Bugün, 23 Kasım 1970 tarihinde ülkücü Dursun Önkuzu’nun şehit edilişinin 49. yıldönümü.
Peki Dursun Önkuzu kimdir, katilleri kimlerdir, neden ve nasıl şehit edildi ?
Asıl ismi Ertuğrul Dursun olan Önkuzu, sırf ülkücü olduğu için komünistlerce işkence ile şehit edilmiş bir isimdir.
23 Kasım 1970’de Ankara’da sırf ülkücü diye komünistlerce karnına bisiklet pompasıyla hava basılıp 3. kattan aşağı atılarak feci şekilde şehit edilen üniversite öğrencisi Ertuğrul Dursun Önkuzu şehit edilişinin 49. yılında başta Tokat Zile’deki kabri başında olmak üzere değişik etkinliklerde rahmetle anılıyor.
Dursun Önkuzu olayını, gazeteci Fatih Akkaya şöyle anlatmıştı:
"Kamuoyunda Dursun Önkuzu adı maalesef pek bilinmiyor.
Bir Kubilay kadar, Mumcu kadar; İpekçi kadar, Emeç kadar yad edilen bir isim değil maalesef.
İri medya organlarımızın gündeminde hiç olmadı çünkü, Önkuzu.
Bir milletvekili çıkıp, “komisyon kurulsun, Önkuzu cinayeti araştırılsın” da demedi.
Adına ne bir sokak, ne bir cadde, ne de bir park var.
Böyle olunca böyle oldu.
Peki kim bu Dursun Önkuzu?
Hatırlayalım:
Tarih: 23 Kasım 1970
Yer: Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okulu (ETYÖO)
Olay: Solcu öğrenciler ETYÖO’yu basarak, okulu işgal ediyor. Grup Dursun Özkuzu adlı öğrenciyi yakalıyor. Dönemin komünist militanları kurdukları “halk mahkemesi”nde yargılayarak, “işkence ile ölümüne” karar verdikleri Dursun Önkuzu’ya 3 gün boyunca işkence yapıyor. Önkuzu, bisiklet pompasıyla ciğerlerine hava basmaya varan ağır işkencelerin ardından 23 Kasım 1970 günü, “henüz ölmemiş olabilir” düşüncesiyle okulun dördüncü katından aşağıya atılarak, katlediliyor.
Bu insanlık dışı olaya karışan öğrencilerden sadece bir ikisi
yakalanıyor.
Ancak 4 yıl bile hapis yatmadan 1974 Ecevit affı ile salıveriliyor onlar da...
Sonraki yıllar bunlardan bazıları kamu hizmetinde görev alıyor.
“Dursun Önkuzu sol görüşlü biri olsaydı böyle mi olurdu” gibi sorular sormaya gerek yok.
Maalesef bu tür manzaraları kanıksadık toplum olarak.
KAFES FİLMİNDE SAHNEYE KONULMUŞTU
Ülkücü Dursun Önkuzu'nun, 23 Kasım 1970'de komünistlerce vahşice işkence edilerek şehit edilmesi olayı, Lütfü Şehsuvaroğlu'nun Kafes filminde böyle sahneye konulmuştu: