Türkiye'nin en eski mesleki ve teknik kurumlarından olan ve İtalyan mimarisiyle ön plana çıkan İstanbul Maçka Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, yetiştirdiği öğrencilerle ülkeye en üst düzeyde hizmet vermeyi hedefliyor.
Mesleki ve teknik eğitim alanında köklü bir geçmişe sahip lise, mimarisiyle de göz kamaştırıyor. İtalyanların 1. Dünya Savaşı esnasında büyükelçilik binası olarak kullanılmak üzere inşasını başlattığı yapı, 1945 yılından bu yana eğitim ve öğretim alanında hizmet veriyor.
Türkiye'nin en gelişmiş mesleki ve teknik eğitimini veren kurum olmayı vizyon edinen lise, "bilişim teknolojileri", "elektrik-elektronik teknolojileri", "gazetecilik", "radyo ve televizyon" ile "sanat tasarımı" olmak üzere 5 alanda mesleki eğitim veriyor.
Okul sanayi iş birliği kapsamında ulusal ve uluslararası markaların desteklediği öğrenciler, bu sayede okurken sektörü yakından tanıma fırsatı bulmanın yanı sıra büyük firmalarda staj yapma imkanı da elde ediyor.
"Öğrencilerimiz Vestel'in telefonlarını tamir ediyor"
Okul Müdürü Kemal Biricik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, okulun bulunduğu binanın 1900'lü yıllarda, Osmanlı'nın son döneminde İtalyanlar tarafından büyükelçilik olarak yapıldığını fakat hiçbir zaman bu şekilde kullanılmadığını söyledi.
Biricik, binanın İtalyanların ülkeyi terk etmesiyle uzun yıllar depo şeklinde kullanıldığını ancak daha sonra milli eğitime devredilerek okul olarak hizmet vermeye başladığını aktardı.
Lisenin 5 dalda eğitim verdiğine işaret eden Biricik, bilişim teknolojileri alanında ağ işletmenliği ve veri tabanı yaklaşımı olduğunu belirtti. Bu kapsamda, Genç Hayat Vakfı'yla protokol imzaladıklarını aktaran Biricik, çoğunluğu kız öğrencilerden oluşan yaklaşık 24 öğrenciye kodlama eğitimi verdiklerini anlattı.
Biricik, okul ve sanayi iş birliği kapsamında elektrik-elektronik alanının haberleşme dalında Vestel markasıyla protokol imzaladıklarını aktararak, "Vestel'in telefonlarını öğrencilerimiz söküyorlar, tamir ediyorlar ve işleyişlerini yaptıkları zaman dışarıya hazır eleman olarak yetişiyorlar. Vestel'e şu ana kadar baya öğrenci verdik. Chint ile iş birliğimiz var. Atölyemizin çatısına 10 kilobayt güneş enerjisinden elektrik üreten sistem yerleştirdiler, elektrik enerjisini oradan kullanıyoruz." dedi.
Radyo ve televizyon alanındaki öğrencilerin çekim yapmaları için sektörün de desteğiyle stüdyo kurduklarını belirten Biricik, "Okulların mezuniyet törenlerini öğrencilerimiz çekiyorlar. Şu anda Şişli'de bu işleyiş devam ediyor. Farklı ilçelerden de çekim için bizi arıyorlar. O noktada okul olarak bir tanınmışlığımız oldu. Gazetecilik alanımızın da geçmişi çok köklü, okul ilk kurulduğu zamanlardan beri var." dedi.
Kemal Biricik, Anadolu teknik ve Anadolu meslek programlarının eğitim sistemlerine ilişkin şu bilgileri verdi:
"Anadolu teknik programımız puanla öğrenci alıyor. Öğrenciler 9. sınıfa alanları belli olarak geliyorlar. Bu öğrenciler 11. sınıfta dal seçiyorlar ve stajlarını yazın yapıyorlar. Akademik eğitime biraz daha yatkın oluyorlar, matematik, Türk Dili Edebiyatı gibi dersleri daha yoğun şekilde alıyorlar.
Anadolu meslek programımız ise adrese dayalı. Yani, Şişli bölgesinden adrese uygun ve başarılı öğrenciler tercih yapıyorlar. Bu öğrencilerimiz 9. sınıftaki başarılarına göre bölüm seçiyorlar. 11. sınıfta ise dal seçiyorlar ve 12. sınıfta haftada 3 gün staja 2 gün okula geliyorlar. Burada daha çok mesleki eğitim ön planda."
"Okul sanayi iş birliğiyle öğrencilerin iş bulma imkanları yüksek"
Meslek liselerinin okul sanayi iş birliğini "olmazsa olmaz" şeklinde tanımlayan Biricik, iş birliği kurulmadığında öğretmenlerin kendilerini geliştiremeyeceklerini, öğrencilerin ise daha kaliteli bir eğitim alamayacaklarını söyledi.
Biricik, okul sanayi iş birliğinin muhakkak kurulması gerektiğini vurgulayarak, "Okul sanayi iş birliği kurulduğunda hem öğretmenler firmadan eğitim alarak kendilerini geliştiriyorlar hem de öğrencilerimiz kaliteli eğitim aldıkları için çok rahat bir şekilde dışarıdaki işe adapte olarak oradaki işleyişe katılabiliyorlar. Yoksa kopuk bir eğitim olur ve istihdam iyi bir şekilde sağlanmaz. Okul sanayi iş birliğinin yoğun olduğu okullardan mezun olan öğrencilerin dışarıda iş bulma imkanları daha yüksek." diye konuştu.
Okulun köklü bir geçmişi olduğuna değinen Biricik, bunun kendilerine güç kattığını ifade etti.
Biricik, lise öğrencilerinin katıldığı ve başarı elde ettiği yarışmalara ilişkin "Bilişim bölümü öğrencilerimiz 2 yıl önce robot tasarlayarak First Robotics Competition'a (FRC) katıldılar ve mansiyon ödülü aldılar. Sanat tasarımı alanında da ayakkabı ve giysi tasarımı yarışmalarında ödül kazandılar. Eğitim materyalleri çalışması vardı, Ankara'ya gitti 14 öğrencimiz. Ana okullarında kullanılması için tahtadan oyuncak tasarladılar. Burada yine başarı elde ettik. TÜBİTAK programı yaptık, bütün alanlardan 24 projemiz vardı sergilenen. TÜBİTAK'ın yetkilileri de geldiler, gezdiler. Engelliler için de bir tasarımımız vardı. Öğrencilerimizi destekliyoruz, her zaman önünü açıyoruz. Maddi imkanlar da bulmaya çalışıyoruz ki bu tip çalışmalara devam etsinler." şeklinde konuştu.
"Maçkalı olmak ayrıcalıktır"
Biricik, "Maçkalı olmak ayrıcalıktır" sloganlarını hatırlatarak, liseye hazırlanan öğrencilere şöyle seslendi:
"Maçka'da imkanlar olumlu. 25 Ocak'ta okul sanayi iş birliğini geliştirmek anlamında protokol imzalandı. İTO'yla çalışan bir okul olduk. İTO bizi sektörle birleştirecek. Bu noktada, alanlarımızda sektörle bir araya geleceğiz. Bu iş birliğimiz öğrencilerimiz için daha güzel imkanlar oluşturacak.
Radyo televizyon alanında çocuk fiili olarak ışık ve kamerayı kuruyor, çekimini ve daha sonra da kurgusunu yapıyor. Dışarıda yaptığı işi burada yapıyor. Gazetecilik alanındaki öğrenci elinde defteri, kalemi, kayıt cihazı ya da fotoğraf makinesiyle muhakkak 1-2 haber yapıyor. Meslek liseleri olmazsa olmaz. Ülkemizde, üniversite sınavına giren 2 milyon öğrencimiz var. Yüzde 10'u doktor, hakim, savcı olacak. Sonuçta bizim terziye de motor tamircisine de elektrik tamircisine de kameramana da ihtiyacımız var. Bu noktada yönlendirmelerin doğru olması lazım. Her öğrenci Anadolu lisesine gidemez fakat şu anda toplumda 'herkes Anadolu lisesine gidecek, herkes doktor olacak' diye bir algı var. Böyle bir şey mümkün değil."