Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Dünya Aşı Haftası dolayısıyla düzenlenen seminerin ardından, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Dünya Sağlık Örgütü'nün 2003'ten beri nisan ayının son haftasını Dünya Aşı Haftası olarak kutladığını dile getiren Ceyhan, aşının dünya tarihindeki en büyük keşif olduğunu söyledi.
"Aşıyı başka hiçbir konuyla kıyaslamak mümkün değildir"
Ceyhan, aşının dünyada insan sağlığına ve yaşamına en olumlu katkıda bulunan gelişme olduğunu ve bu nedenle son derece önemli olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"Şu anda dünyada her yıl aşılamayla 3 milyon çocuğun hayatı kurtuluyor. Bunu daha da geliştirebilirsek, daha çok çocuğu aşılayabilirsek o zaman 2 milyon çocuğu daha kurtarma şansımız var. Türkiye için yaptığımız hesaplamalara göre, şu anda uyguladığımız aşılama ile her yıl 14 bin 296 çocuk ölümden kurtuluyor. Halk arasında zatürre aşısı dediğimiz aşı eklendi. 2 bin 500 çocuğun ölümü engellendi. O yüzden aşı son derece önemlidir ve kesinlikle başka hiçbir konuyla kıyaslamak mümkün değildir.
Bir aşıyla bir ölümü engellemenin maliyeti yaklaşık ortalama 1 dolar civarındadır. Örneğin, sigara bıraktırarak, buna gayret göstererek, ölümü engellemenin maliyeti 10 dolardır. Dünyada aşıyla hayat kurtarmanın fiyatını kıyasladığımızda, aşıdan daha ucuz bir yöntem bulmak mümkün değil. Son derece de etkili. Aşıyı sadece enfeksiyon hastalıklarını önlüyor diye düşünmeyin. Hastalıkların çoğu başka hastalıklara da neden olduğu için, örneğin kanseri önlemede de en etkili yöntem aşılama. Bu yüzden aşılama, hem ucuz hem etkin hem tüm dünyada yaygın yapılan bir uygulama."
Prof. Dr. Ceyhan, son dönemde Türkiye'de aşı karşıtlığında artış olduğuna işaret ederek, "Bu açıkçası önce sayı anlamında çok önemsemediğimiz bir olaydı. Çocuklarına aşı yaptırmak istemeyen ailelerin sayısı 2011'lerde 180 iken giderek artış gösterdi. 2016'da 12 bine, 2017'de de 23 bine çıktı. Böyle olunca birden bire Türkiye'de aşılama oranları yüzde 98'den yüzde 96'ya düştü. Yüzde 98 Türkiye için çok iyi bir rakamdı. Avrupa'da aşağı yukarı en yüksek oranda aşılama yapılan ülkeydi Türkiye." diye konuştu.
"Yaklaşık 20 yıldır çocuk felci görmüyoruz"
Aşılamanın azaltılmasıyla ilk önce en bulaşıcı hastalıkların görüleceğini, sonra giderek aşıyla engellenen tüm hastaların görülmeye başlanacağına dikkati çeken Ceyhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Uzun yıllardan beri, yaklaşık 20 yıldır çocuk felci görmüyoruz. 20 yıla yakın zamandır bir aşısız vakada gördüğümüzün dışında difteri vakası görmüyoruz. Yenidoğan tetanozlarını görmüyoruz. Konjental kızamıkçık vakalarını elimine ettik. Bunların hepsini görmeye başlayacağız. En çok bulaştırıcı olduğu için kızamıkla başladı bu iş. 2016'da 12 vaka görmüşken, 2017'de 85 vaka görüldü. Sene başından bu tarafa 70'e yakın vaka görüldü. Bunların içerisinde aşılanmış çocuklar da var. Biz hep bunu söylüyoruz; aşıyı yaptırmamak sadece sizin çocuğunuzu riske atmıyor, aşılanan çocuğu da riske atıyor. Çünkü hiçbir aşı tek başına yüzde 100 korumaz. Ancak yüksek oranda aşılarsanız o yüzde 1-2, aşıya rağmen korunmayan çocuğun hastalıkta biriyle karşılaşma şansı ortadan kalkar. Siz bu oranları yüzde 90'lara düşürmeye başladığınız andan itibaren hastalarla aşıya rağmen korunmayanlar karşı karşıya geleceği için aşılananlar dahil vakaları görmeye başlayacağız. Bu tabii kızamıkla kalmaz. Böyle düşmeye devam ederse diğer hastalıklar da görülmeye başlanacaktır."
Aşı Karşıtı Söylemler Toplum Sağlığını Tehlikeye Atıyor
Enfeksiyon Hastalıklarından Korunma ve Savaşım Derneği (ENFEKDER) Başkanı Prof. Dr. İftihar Köksal, hiçbir bilimsel kanıta dayanmayan aşı karşıtı söylemlerin, aşı ile korunabilir hastalıklar açısından sadece aşıyı reddeden kişileri değil, tüm toplumu risk altında bıraktığını bildirdi.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı da olan Köksal, 24-30 Nisan Dünya Aşı Haftası dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, aşının sadece çocuklar için değil, tüm yaş grubundaki yetişkinler için vazgeçilmez bir koruyucu sağlık uygulaması olduğunu vurguladı.
Yaşlılar ve kronik hastalıkları olanlar için daha büyük bir tehdit olan enfeksiyon hastalıklarından aşılarla korunulabileceğini belirten Prof. Dr. Köksal, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu'nun yaptığı yeni şemalara göre artık tüm 65 yaş üstü erişkinler, diyabet, kronik akciğer ve kalp hastaları gibi risk gruplarının aile sağlığı merkezlerinde ücretsiz aşılanabileceğini hatırlattı.
Köksal, son dönemde daha sık karşılaşılan aşı karşıtı söylemler konusunda uyarıda bulunarak, şunları kaydetti:
"Hiçbir bilimsel kanıta dayanmayan aşı karşıtı söylemler, aşı ile korunabilir hastalıklar açısından sadece aşıyı reddeden kişileri değil, tüm toplumu risk altında bırakmaktadır. Henüz yeni yayınlanan Avrupa Hastalık Kontrol Merkezi raporunda sırf bu yüzden kızamık vakalarındaki artışa, hatta 2018 yılında 13 kişinin kızamıktan öldüğüne vurgu yapılmaktadır. Romanya, İtalya, Fransa ve Yunanistan'daki vaka artışlarına dikkat çekilmektedir. Sormak isterim; aşılar olmasaydı çiçek hastalığı ortadan kaldırılabilir miydi? Çocuk felci kaç çocuğu etkilerdi? Hangi anne çocuğunun kızamıktan ölmesini ister? Hangi çocuk dedesinin ninesinin zatürreden ölmesini ister? Enfeksiyon hastalıkları bulaşıcı hastalıklardır ve bu hastalıkların yayılmasını önlemede aşılar en önemli yollardan biridir."
"Zatürre, yaşlılar ve kronik hastalıkları olanlar için daha büyük bir tehdit"
Köksal, zatürrenin 65 yaş üzeri erişkinler başta olmak üzere kronik kalp ve akciğer hastalıkları, diyabet ve bağışıklık sistemini zayıflatan hastalıkları olan erişkinler ve organ nakli yapılanlarda daha sık görüldüğünü belirterek, "Zatürre bu kişilerde daha ciddi seyretmekte ve ortaya çıkan komplikasyonlarla daha fazla ölüme yol açmaktadır. Ancak aşılama sayesinde hastalığın görülme sıklığını, ciddiyetini ve ölümleri azaltmak mümkündür. Ayrıca, grip ve zatürre gibi solunum yolu hastalıklarına karşı yapılacak aşılar aynı zamanda gereksiz antibiyotik kullanımını da engellemektedir. Yani zatürreden korunmak mümkündür. Korunmak için öncelikle risk faktörlerini ortadan kaldırmak, sigara içmemek, sağlıklı yaşamak ve aşılanmak gerekmektedir. Pnömokok, yani zatürre aşılarının uygulanması yaşa ve risk durumuna göre farklılık gösterir. 65 yaş üzerinde herkese uygulanmalıdır. 65 yaş altındaki erişkinlerde diyabet hastaları, kronik akciğer hastaları, kalp hastaları, bağışıklık sistemi baskılanmış hastalar, romatolojik problemi olan hastalar, kemik iliği nakli yapılanlar, organ nakli yapılanlar, dalağı alınmış olanlar, pnömokok aşılarının önerildiği gruplardır."