Dünya, Covid-19 pandemisinin yaralarını sarmaya çalışırken, yeni bir salgın tehdidi daha ortaya çıktı. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Maymun Çiçeği Virüsü’nün (Mpox) yayılmasının ardından küresel acil durum ilan etti. Şimdiye kadar Afrika'da başlayarak Avrupa ve Asya'ya sıçrayan virüs, dünya genelinde büyük bir tehdit haline geldi. Peki, bu virüs gerçekten doğal yollarla mı yayıldı, yoksa biyolojik bir silah mı?
Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, Maymun Çiçeği Virüsü’nün biyolojik savaşın bir parçası olabileceğini ifade ederek bu konudaki önemli görüşlerini SuperHaber’e açıkladı.
Yaycı'dan Çarpıcı İddia: "Biyolojik Savaşın Parçası"
Yaycı, Mayıs 2022'de Maymun Çiçeği Virüsü’nün ortaya çıkacağını öngördüğünü ve bunun biyolojik savaşın bir unsuru olabileceğini söyledi. Yaycı, 2021 yılında yapılan Münih Güvenlik Konferansı’nda bu virüsün benzetiminin sunulduğunu ve Türk Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi’nde bu konuyu incelediklerini belirtti. Yaycı, “Bu virüs, büyük ülkelerin biyolojik silah stratejilerinin bir parçası olabilir” dedi.
Biyolojik Silahlar Uluslararası Güç Dengelerinde Tehlikeli Bir Rol Oynuyor
Yaycı, biyolojik silahların artık uluslararası güç dengelerinde önemli bir yer tuttuğunu vurguladı. “Maymun Çiçeği Virüsü’nün biyolojik silah olarak kullanılması, dünya genelinde yaşanan gelişmelerle doğrulandı” diyen Yaycı, tüm uluslararası camiayı bu tür tehditlere karşı dikkatli olmaya çağırdı. Yaycı, 2021 yılında The Nuclear Threat Initiative (NTI) tarafından yapılan bir senaryoya atıfta bulunarak, bu senaryoda 271 milyon insanın hayatını kaybedeceğinin öngörüldüğünü hatırlattı.
"Virüs Kasıtlı Olarak mı Yayılıyor?"
Yaycı, virüslerin doğal yollarla yayılmasının öngörülemez olduğunu, bu nedenle Maymun Çiçeği Virüsü’nün laboratuvar ortamında kasıtlı olarak üretilmiş olabileceğini dile getirdi. Özellikle 2021 yılında Münih Güvenlik Konferansı’nda gündeme gelen bu virüsün, küresel bir salgın olarak karşımıza çıkmasının tesadüf olmadığını belirtti.
Büyük Ülkelerin Savaş Stratejilerinde Biyolojik Silahlar
Yaycı, biyolojik silahların, büyük ülkelerin savaş stratejilerinde yer aldığını ve bu silahların ateşli silahlardan daha tehlikeli olduğunu ifade etti. ABD’nin 2012 yılında sağlık istihbaratı dersini genetik istihbarat dersi olarak değiştirdiğini ve Türkiye’nin de bu alanda eğitimler verdiğini belirten Yaycı, biyolojik silahların daha etkili ve yıkıcı olabileceğine dikkat çekti.
Türkiye İçin Yeni Tedbirler: KBRN ve Genetik Kurumu Kurulmalı
Cihat Yaycı, biyolojik saldırılara karşı Türkiye’nin de tedbir alması gerektiğini vurguladı. Atatürk'ün çiçek salgını döneminde yaptığı sağlık seferberliğine atıfta bulunan Yaycı, Türkiye’nin Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer (KBRN) tehditlere karşı güçlü bir kurum oluşturması gerektiğini belirtti. Yaycı, filyasyon çalışmalarının daha profesyonel yapılabilmesi için KBRN ve Genetik kurumlarının kurulmasının şart olduğunu ifade etti.