türkçe Yasağı
Vahapoğlu, Kerkük’te Türkçe diline yönelik baskıların arttığını ve bu duruma karşı sessiz kalındığını dile getirdi. Özellikle Barzani, İran ve Merkezi Irak Yönetimi’nin Türkçe diline yönelik yasaklar getirdiğini belirten Vahapoğlu, bu durumu “Türkçeyi yasaklamak” olarak nitelendirdi.
Sosyal Medya Paylaşımı Dikkat Çekti
Vahapoğlu, paylaşımında şu ifadelere yer verdi:
“Kadim Türk şehri Kerkük'te olanlar Türkiye’de neden gündem olmuyor? Biz ve bizden önceki kuşağa, okuma yazma öğretilirken hayatımızı etkileyen çok önemli bir telkinde bulunulmuştu: ‘Uyu, uyu yat uyu.’ Milletçe o telkine uygun şekilde sadece yatakta değil, otururken, sözümona çalışırken ve özellikle milli menfaatlerimiz söz konusu olduğunda her zaman ve her zeminde uyuyoruz. Uyutuluyoruz. Sorumluluk bile duymuyoruz.”
"Türk Sahipsiz Kaldı"
Vahapoğlu, Kerkük’te Türklerin yalnız bırakıldığını ve Türkiye’nin bu durumu seyretmekle yetindiğini vurguladı. ABD’nin bölgedeki planlarına dikkat çeken Vahapoğlu, Irak’taki Şii Türkmenlerin İran’a yönlendirilmesi ve bölgedeki Türk varlığının zayıflatılması konusunda kaygılarını dile getirdi.
MHP’li Vahapoğlu, Türkiye’nin milli haklarının ve tarihi sorumluluklarının göz ardı edildiğini belirterek, şu sözlerle açıklamasını tamamladı:
“Herhalde seyrediyoruz, çünkü hep onlar sonuç alıyor. Biz ise hep mutaf çırağı gibi geri geri gidiyoruz. Sonuç olarak, Türk garip, Türk sahipsiz, Türk başkalarının insafına terk edilmiş halde.”
Türkiye'nin Milli Menfaatlerine Duyarlılık Çağrısı
Vahapoğlu’nun bu sert çıkışı, Türkiye’nin milli menfaatlerine daha fazla dikkat çekilmesi gerektiğine dair bir uyarı olarak değerlendirildi. Kerkük’te yaşanan olaylar, MHP’nin gündeminde önemli bir yer tutarken, Vahapoğlu’nun çağrısı, Türkiye’nin dış politikada daha etkin bir tutum sergilemesi gerektiğini ortaya koyuyor.