MHP’den ihraç edildikten sonra “merkezde” yeni bir parti kurmak için yola çıkan Meral Akşener, İYİ Parti adını verdiği partisini Ekim ayı içerisinde kurmuştu.
FETÖ’CÜ ENDİŞESİ
Akşener daha önce partilerinin kuruluşunu Kasım ayında gerçekleştireceklerini ilan etmişti. Ancak, FETÖ elebaşı Fethullah Gülen’in bu sırada basına düşen fotoğrafı nedeniyle kuruluş tarihini “FETÖ’cü suçlamalarına neden olmamak” gerekçesiyle Ekim ayına çektiklerini açıklamışlardı.
ADI VE AMBLEMİ TARTIŞMA YARATTI
Ekim ayı içerisinde kurulan İYİ Parti’nin adından amblemine kadar pek çok eleştiri ve değerlendirmeye tabi olmuştu. İYİ Parti ismi Osmanlı’nın kuruluşunda geçen KAYI boyunun amblemiyle özdeşleştirilmiş, 8 ışınlı güneş ablemi de tartışmalara yol açmıştı.
TÜRK MİLLETSİZ BAYRAM MESAJI
Tüm bu tartışmalar sürerken İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı mesajı işin tuzu biberi olmuştu. Her hafta twitter hesabından büyük bir çoğunlukla bir gün öncesinden “Cuma meajı” yayınlayan Akşener, Cumhuriyet Bayramı mesajını oldukça geç bir saatte, diğer liderlerin aksine bir kaç cümle ile üstün körü yayınlamayı tercih etmişti. Siyasetcafe.com’un “Akşener Türk Milleti diyemedi” haberinde de geçtiği üzere Akşener, “Türkiye Cumhuriyetin saygın mensupları” diye başladığı Cumhuriyet Bayramı mesajında da “Türk Milleti” kavramını kulanmamıştı.
NİÇİN 11 KASIM?
FETÖ’cülük endişesiyle Ekim’de kurulan İYİ Parti, yayınladığı mesaj ile Genel Merkez Binasının açılış tarihi olarak 11 Kasım’ı ilan etti. Siyasetcafe.com olarak yaptığımız “Akşener Genel Merkez binasını açıyor: Şaşırtan tarih!” başlıklı haberimizde 11 rakamının ve Kasım ayının FETÖ elebaşı Fethullah Gülen için “neden bu kadar önemli” olduğunu yazmıştık.
Fetullah Gülen’in seccadeye ayakabılarıla ters durarak ayakta verdiği fotoğraf ile taraftar ve örgüt mensuplarına önemli bir mesaj verdiği kamuoyu tarafından günlerce tartışılmıştı. Meral Akşener de bu fotoğraf üzerine partisinin kuruluşunu Ekim ayına çektiklerini ilan etmişti.
Fakat, ne olduysa Akşener’in İYİ Partisi Genel Merkez binasının açılış tarihini Atatürk’ün ölüm yıldönümü olan 10 Kasım tarihinden bir gün sonrasına denk getirdi. Bu tarih gerçek doğum tarihi olmasa da Fetuhllah Gülen’in “doğum tarihim” dedi bir tarih. Türkiye’de yaşanan gelişmelere bakıldığında bunun bir “tesadüf” olduğunu düşünmek de bir hayli zor olsa gerek.
NİÇİN AHLAT?
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisini kurar kurmaz bu sefer de soluğu Ahlat’ta aldı. Ahlat’ta Selçuklu mezarlarını gezen ve önünde dua eden Meral Akşener, ayrıca Ahlat’ta ev alamadı ama ev kiraladı ve zaman zaman buraya ailesiyle gideceğini ilan etti.
Kamuoyu Akşener’in “Niçin Ahlat?” ısrarını anlamakta oldukça zorlandı. Bunun anlamı ne olabilirdi? Evet, Ahlat bir Selçuklu şehri ve merkeziydi. Selçuklu da Osmanlı da yıkılmıştı ve yerine onların mirası üzerine Atatürk’ün önderliğinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulmuştu.
Türk Milleti, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile yeniden kimliğini bulmuş, modern dünyada yerini almıştı. Geçmişten kalan “boyluk”, “soyluk” davaları da bitmiş. Meseleyi KAYI boyuna ve Ahlat bağlamında Selçuk’ya indirgemenin anlamı ne olaydı ki?
Akşener’in bu “Ahlat çıkışının” nedenlerini ararken birden yine karşımıza “Fethullah Gülen faktörü” çıkıyor. Meğer Ahlat, Gülen’in düşü, kalbi, kökeniymiş. Atalarının geldiğini iddia etti yermiş Ahlat.
Sözcü yazarı Soner Yalçın, 16 Mart 2014 yılında “Fethullah Gülen’in Ahlat geçmişini” yazmış köşesinde.
Soner Yalçın, Fetullah Gülen’in Ahlat ilişkisi hakkında şunları yazıyor:
“Korku aşıldı; artık dokunulmaz değil. Yazılıyor. Konuşuluyor. Ve tartışılıyor. Bu kadar gündemde olan kişi hakkında ne kadar bilgiye sahibiz. Hayır “paralel”den bahsetmiyorum. Bizzat Gülen'in hayatı konusunda ne kadar bilgimiz var. Nereli? Adı ne? Kaç yaşında? Yıllardır haber yapıyorum altından kalkamıyorum. En iyisi yazayım, siz karar verin. İşte size bir pazar bulmacası…
Resmi açıklamasında Erzurum ili, Hasankale (Pasinler) ilçesi, Korucuk köyünde dünyaya geldi. Erzurumlu mu? Yoksa Ahlatlı mı? Şöyle… Fethullah Gülen'in resmi tarihinden aktarayım: Osmanlı'nın bunalım yılları… Yer: Ahlat… Halil Efendi kız kardeşinin kaçırıldığını duyunca adaleti kendi eliyle sağlamak için silaha sarılıyor. Çıkan çatışmada bir kişi ölüyor. Nedense Halil Efendi suçlu görülmüyor fakat sürgüne gönderiliyor. Taşınabilir eşyalarını alıp önce Hasankale'ye geliyor ardından Korucuk Köyü‘ne yerleşiyor. Bir daha nedense Ahlat‘a dönmüyor; oysa toprakları, evleri, bahçeleri var!
Kavimler Kapısı Ahlat: Kimler gelip geçmemiş ki; tarihi M.Ö 4 binlerde Hurriler ile başlıyor. Asur, Urartu, Med, Pers, Roma, Bizans, Mervanoğulları, Abbasiler, Emeviler, Selçuklular, Dilmaçoğulları, Eyyubiler, Moğollar, Anadolu Selçuklular, İlhanlılar, Celayiler, Karakoyunlular, Akkoyunlular, Safaviler ve 1533'te Osmanlılar. Ahlat isminin etimolojik kökeni hakkında çeşitli görüşler var. Bizanslılar “Khlat”; Ermeniler “Hlat”, o coğrafyada en uzun süre kalan Süryaniler “Khalat”, “Kelath”, “Khelath”, “Khılat”, Araplar “Halat”, “Hılat” İranlılar ve Türkler “Ahlat” diyor.
Ahlatlı Halil Efendi Korucuk'ta ölüyor; ardında bir evlat bırakıyor; Hurşit. Onun iki oğlu oluyor: Süleyman Efendi ve Molla Ahmet. Fethullah Gülen'in Ailesi Molla Ahmet'ten geliyor. İlginç bir adam; Gülen Ailesi'nin resmi tarihine göre, yaşamının son 30 yılında sırtı yatak yüzü görmüyor; hiç uyumuyor; sabaha kadar namaz kılıyor. Sonra tarlaya gidiyor akşama kadar çalışıyor. Günde sadece iki zeytin yiyor. Tebessüm ettiği görülmüyor! Sivas-Yozgat günleri Molla Ahmet, dedesi Halil efendi gibi gurbete gitmek zorunda kalıyor; köyünden ayrılıyor. “93 Harbi'nde dedem Molla Ahmet ve ailesi Korucuk'u terk ederek Sivas dolaylarına gelip yerleşir. Tekrar Korucuk'a döndüklerinde köyde taş üstünde taş kalmadığını görürler.” (Küçük Dünyam, s29) 93 Harbi (Rumi1293);
1877-78'de Rusya ile yapılan savaş. Ruslar, Nene Hatun‘un kahramanlığı ve Aziziye Tabyası‘nın yiğit savunmasına rağmen Erzurum'a giriyor. Molla Ahmet Erzurum'u savunanlar arasında var mı? Gülen bu konuya değinmiyor. 13 Temmuz 1878 Berlin Antlaşması'yla Ruslar Erzurum'dan çekilince Molla Ahmet köyüne dönüyor. Fethullan Gülen'in -Molla Ahmet'in oğlu- dedesi Şamil, -neresi olduğunu bilmediğimiz- Sivas dolaylarında yerleştikleri yerde dünyaya geliyor.
Fethullah Gülen ailesinde göç bitmiyor. Şamil de, büyük dedesi Halil Efendi ve baba Molla Ahmet gibi yurdundan ayrılmak zorunda kalıyor. Birinci Dünya Savaşı'nda Rus Ordusu'nun Erzurum'a geldiğini duyan halk bölgeyi terk ediyor. Osmanlı Devleti'nin izin vermemesine rağmen aralarında Şamil Efendi'nin de bulunduğu köylüler kağnılarla iç Anadolu'ya kaçıyor. Gülen Ailesi savaş boyunca Yozgat'ın Yerköy ilçesinin bir köyüne yerleşiyor. Savaş sonrası tekrar Korucak Köyü'ne dönüyorlar.
Göç hiç bitmiyor Şamil Efendi'nin yedi çocuğu var; Dürdane, Rasim, Nurettin, Enver, Sefer, Seyfullah ve Ramiz. Ramiz, Fethullah Gülen'in babası. Din adamı. Gülen babasının dini yönü için şöyle diyor: “Babam Kur'an'ı otuz yaşlarında öğrenmiş. Doğum tarihi 1905 olduğuna göre, o boş dönemlerini idrak etmiş ve boş dönemlerde yetişmiş.” (s 22) Ramiz Efendi'nin hocası Alvarlı Mehmet Lütfi Efendi'ydi. İmamlığını yaptığı Alvarlı Köyü'nde hastalanıp 1939'da ayrılmak zorunda kalınca yerini Ramiz Efendi'ye bıraktı. Gülen Ailesi Korucuk'tan Alvar Köyü'ne taşındı. (Yeni köyde okul yoktu; Fethullah Gülen ilkokulu bıraktı. Yıllar sonra tek diploması olan ilkokul diplomasını dışarıdan verdiği imtihanlarla elde etti.) Ramiz Efendi'yi Alvarlı Köyü'nde imam olmasını sağlayan Mehmet Lütfi Efendi'yle tanıştıran kişi Fethullah Gülen'in teyzesiydi! Gülen'in baba tarafı değil anne tarafı sofu'ydu. Gülen, annesi için “benim ilk Kur'an hocam validemdir” diyor. (s 25).
Gülen'in annesinin ismi Refia. Anneannesi Hatice Ha-nım'dı ve Gülen anne tarafının Şükrü Paşazadelerden geldiğini söylüyor. “Hatice ninem, annemin annesidir. Herhalde verem olduğundan erken ölmüş. Edirne Şükrü Paşa sülalesinden gelme.” (s 30) Edirne'de Şükrü Paşazadeler için, 1492 yılında İspanya'da kovulup Trakya'ya gelip yerleşen Saferad Yahudi göçmenlerden olduğu iddia ediliyor. Dönmüşler Müslüman olmuşlardı. Doğru mu bilinmez!”
TESADÜFÜN BU KADARI
Kendisi ile ilgili FETÖ’cü suçlamalarını büyük bir şiddetle ve çok ağır bir dille hep reddetti Meral Akşener. Partisinin kuruluş tarihini bile bu nedenle Kasım ayından Ekim ayına aldı. Fakat, son anda ne oldu da bir anda Akşener, Genel Merkez binasının açılış tarihini 11 Kasım’a alıverdi ve ne oldu da birden Ahlat tutkusu yeşeriverdi? Akşener, acaba Ahlat’ta kimlerin mezarı başında dua etti? Bilemiyoruz.
FETÖ elebaşı meşhur fotoğrafıyla 11 rakamı ve Kasım mesajlarıyla seccade üzerinde ayakkabılarıyla ters bir şekilde ayağa kalmıştı. Gülen bu mesajıyla acaba kimlerin de ayağa kalkmasını istedi? Bu isteğe kimler icabet etti ve edecek?
MHP’den ayrılan ülkücüler ve Türk Milliyetçileriyle yola çıkan Meral Akşener, İYİ Parti kuruluşuyla birlikte “çok farklı” ve “başka bir kulvara” girmiş gözüküyor.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, “MHP yok hükmündedir” diyen taze İYİ Partili Aytun Çıray’ın sözlerine atıf yaptığı grup konuşmasında “Çıra gibi yanacaklar” demişti.
İçeriden ve dışarıdan “çok değişik” ve “dikkatle incelenmesi” gereken “siyasi enstrüman” ve “gruplara” yönelen Meral Akşener’in İYİ Partisi zamanla daha da net anlaşılacağa benziyor.
Devletin istemeyerek de olsa makas değiştirdiği bir dönemde, saflar giderek berraklaşıyor.
İşte FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in Ahlat Aşkı’nın belgesi:
Haber: Hakan Sönmez Siyasetcafe