İBebeklerinin ameliyat olması gerektiğini ve hastanedeki jeneratörün bozuk olması nedeniyle ameliyatın yapılmadığını iddia eden Demir ailesi, hastane çalışanları hakkında suç duyurusunda bulundu.
Kemeraltı Çarşısı'nda kuyumculuk yapan 32 yaşındaki Mehmet Demir ve 7 yıllık eşi ev kadını 29 yaşındaki Aydan Nur Demir'in nisan ayının başında Mehmet Gökalp adını verdikleri ikinci çocukları dünyaya geldi. Demir çifti, evde rahatsızlanan Mehmet Gökalp'i Buca Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi'ne götürdü. Burada tedaviye alınan bebek, Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi. Doktorların yaptığı kontrollerde, Mehmet Gökalp'in kalbinin bir odacığının gelişmediği anlaşıldı.
Kalbindeki sorun yüzünden kirli ve temiz kanın vücuduna karıştığı anlaşılan bebeğe 1 Haziran'da anjiyo yapıldı. Demir ailesine bebeklerinin yaşaması için kalp ameliyatının yapılması gerektiği söylenerek, Mehmet Gökalp yoğun bakıma alındı. Ameliyatın 2 Haziran'da yapılması planlanırken, Demir çiftinin iddiasına göre hastanedeki jeneratörün arızalı olması nedeniyle, doktorlar ameliyat sırasında olası bir elektrik kesintisine karşı ameliyatı 5 Haziran'a erteledi. Ameliyatın yapılacağı gün sabah saatlerinde minik Mehmet Gökalp'in kalbi durdu. Doktorların müdahalesine rağmen Mehmet Gökalp kurtarılamadı. Bunun üzerine bebeklerinin ölümünde hastane çalışanlarının ihmali olduğunu öne süren Demir çifti, savcılığa sorumlular hakkında suç duyurusunda bulundu.
"ELEKTRİK KESİNTİSİNİ GÖZE ALAMADILAR"
İki aylık bebeklerini hastanedeki jeneratörün bozuk olması yüzünden kaybettiklerini iddia eden acılı baba Mehmet Demir, "Çocuğumuzu ikinci ay aşısı için sağlık ocağına götürdük. Tırnağındaki morluk ve kilosundaki azlık nedeniyle çocuk doktoruna götürmemizi söylediler. Eşimle Buca Kadın Doğum Hastanesi'ne götürdük. Burada kalp odacıklarının birinin gelişmediği ve daha detaylı tetkik yapılması gerektiği söylendi. Biz de ambulansla Dr. Behçet Uz Çocuk Hastanesi'ne götürdük. Salı günü tahlil ve tetkikler yapıldı. Temiz kan ile kirli kanın karıştığı teşhisi konuldu. Perşembe günü anjiyo yapıldı. Cuma günü de kalp ameliyatı yapılacağı söylendi. Cuma günü ameliyat için imza attık. Ancak jeneratörlerin bozuk olduğunu, ameliyat sırasında elektrik kesintisi olursa sıkıntı yaşanacağını belirttiler. Çocuğumuzu başka bir hastaneye sevk etmediler. Hafta sonu hiçbir şey yapmadan bekledik. Pazartesi günü de bebeğimizi kaybettik. Bizi üzen, insanlar evlatları öldüğü için teselli bekler. Bize "Buzdolabı bile bozuluyor" dediler. "Yeniden çocuk yapın, şikayet etseniz de bir şey değişmez" dediler. Bizi bu durum çok üzdü. Sonuçta biz bebeğimizi jeneratörün bozuk olmasından dolayı kaybettik. Amacımız bu olayların bir daha yaşanmaması" dedi.
Ailenin avukatı Ahmed Atılgan ise hastane hakkında gerekli yasal işlemi başlattıklarını belirterek, "Ortada çok büyük bir ihmal var. Bu bir dramdır, trajedidir. Biz bunun eski Türkiye'de kaldığını umut ediyoruz. Bizim maddi bir beklentimiz yok. Bizim amacımız böyle bir olayın yaşanmaması. Farkındalık yaşanması için suç duyurusunda bulunduk. Müvekkilimi en çok üzen şey jeneratörün bozulmasının buzdolabının bozulmasına benzetilerek, olayın geçiştirilmeye çalışılmasıdır. Tazminat için 200 bin liralık dava açacağız. Bunda da amacımız işini iyi yapmayan, devlet kurumlarına zarar veren kişilerin cezalandırılmasını sağlamak" diye konuştu.