CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek, Saadet Partisi'nin Cumhurbaşkanlığı adayının Abdullah Gül olmasını temenni ettiklerini belirterek, "Ama ikinci tura kalacağını beklemiyoruz. İkinci tura CHP'nin adayının kalacağını düşünüyoruz" dedi.
Mecliste düzenlediği basın toplantısında konuşan Dursun Çiçek, Cumhurbaşkanlığı adaylığı için 100 bin imzanın gerektiğini hatırlatarak, Saadet Partisi ve Meral Akşener'in lideri olduğu İYİ Parti'nin aday göstermekte bir sıkıntı yaşamayacağını iddia etti.
İYİ PARTİ VE SAADET'E İMZA DESTEĞİ VERİRİZ: Çiçek "Saadet ve İYİ Parti'de bir sıkıntı olmayacağını düşünüyoruz ama 100 bin imza toplamalarında bir sıkıntı olursa bir grup 20 milletvekilinin imzası bunun için de yeterli. İhtiyaç olduğunda biz de kurumsal olarak imza verebiliriz. Mecliste imza verip 100 bin imza yerine 20 imza ile bu adaylaşmayı kolaylaştırabiliriz" ifadelerini kullandı.
GÜL'Ü 'ADAY GÖSTERSİN' DİYORUZ: Birinci turda bütün partilerin aday göstermesini tercih ettiklerini belirten Dursun Çiçek şöyle konuştu: "Tabi bu konuda da Saadet Partisi'nin adayının Abdullah Gül olmasını da temenni ediyoruz. Tabi biz ikinci tura kalacağını beklemiyoruz ama en azından iktidar partisi seçmenlerinden de destek alacağını düşündüğümüz için ikinci tur daha garanti olacaktır diye düşünüyoruz. Saadet Partisi'nin ikna etmesi lazım. İhtimal vermiyorum ama Saadet Partisi'nin de ikna etmesi lazım. Aday göstersin diyoruz. Ama ikinci tura kalacağını beklemiyoruz tabi. İkinci tura CHP'nin adayının kalacağını düşünüyoruz.";
MÜSLÜM İÇİN ÖCALAN TECRÜBESİ KULLANILSIN: Terör örgütü PYD/PKK'ın eski eş başkanı Salih Müslüm'ün Çekya'da serbest bırakılmasına da değinen Çiçek, Müslüm'ün yakalanarak Türkiye'ye getirilmesinin başta Zeytin Dalı Harekatı olmak üzere terörle mücadeleye olumlu katkı sağlayacağını vurguladı. Çiçek, "İktidarın, başladığı bu takibi devam ettirmeye ve 1999'daki devlet tecrübesini (Abdullah Öcalan'ın yakalanması) kullanmaya davet ediyoruz. Aksi halde bu konuda samimi olmadıklarını bütün millet görecektir." dedi.
Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi kararını eleştiren Dursun Çiçek, "İktidarın anlayışına göre 'özelleştirme' demek, 'kapatma' demek. Nasıl 'zam' demiyor, 'fiyat ayarlaması' diyor. Özelleştirme demek de o sektörü, alanı kapatma anlamına geliyor." ifadesini kullandı.