Emniyet Teşkilatının "sanatçı" mensuplarından polis memuru Mustafa Akkaya, değişik malzemeler üzerine çakılan çiviler arasında renkli bakır tellerin örülmesi sanatı olan filografinin terapi özelliği sayesinde hayata hep olumlu yönleriyle baktığını anlattı.
Emniyet Genel Müdürlüğü İkmal ve Bakım Dairesi Başkanlığında görevli 24 yıllık polis memuru Mustafa Akkaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de 20'ye yakın icazetli filografi sanatçısı bulunduğunu belirterek, bunlardan birisinin de kendisi olduğunu söyledi. Akkaya, 6 yıl önce televizyondan görerek ilgi duyduğu filografi sanatını, sanatın ustası Aşır Düğer'den özel ders alarak yapmaya başladığını dile getirdi.
Emniyet Teşkilatının ilk filografi sanatçısı olduğunu ifade eden Akkaya, daha sonra diğer görev arkadaşlarının da bu sanatı icra etmeye başladığını kaydetti.
Çoğunluğu polis ve polis eşlerinin oluşturduğu kursiyerlere ders verdiğini ifade eden Akkaya, "Polislik mesleği biraz stresli olduğu için arkadaşlarımız bir arayış içerisine giriyor. Hobiden ziyade terapi gibi. Avrupa'da hastanelerde, psikiyatri kliniklerinde terapi, tedavi yöntemi olarak kullanılır. 'String art' diye geçer. Bunun terapi özelliğini ben kendimde gördüm. Meslek hayatımda stresim azaldı, hayata olumlu yönleriyle bakmaya başladım." diye konuştu.
Halihazırda 3 öğrenciye kurs verdiğini belirten Akkaya, bugüne kadar 20 öğrenciye filografiyi öğrettiğini anlattı.
"Çekiç sesi beni rahatlatıyor"
Atölye açmadan önce çalışmalarını evde yaptığını belirten Akkaya, "Bu çekiç sesi, beni rahatlatıyor. Nihayetinde yaptığınız şeylerin insanlar tarafından beğenilmesi, hoşa gitmesi, hayranlıkla bakılması insanı daha da motive ediyor." ifadesini kullandı.
"Çivi ve telin dansı" olarak nitelendirilen filografi sanatı hakkında bilgi veren Akkaya, filografinin yaygınlaşmasında sosyal medyanın etkili olduğunu söyledi.
Akkaya, filografinin çok bilinmemesinden dolayı yeni bir sanat dalı gibi algılandığını vurgulayarak aslında bu sanatın Türkiye'de ortaya çıkışının Cumhuriyetin ilk yıllarına dayandığını anlattı.
Filografi işlenmiş orta sehpası yapıyor
Filografinin değişik malzemeler üzerinde yapılabildiğini söyleyen Akkaya, kendisinin de yağlı boya tablosu ve ceviz ağacı kütüğü üzerine çalıştığını kaydetti.
Şu an üzerine filografi sanatıyla tavus kuşu yaptığı ceviz ağacı kütüğünü, orta sehpa olarak tasarladığını belirten Akkaya, 3 kilogram çivi kullandığı çalışmasını 30-35 günde bitirmeyi planladığını ifade etti.
"Meslektaşlarıma öğretmeye hazırım"
Projelere her zaman açık olduğunu belirten Akkaya, "Emniyet Teşkilatı'nda bunu her zaman diyorum. Bizim mesleğimiz stresli meslek olduğu için imkan ve mekan sağlandığı zaman ben meslektaşlarıma da öğretmeye hazırım." dedi.
Akkaya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve eski İçişleri Bakanı Efkan Ala'da tablolarının bulunduğunu dile getirdi.
Sanatıyla, polislik mesaisinin haricinde günde birkaç saat ve hafta sonları ilgilendiğini ifade eden Akkaya, Emniyet Teşkilatında sanatsal çalışmalara destek verildiğini kaydetti.
"Hürriyet" tablosunu Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hediye etmek istiyor
Akkaya, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında yaptığı ve üzere Osmanlıca "Hürriyetim yoksa yaşamak için yoktur sebebim" yazılı çalışmasını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hediye etmek istediğini söyledi.
Akkaya, özel bir sergi açmayı hayal ettiğini, en büyük desteği ailesinden gördüğünü dile getirdi.
Emek ve sabır isteyen çalışmalarını bir an önce bitirmek için büyük çaba sarf ettiğini anlatan Akkaya, "Sonunda beğenilmek, güzel bir eser ortaya çıkarmak, karşısına geçip onu seyretmek, insana büyük haz veriyor. Emeğiniz, yorgunluğunuz, her şey geçip gidiyor gerçekten." dedi.