Şair ne güzel özetlemiş hayatı. Kirpiğim kirpiğe değmeden geçti. Bu denli kısa bu denli hızlı akan bir yaşam serüvenidir hayat.
Ellidokuz yaşında bir ağabey ile sohbet ediyoruz. Ona bir soru sordum. Şaşırdı önce. Anlamaya çalıştı önce. Bir mana aradı. Acaba ne var altında bunun diye. Tekrar sordum ve merak etme altında hiçbir şey yok. Ama cevabı verirken şuna dikkat et dedim. Ayrıntılı şekilde anlatırsan hayatını ne kadar sürede anlatırsın? İki yada üç gün dedi en fazla. Bu kadar daha yaşadığını varsay dedim. Yüzyırmı yıl yaşasan altı güne sığdırabileceğin bir hayat. Bu kadar kısa...
Bu kadar kısa bir hayatta bu kadar manevra neden. Allah bizi bu coğrafyada yarattı ise bu bize bahşettiği en büyük nimet değilmi? Hamdolsun ki Türk olarak doğma şerefi bahşetmiş bize.
Ya bu kimliğin, bu kimliğin verdiği şerefin farkında olmayanlara ne demeli. Hadi onları geçtim. Bir menfaat uğruna bu kutsal coğrafyada emelleri olanların oyunlarına alet olanlara ne demeli.
Yüzyıllardır bu aziz millete kasteden vicdanı cüzdanda aklı nifakta mihrakların oyunlarına gözlerini kapatıp kulaklarını tıkamışlara ne demeli.
Herşey gün gibi aşikarken görmemek körlük değilse nedir? İşte her bakanın ama olmadığı her amanında kör olmadığı bir hakikattir.
Kalbi ve beyni dışarda eli ve o elinin şerri içerde olan terörün hem silahlı kanatları, hem siyasi kanatları hemde o siyasi kanadıyla işbirliğinde olan siyasi partilere gönül vermiş Necip milletin evlatları inanıyorum ki bu son seçimde ama olmadıklarını bu güçlerin suratlarına oylarıyla tokat atacaktır.
Zira bu kadar kısa hayatta bu yüce milletin bir ferdi olmanın verdiği vakarla hareket edecek ve adını Gönüller tarihinin altın sayfalarına nakşedecektir...