Yusuf Akçura, 2 Aralık 1876'da Simbirsk (günümüzde Ulyanovsk) şehrinde doğdu. Tatar Türklerinden bir ailenin çocuğu olan Akçura, genç yaşlarda eğitim almak için İstanbul'a taşındı. Harbiye Mektebi'nde başladığı askeri eğitimini tamamlayamadan, II. Abdülhamid'in politikalarını eleştirdiği için okuldan atıldı. Ardından Paris'e gitme kararı aldı.
Eğitim ve Düşünce Gelişimi
Paris'te Siyasal Bilgiler Okulu'nda eğitim aldı. Burada Türkçülük ve Pan-Türkizm fikirleriyle tanışan Akçura, Türk milliyetçiliğine olan ilgisini bu dönemde derinleştirdi. Eğitimini tamamladıktan sonra 1903 yılında Osmanlı'ya geri döndü.
Türkçülüğün Esasları
Yusuf Akçura'nın en bilinen eseri "Türkçülüğün Esasları," Türk milliyetçiliği fikrini temellendiren bir manifesto niteliğindedir. Bu eserinde Türkçülüğü, Osmanlı İmparatorluğu'nun çeşitli etnik ve dinsel gruplarını bir araya getirmenin yerine, kültürel ve etnik benzerlikleri olan Türk topluluklarını birleştirmenin daha uygun olacağını savunmuştur.
Etkisi ve Mirası
Yusuf Akçura, özellikle I. Dünya Savaşı sonrası ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasına kadar olan dönemde etkili oldu. Türk Ocağı ve Türk Derneği gibi milliyetçi örgütlerde görev aldı, "Türk Yurdu" dergisini yayımladı. Türk Tarih Tezi ve Türkçülüğün fikri temellerinin atılmasında önemli bir role sahiptir.
Vefatı ve Anısı
Yusuf Akçura, 11 Mart 1935'te İstanbul'da vefat etti. Ölümünden sonra eserleri ve fikirleri, Türk milliyetçiliğinin temelini oluşturdu ve Türkiye'de modern milliyetçilik anlayışının gelişmesine katkı sağladı.
Yusuf Akçura, Türk düşünce tarihinde milliyetçilik akımının öncülerinden biri olarak kabul edilir. Eserleri ve düşünceleri, Türkiye'de ve Türk dünyasında geniş bir yankı uyandırmış, pek çok düşünce adamı ve politikacı üzerinde etkisini göstermiştir.