MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz, Başbuğ Alparslan Türkeş’in doğumunun 102’nci yılında TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, ”Hayatı boyunca inandığı yoldan asla taviz vermeyen, hapisten, işkenceden, tehditlerden yılmayan Başbuğ’umuzun manevi huzurunda biz de buradan söz veriyoruz: Yolun yolumuz, sevdan sevdamız, kavgan kavgamız, emanetin, bıraktığın davan namusumuzdur.” dedi.
MHP Mersin Milletvekili ve Ülkü Ocakları Eski Genel Başkanı Olcay Kılavuz, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada şunları söyledi:
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi hürmetlerimle selamlıyorum. Adriyatik’ten Çin Seddi’ne büyük bir coğrafyada anılıp ortaya koyduğu fikir sistemiyle nesiller yetiştiren, ülküsüyle çağları aşıp Türk devletine ve Türk milletine Türklük ve İslamiyet pınarından ruh aşılayan, Türk devlet ve millet hayatında mümtaz ve müstesna bir yere sahip olan, Milliyetçi Hareket Partisinin kurucu Genel Başkanı Başbuğ’umuz Alparslan Türkeş Bey’in doğumunun 102’nci yılını idrak etmekteyiz.
1917 yılında Kıbrıs’ta doğan Başbuğ’umuz, yıllarca şerefli bir Türk askeri olarak orduya hizmet ettikten sonra, Türk siyasetinin en kadim partilerinden biri olan Milliyetçi Hareket Partisini kurmuştur.
Başbuğ’umuz Alparslan Türkeş Bey, fikirleri ve sarsılmaz karakteriyle Türk siyasetine adını altın harflerle yazdırmış bir siyaset adamıydı. O, tarihten aldığı ilhamla, Türk gençliğini öz değerleriyle yoğurup geleceği şekillendiren gerçek bir Türk büyüğüydü. O, Türk devletinin ve Türk milletinin meselelerine Türklük çizgisinden bakan, fikirleri ve eserleriyle Türk coğrafyasını baştan başa etkileyen bir fikir adamıydı. Başbuğ Alparslan Türkeş, Göktürk Kitabelerindeki zamanı aşan mesajın, Kutadgu Bilig’deki siyaset anlayışının, Dede Korkut’taki millî hayatın tüm değerlerinin üzerinde toplandığı bilge bir liderdi. O, Anadolu’dan Kıbrıs’a, Kıbrıs’tan bütün Türk yurtlarına uzanan kardeşlik elinin, yürek fırtınasının, Turan özleminin bir ifadesiydi.
Başbuğ’umuz ülkemizin tarihî hak ve çıkarları üzerine dikkatle eğilmiş, siyaset anlayışını Edirne’den Kars’a sınırlandırmamış, Kaşgar’dan Kosova’ya, Kırım’dan Kerkük’e bütün gönül coğrafyamızda ortaya koymuş, bu anlayışıyla Türk’ün yolbaşçısı ve başbuğu olmuştur. Fikirleriyle Türk gençliğinin ruhuna dokunmuş, Türk’ü Türk’e yabancılaştırmak, milliyet ve mukaddesatı toplum hayatından söküp atmak için el ovuşturanlar anlayışa tarihten güç alan berrak bir şuurla meydan okumuş ve sadece günü değil nesilleri de bu değerler iflasından kurtarmıştır. Başbuğ’umuzun fikirleriyle yetiştirdiği ülkücü Türk gençliği, bugün siyasetten diplomasiye, bürokrasiden edebiyata, spordan sanata pek çok alanda çalışmakta, ülkelerine büyük bir iman ve sadakatle hizmet etmektedir.
Başbuğ’umuz Alparslan Türkeş Bey dünya üzerinde çok az bir insana, faniye nasip olabilecek muhteşem bir sevgi ve saygıya mazhar olmuş, milyonlarca Türk genci onu tanıma şerefine nail olmadığı hâlde onun işaret ettiği hedeflere büyük bir inanç ve samimiyetle bağlanmıştır.
İnanıyorum ki Türk gençliği, Başbuğ’umuzun ifade ettiği gibi, yüksek vasıflı Türk olmak yolunda her gün kendini geliştirmeye, lider ülke Türkiye hedefi için hazırlanmaya ve üzerine düşen her türlü sorumluluğu yerine getirmeye devam edecektir.
Başbuğ’umuz Alparslan Türkeş yüce Türk milletine şöyle seslenmişti: “Ben, Türk milletini, sokaklarda ıspanak fiyatına satılan demokrasiye; rüşvet ve hileyle çiğnenen, çiğnetilen hukuk düzenlerine; ahlaktan mahrum bir hürriyete; tefeciliğe, karaborsaya yer veren bir iktisadi yapıya çağırmıyorum; Türklük gurur ve şuuruna, İslam ahlak ve faziletine, yoksullukla savaşa, adaletle yarışa, birliğe, kardeşliğe, kısacası hak yolu, hakikat yolu, Allah yoluna çağırıyorum.”
Hayatı boyunca inandığı yoldan asla taviz vermeyen, hapisten, işkenceden, tehditlerden yılmayan Başbuğ’umuzun manevi huzurunda biz de buradan söz veriyoruz: Yolun yolumuz, sevdan sevdamız, kavgan kavgamız, emanetin, bıraktığın davan namusumuzdur.
Başbuğ’umuzun milyonlarca insanın yüreğinde tutuşturduğu mukaddes ülkü meşalesi bugün liderimiz Sayın Devlet Bahçeli Bey’in liderliğinde Türkiye’yi ve Türk dünyasını aydınlatmaya devam ediyor. Ülkücülerin yarım asırlık sevdası, gönül mührü, tertemiz duası ve şanlı hatıraların bileşkesi olan Milliyetçi Hareket Partisinin kurucu Genel Başkanı merhum Başbuğ’umuzun da dediği gibi ülkücülük yalnızca MHP’de olur.
Bu vesileyle Türk dünyasının, Başbuğ Alparslan Türkeş Bey başta olmak üzere, Hakk’ın rahmetine kavuşmuş dava büyüklerimizi ve ülkücü şehitlerimizi bir kez daha rahmetle, minnetle yâd ediyorum, ruhları şad olsun.