İlk İslam üniversitesi kalıntıları ve Emeviler döneminden kalma Ulu Cami ile özellikle bu yıl adeta ziyaretçi akınına uğrayan UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ndeki Şanlıurfa'nın Harran ilçesi, farklı mimarisiyle dikkati çeken yaklaşık 250 yıllık konik evleriyle de ziyaretçileri kendine hayran bırakıyor.
Harran ilçesiyle özdeşleşen, kare veya kareye yakın bir altyapı üzerine bindirme tekniğinde örülerek oluşturulan konik kubbeli evler, yöreye gelen ziyaretçilerin en çok ilgi gösterdiği yerlerin başında geliyor.
Her kümbetin bir odayı simgelediği konik evlerdeki kubbe sayısı, hane halkının maddi durumunu da göz önüne seriyor.
Harcında gül yağı, saman, pişmiş toprak ve yumurta akı kullanılan, mimari yapısı ve malzemeleri sayesinde de yazları serin, kışları sıcak tutma özelliğine sahip evler, aşağıdan yukarıya doğru gittikçe daralıyor. Yüksekliği içeriden 5 metreye varan ve 30-40 tuğla dizisiyle örülerek inşa edilen evler, içeriden ve dışarıdan balçıkla sıvanması sayesinde varlıklarını bugüne kadar sürdürüyor.
Yıkılmaması için çeşitli dönemlerde sıvaları yenilenen evler, ikili, üçlü, dörtlü, beşli ve altılı gruplar halinde bulunuyor. İçeriden kemerlerle birbirlerine bağlanarak, geniş mekanlar elde edilen evlerde kubbelerin üzerinin açık bırakılmasıyla da aydınlatma ve içerideki dumanın dışarıya çıkması sağlanıyor.
Arkeolojik ve kentsel sit alanı olarak ilan edilen Harran'da 250 yıllık bir geçmişi bulunan bu evler, zamanla yöre halkı tarafından tercih edilmeyince koruma altına alındı. Çok sayıda konik kubbeli evin bulunduğu bölgede bazı evler restorasyonu yapılarak turizme kazandırıldı.
Turizme kazandırılan evleri ziyaret eden turistler ise burada yöresel kıyafetler giyerek, fotoğraf çektirmenin hazzını yaşıyor. Bölgeye gelen fotoğraf tutkunları ise burada farklı kareler yakalamak için gayret sarf ediyor.
"Evlere özenle bakıyoruz"
İlçede evlerini turizme kazandıran vatandaşlardan Mahmut Kızıl, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Harran'ın turizm açısından önemli yerlerden biri olduğuna dikkati çekerek, bunda konik kubbeli evlerin de önemli rol oynadığını söyledi.
Söz konusu evlerin özellikleriyle ilgili bilgi veren Kızıl, şöyle konuştu:
"Babam 30 yıl önce bu evi aslına uygun düzenleyip turizme kazandırdı. O günden itibaren bu işle uğraşıyoruz. Gelen ziyaretçiler burada farklı bir atmosfer yaşıyor, insanlar yöresel kıyafetler giyip, fotoğraf çektiriyor. Bu evler hava şartlarına göre yapılmış, yazın serin, kışın sıcak kalıyor. Her bir kubbe bin 500 tuğladan oluşuyor. Tuğlaların harçları ise gül yağı, yumurta akı, pişirilmiş toprak ve samandan oluşmuş. Bu evlerin benzerleri Suriye'de de bulunuyor. 2-3 yılda bir duruma göre sıvası yapılıyor, yoksa aradaki toprak kayar ve duvarlar yıkılır. Bunun için evlere özenle bakıyoruz çünkü bunlar bizim kültürel değerimiz."
Kızıl, turistlerin evleri görmek için Harran'a geldiğini dile getirerek, "Bu yıl gerçekten turizm patlaması oldu günde 80-90 grup geliyor ve misafirlerimizle ayrı ayrı ilgileniyoruz. Yaşanan bu durum bizi mutlu ediyor." dedi.
Harran Üniversitesi Arkeoloji Bölümü ve Harran Ören Yeri Kazı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Önal ise Harran'daki evlerin yaklaşık 250 yıllık olduğunu ifade etti.
Her yönüyle dikkat çeken Harran'da konik kubbeli evlerin sadece Türkiye'de değil yurt dışında da bilindiğine işaret eden Önal, şöyle konuştu:
"Harran'la özdeşleşen evlerin geçmişte tercih edilmesinin en büyük nedeni, yazın havanın aşırı sıcak olmasıdır. Bu mimari, yazın serin tutarken kışın ise soğuğu engelliyor. O yüzden tercih edilmiş. Günümüzde ise neredeyse kimse bunlarda oturmuyor, insanlar beton yapılara yönelmiş. Harran evleri sadece Şanlıurfa için değil ülkemiz için önemli çünkü bunlar bizim kültür mirasımız. Birçok ziyaretçi bu evleri görebilmek için kente geliyor. Bu anlamda daha çok evin turizme kazandırılması gerekiyor."
"İnsanlar hayran kalıyor"
İstanbul'dan gelen turist rehberi Emre Özkan da yaklaşık 14 yıldır bu işle uğraştığını ve Göbeklitepe Yılı'nın da etkisiyle bu yıl özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ne yoğun bir talebin olduğunu vurguladı.
Harran evlerinin turizm açısından önemine değinen Özkan, "Harran en otantik yerlerden biri. Türkiye'de buna benzer bir yer yok, onun için herkes burayı görmek istiyor. Bu otantik yapıyı yaşamaya geliyorlar. Harran evleri de bu anlamda önemli, insanlar hayran kalıyor gerçekten." diye konuştu.
Harran'a gelen ziyaretçilerden Derya Akar, İstanbul'dan turla ilk kez bölgeye geldiğini belirterek, "Harran evlerini çok beğendim. Buranın insanları çok iyi ve cana yakınlar. Hoşumuza gitti, bir daha gelebiliriz. Evler çok farklı değişik ilk defa böyle evler görüyorum. Ama daha iyi korunmaları gerekiyor, maalesef bu şekilde çok az ev kalmış." değerlendirmesinde bulundu.
Bölgesel Turist Rehberleri Odası Başkanı Müslüm Çoban ise Şanlıurfa’ya gelen misafirlerin mutlaka Harran evlerini görmek istediğini söyledi.
Tarihi evlerin turistlerin ilgisini çektiğini bu anlamda daha çok evin turizme kazandırılması gerektiğini ifade ederek, "Bu evlerin özellikle butik otele dönüştürülmesini ya da restoran olarak değerlendirilmesini arzuluyoruz. Bu aynı zamanda konaklama sorununa da çare olacaktır." dedi.