Orta Asya’dan Anadolu Coğrafyası’na kadar, yüce Türk Milleti yurt edindiği bütün topraklarda vatan, millet, bayrak ve kutsal değerleri için inanılmaz savaşlar vermiş ve bu savaşların birçoğundan zaferlerle ayrılmıştır. Bu mücadelelerin zaferlerle sonuçlanmasında en önemli unsurlar, milletimizin birlik ve beraberliği, azim ve kararlılığıdır. Özellikle Anadolu toprakları vatanımız olduktan itibaren, cefakar milletimiz hiçbir zaman huzur, güven ve refah içinde olmamıştır. Topraklarımızda gözü ve kirli emelleri olan uluslararası sömürgeci emperyalistler ve içerdeki iş birlikçileri hiçbir zaman bu kötü emellerinden vazgeçmemişlerdir. Türk’ün bileğini savaş meydanlarında bükemeyen bu hain güçler kaleyi içten yıkmanın hesaplarını yapmaktadırlar. Bu hesapları yaparken de; milletimizin hassasiyetlerini, manevi değerlerini kutsallarını acımasız bir şekilde istismar etmektedirler. Bunlar milletimizin karşısına hayırsever dernekler, özgürlük savaşçıları, yardım kuruluşları ve dini tarikatlar olarak çıkmaktadırlar.
Geçtiğimiz 15 Temmuz 2016’da ülkemizin ve milletimizin yaşadığı ihanet kalkışması da bu emperyalistlerin ve işbirlikçilerinin yaptığı bir oyundur. Bu olayda da görülmüştür ki, yüce Türk Milleti her zaman ve her şartta uyanık, tedbirli ve birlikte olmalıdır. Milletimiz birlik içerisinde olduğu sürece hiçbir güç sırtımızı yere getiremeyecektir.
Bizler Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in şerefli birer mensupları olarak; vatanımızın ve milletimizin menfaatleri için parti ve şahsi çıkarlarımızı bir kenara bırakarak devletimizin yanında olduğumuzu her zaman dosta düşmana göstermişizdir. Bu davranışlarımız zaman zaman partimize oy kaybettirse de, tavrımızda asla bir değişiklik olmamıştır ve olmayacaktır.
Milliyetçi-Ülkücü Hareket yüce milletimizin sinir uçlarıdır, vatanın ve milletin acısını, kederini, tehlikelerini ilk hisseden ve görendir. Bunun içindir ki; bu Kutsal Vatan’ın her zaman Milliyetçi-Ülkücü Harekete ve Milliyetçi –Ülkücü Hareket’in de siz değerli yurttaşlarımızın desteğine ihtiyacı vardır.
Bu vesileyle;
Aziz milletimizin, Türk Dünyası’nın ve İslam aleminin mübarek kurban bayramını en içten dileklerimle kutlar, kurban ibadetlerinin Cenab -ı ALLAH katında kabul olmasını temenni ederim. Bayramlaşmada sadece bedenler sarılmayacak, sadece eller tutuşmayacak; aynı zamanda kırılan kalpler onarılacak, incinen birlik ve beraberlik duyguları yerini sevgi ve şefkate bırakacaktır.
Çocuklar sevindirilecek, büyüklerimiz hürmet ile ziyaret edilecektir.
Ayrıca, hac vazifesi için kutsal topraklarda bulunan tüm kardeşlerimizi sevgi ve saygılarımla selamlıyor, dualarında olabilmeyi ve sağlıkla dönebilmelerini Yaradan’dan niyaz ediyorum.
Allah yar ve yardımcımız olsun,
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!