Parmak Bebek Yiğit, Yaşama Tutundu

ANTALYA'da 920 gram ağırlığında, 30 santimetre boyunda 28 haftalık dünyaya gelen; solunum sıkıntısı nedeniyle solunum cihazına bağlanıp, bağırsak...

ANTALYA'da 920 gram ağırlığında, 30 santimetre boyunda 28 haftalık dünyaya gelen; solunum sıkıntısı nedeniyle solunum cihazına bağlanıp, bağırsak iskemisi (bağırsakları besleyen damarların tıkanıklığı) ameliyat edilen, 33 gün yenidoğan yoğun bakım ünitesinde yaşam savaşı veren Yiğit bebek, doktorlarının çabasıyla hayata tutunmayı başardı. Annesi Sevda Yiğit Çelik'in "Savaşçı oğlum" diye sevdiği Yiğit, anne kucağının sıcaklığına ise 33 gün sonra kavuşabildi.

Anne karnında 28'inci haftada kalp atışlarının zayıfladığı belirlenerek sezaryenle dünyaya gelen Yiğit Çelik bebek, Atatürk Devlet Hastanesi'ne bağlı Kadın, Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi doktorlarının çabasıyla 40 gün sonra hayata tutunmayı başardı. Anne 29 yaşındaki Sevda Yiğit Çelik, bebeğini ilk gördüğünde küçüklüğü ve vücudunun her yerindeki kablolar karşısında ağladığını söyledi. Anne Çelik, 28'inci haftada rutin kontrol için gittiği hastanede bebekte gelişim geriliğinin belirlendiğini belirterek, "Bebeğin kalp atışları zayıftı. Doktorum "Sakın ağlama, seni acil olarak yatıracağız ve kontrol altında kalacaksın, sakın üzülme" dedi. Yatışım yapıldı, ancak bebeğin kalp atışları yine çok zayıftı. Bir anda bana sorular sormaya başladılar. Ameliyata girecekmişim gibi acele ediyorlardı. Hastanede kontrol altında olmak için gelmiştim ama bir anda ameliyata alındım. Bebek sezaryene alındı" dedi.

'BİR DUA EDECEKSİNİZ, BİR DE SÜT GETİRECEKSİNİZ" DEDİLER

Bebeğini doğumundan sonra görmediğini söyleyen Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bana sadece bebeğin doğduğunu söylediler. Ameliyatın ardından bebekle birlikte Kadın, Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi'ne getirildim. Bana "Bir dua edeceksiniz bir de süt getireceksiniz" dediler. 5 gün boyunca hastaneye süt getirdim. Bebeğimi ise 5'inci gün görebildim. Bebeğimi görmeden önce eşim "Sakın korkma, bebeğimiz oradaki bebeklerden ufak, elinde yüzünde vücudunda birçok kablo var" dedi. 1 hafta sonra ise bebeğin bağırsaklarında sorun olduğu ortaya çıktı. Ameliyat edildi. O dönemde anne sütünü veremedik. Serumla beslendi. Daha sonra ise anne sütünü yavaş yavaş kabul etmeye başladı."

Bebeğini "Savaşçı oğlum" diye seven anne Çelik, Yiğit'i ilk gördüğünde küçüklüğünü kabul ettiğini ancak bebeğin ten renginin koyu olması nedeniyle çok üzüldüğünü söyledi. Anne Çelik, "Bağırsaklarındaki sıkıntıdan dolayı rengi siyahtı. Her tarafında kablolar vardı. Ve bu tablo karşısında ben kendimi tutamayıp ağlamaya başladım. Hemşireler bana "Sakın ağlama, seni hissediyor. Senden güç alması gerekiyor" dedi. Ama ben kendimi tutamıyordum" diye konuştu.

ADETA PAMUKLAR İÇİNDEYDİ

Yiğit bebeğin yoğun bakım sürecinde 33 gün boyunca her gün 3 saat aralıkla anne sütünü getirdiğini söyleyen Sevda Yiğit Çelik, "33'üncü gün sürpriz yaptılar bana. Bebeği getirdiler. O güne kadar yaşama şansı düşük bir bebekti. İyileşecek mi, yaşayacak mı soruları vardı kafamızda. Pamuklar içindeydi adeta. Pamuklar içinde deyimi bebeğimiz için geçerli bir deyimdi. Korkuyorduk ve çok üzüntülüydük. Şimdi ise gayet iyi. Artık taburcu kelimesini kullanmaya başladık. İnşallah birkaç gün içinde evimize geçeriz. Herkese çok teşekkür ediyoruz" dedi.

DOĞDUKTAN SONRA İLK KEZ AMBULANSA BİNDİRİLİRKEN GÖRDÜM

Antalya İl Müftülüğü'nde görev yapan baba Ali Çelik ise 24 Nisan 2017 tarihinde eşinin rutin kontrol için hastaneye gittiğini, ancak acil ameliyata alındığını kaydederek, "Bebek dünyaya geldikten sonra hemen Atatürk Devlet Hastanesi'ne bağlı Kadın, Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi'ne sevk ettiler. Ben bebeğimizi sadece ambulansa giderken 10 saniye kadar gördüm. Çok karışık duygular içindeydim" dedi.

'Yaşamaz" denilen bebeklerinin hastanede kaldığı süre içinde hep tedirgin olduklarını anlatan baba Çelik, "Hastaneden çeşitli ihtiyaçlar nedeniyle telefonla aradıklarında "Bir şey mi oldu" diye korkuyorduk. Çok şükür artık yenidoğan yoğun bakımdan normal odaya aldılar. Annesiyle birlikte odada kalıyor. Zor bir süreçti. Ama babalık çok güzel bir duygu" diye konuştu.

YİĞİT'İ BÖYLE GÖRMEK TÜM YORGUNLUĞUMUZU ALIYOR

Atatürk Devlet Hastanesi'ne bağlı Kadın, Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Yenidoğan Uzmanı Dr. Hamdi Oğrağ, 920 gram ağırlığında 30 santimetre boyunda dünyaya gelen parmak bebek Yiğit'in hikayesini şöyle aktardı:

"Yiğit bebek bize solunum sıkıntısı nedeniyle geldi. 28 haftalık doğmuştu. 920 gram olarak gelmişti. Ekibimizle birlikte bebeği entübe ettik, akciğer gelişimi için tedavi uyguladık, solunum cihazına bağladık. İki gün sonra solunum cihazından ayırdık. Ancak bu tip bebeklerde sık gördüğümüz bağırsak gelişiminde sıkıntı vardı. NEC (bağırsak iskemisi) Çocuk Cerrahi Uzmanı Dr. Ersin Arığoğlu tarafından başarılı bir operasyon yapıldı. Bu dönemde gelişimi için tüm girişimlerimizi yaptık. Biz hem anne hem bebek dostu hastane olduğumuz için sadece anne sütü alarak beslenmesini kademe kademe yükselterek, damar yolundan tamamen kurtardık. Son 10 günden bu yana anneyi rahatlıkla emiyor. Bize 920 gram gelmişti şu anda 1800 gram. Boyu ise 40 santimetre. Kalpte anomali saptanmadı. Tedavileri tamamlandı. Ve anne-babanın da uyumu sayesinde şimdi anne sütüyle besleniyor. Yaklaşık 40 günde tüm ekibin çabalarıyla bu hale geldi. Ve birkaç gün sonra da kısmet olursa taburcu edeceğiz."

Yaşam oranları yüzde 30-40'larda olan bu tip bebeklerin iyi bir bakım ve bebeğin de çabasıyla hayatta kalabildiğini aktaran Dr. Oğrağ, "Bu bizim hastanemizin bir başarısı. Ekip olarak çok mutluyuz. Yiğit gibi bebekleri gördüğümüzde, bu bütün yorgunluğumuzu gideriyor" dedi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yaşam Haberleri Haberleri