Yazımın başlığını herhalde en iyi bir şekilde Necip Fazıl Kısakürek'in "Ey düşmanım, sen benim ifadem ve hızımsın; Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın!.." sözü açıklıyor.
Düşmanı olmayan ve herkesle dost olmaya çalışanla ne bir yola çıkılır ne de bir yol yürünür.
Herkesle dost olmaya çalışan, hayatın mücadelesinde muhakkak seni bir noktada satandır.
Bir insan dostlarının çokluğu kadar olduğu gibi, düşmanlarının çokluğuyla da övünebilir. Hele bu kişi bir davaya inanıyor, davası uğruna mücadele ederken dost, davası uğruna mücadele ederken düşman kazanıyorsa o kişi kesinlikle doğru yoldadır. Ülkücünün kimliğini de bu tarif içinde bulabilirsiniz.
Ülkücünün hayatı hep mücadele ile geçmiştir. Tarihi mücadelenin sonucu Ülkücü için kimi zaman şehitlik, kimi zaman gazilik, kimi zaman mahpusluk, kimi zaman sürgün olmuştur. Ülkücü dostlarıyla çetin yollar yürümüş, düşmanlarına karşı hep yüreği, bileği ve beyniyle davası uğruna mücadele etmiştir.
"Taraf olmayan, bertaraf olur" sözü Ülkücünün mücadelesinde yol haritasıdır. Türk milletini koruma ve yüceltme ülküsüne taraf olan Ülkücüye olan düşmanlığın çokluğu, Türklük düşmanlarının sayısına eşittir.
Türk'e düşman kim varsa hedefinde Ülkücü vardır. Bu uğurda düşman kazanmayan varsa zaten ne o "Ben Ülkücüyüm" demeli, ne de bizler onu "Ülkücü" olarak görmeliyiz. Herkese yılışanın, herkesle kırıtanın Ülkücü olmayacağını artık ilke olarak kabul etmeliyiz.
Öncelikli hedefi Türklüğü ortadan kaldırmak olan bir partinin safından, Ülkücünün partisi MHP'ye, Lideri Devlet Bahçeli'ye saldıran adamı "Ülkücü" olarak görenin yılışan ve kırıtan kategorisinde görmek mümkündür.
"Ülkücüyüm" diyen kişi davasını, partisini, liderini savunmak ve korumak adına bir tane düşman edinmediyse içimizdeki en tehlikeli kişi kesinlikle odur.
Herkesle oturup kalkan, herkese tebessümler dağıtan, herkese haklısın diyen, herkese yakın duran ve herkese şirinlik göstergesinde bulunan bir portrenin vereceği zarar faydasından çoktur.
Mücadele düşman kazanmayı, dostlarla çelikten bir birlik oluşturmayı gerekir.
"Düşman kazanma sanatı" diye bir kavram vardır. Mücadelesi olanın bu sanatta kabiliyeti vardır. Düşmanın düşmana gazel okumadığı günümüzde "dostum" dediklerinin düşman safında bulunması mücadelenin eksikliğini gösterir.
"Düşmana sahip çıkan düşmandan sayılır.","Dostuna güvenip düşmana saldırma","Düşmansız adam olmaz" atasözleri yazımızın anlamına ışık tutacak düzeydedir.
Düşmanı olmayan adamla yol yürümeyi bırakın, yolda başınıza muhakkak bir felaket gelecektir.
Ülkücünün mücadelesi kıyamete kadar sürecektir. Ülkücü, ülküsü ve davası uğrunda bundan sonrada dostlar kazanacak, düşmanları ise hep var olacaktır. Dostlarımız az da olsa doğruluk, inanç ve en önemlisi samimiyetle verilen mücadele de çok olan düşmanlar her zaman yenilmeye mahkûmdur. Yeter ki yanındaki dostların samimi ve tavizsiz olsun.
Çok yüzlü dostlar yerine, mert düşmanlarını çoğaltabilen Ülkücü Hareket'in zaferi de yakınlaşacaktır.
Yaşasın samimi dostlarımız, yaşasın mert düşmanlarımız…
Yıldıray Çiçek