Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan Diyarbakır annelerinin, 3 Eylül'de başlattığı oturma eylemi 72. gününe girdi.
Ellerinde çocuklarının fotoğrafı ile bekleyişini sürdüren annelerden Songül Altıntaş, 5 yıl önce dağa kaçırılan oğlu Müslüm'e kavuşma ümidiyle oturma eylemi yaptığını söyledi.
"Yeter artık"
"Ne kadar uğraştıysak da PKK'lılar oğlumu bırakmıyor. Allah'tan, Peygamberden korkun, bizim gibi garibanlara mı gücünüz yetiyor? PKK'ya sesleniyorum, 'yeter artık'. Hangi dilden anlatayım bilemiyorum. Oğlumu bıraksınlar, gücümüz, takatimiz kalmadı." diyen Altıntaş, yaşadıkları acıyı paylaştı.
Altıntaş, "Gençleri dağa çıkarıyor, Kürtlerin soyunu kurutuyorsunuz. Kürtlerin 10 yaşındaki çocuklarını, kızlarını, namusunu kaçırıyorlar. Kimi kandırıyorsunuz? PKK bize öyle büyük acılar yaşattı ki. Yüreğimizi yaktılar, ciğerimizi söküp aldılar. Allah'ın izniyle devletimiz evlatlarımızı kurtaracak. PKK'nın Kürtlere yaptığı bu zulüm artık yeter." ifadelerini kullandı.
Eylemlerinden vazgeçmeyeceklerini vurgulayan Altıntaş, "Burada ölümü dahi göze almışız. Evladım orada acı çekerken zaten ben mutlu olamıyorum, acı çekiyorum, içim kan ağlıyor. Eve gidip ne yapacağım? Evladımızı almadan buradan gitmiyoruz." dedi.
"72 sene de olsa buradayız"
Anne Hatice Levent de kızı Fadime için eyleme katıldığını belirterek, her sabah güzel bir haber alma ümidiyle uyandığını aktardı.
"72 gündür buradayız. 72 sene de olsa biz buradayız. Yavrularımızı almadan gitmiyoruz. Bu terör denilen lanet yerin dibine batsın." ifadelerini kullanan Levent, kızına kavuşmak istediğini dile getirdi.
Levent, "Fadime ne olursun beni görüyorsan, duyuyorsan dizimin dibine dön yavrum. Yavrum ne olur seni çok özledim. Kardeşlerinle seni çok özledik. Bu vicdansızlar nasıl götürdüler yavrumu? Dört duvar arasında 5 senedir bittim." şeklinde konuştu.
Teröre tepkisini dile getiren Levent, annelere kendilerine destek vermeleri çağrısında bulundu.
Levent, "Gelin hep birlikte burada sesimizi yükseltelim. Korkmayın, korkunun hiçbir şeye faydası yok. Gelin buraya dünya sesimizi duysun." diye konuştu.
Muhabir: Ahmet Kaplan, Mehmet Sıddık Kaya