Halep…
Osmanlı’nın ipek merkezi,
Birçok devleti bünyesinde barındıran,
2006 yılında İslam başkenti olan Halep…
Türkçenin deyimlerine, şiirlerine yerleşmiş,
Türk’ün öz yurdu Halep…
Şimdi ağlıyorsun!
Çoluk çocuk, kadın, erkek…
Şahadet, şahadet, şahadet!
Müslümanlar susmuş Halep’e,
Hüseyin’e sustukları gibi…
Gözyaşları donmuş Halep’e
ve Kerkük’e
ve Doğu Türkistan’a…
Osman’a donan gözyaşları gibi,
Osman’ı Mushaf’ın başında şehit etmişlerdi,
O nasipsiz insanlar!
Şimdi Halep’e suskunlar…
Unutmam!
*
Bir çocuk yatıyor yıkık dökük bir hastanede,
Doktor yok, ilaç yok, sadece yatıyor.
Çaresiz annesi çocuğu kan içinde,
Sadece şahadet getir diyor.
Ve bir baba çıkıyor yıkık dökük binaların içinden,
Haykırıyor sanki göğün 7. Katına çıkacakmış sesi,
‘’Lâ tâhzen vekilullah!’’ (Üzülme Allah vekildir!) diyor.
Yine bir çocuk,
Ya Rabbi! Diyor sadece.
Dili bu kadar dönüyor ama içini Allah biliyor ya!
*
Hani diyordu ya Hattab oğlu Ömer;
‘’Dağlara buğdaylar serpin, Müslüman ülkede kuşlar aç demesinler!’’
Bugün Müslüman ülkede bırakın kuşları, çocuklar ölüyor,
Kadınlar tecavüze uğruyor, soykırım uygulanıyor!
*
Türkiye Halep katliamını bir günde bitirebilir!
Çünkü bugün Ortadoğu bölgesinde ki Müslüman halklar, Türk Devletinin merhametini ve adaletini kendi iradesiyle istiyor.
Çünkü Ortadoğu, Türk’ün imanlı kanıyla sulanarak bugünlere gelmiş velhasıl Türk’ün söz hakkı olduğu öz yurdudur.
Devletimiz, yıllar boyu Selçuklu ve Osmanlı Türkiye’si döneminde tek bir mazlumun kanı akmadan yönetilen Ortadoğu bölgesini, tabir-i caizse dönemin tarihi vesikaları ile emsal göstererek kendine siyasi zemin hazırlayabilir. Bu siyasi zemin hazırlandıktan sonra Fırat Kalkanı bir yana dursun tarihçe konuşmak gerekirse sefer dahi düzenleyebilir.
Tabi ki de küresel güçler bu usule kolaylıkla geçit vermeyecek.
Lakin Türk Milleti bu zulme dur diyecek!
Halep elbet bir gün öz evlatları tarafından adalet ve merhametle yönetilecek.
*
Komşusu açken tok yatmamak için elit mahallere taşınmakla başladı Müslüman’ın Müslümanların çektiği acıya susması.
Yavaşça aldılar içimizden merhamet duygusunu ve bizi bizlikten öteleştirdiler.
Bu kadar çoğunlukken nasıl azınlık olunurmuş gördük diyebiliriz.
Bu milletin öz evladı olarak milletin diliyle konuşmak gerekirse; elin oğlu güneş görmedikleri yerden bizim dindaşımıza, soydaşımıza bombalar yağdırıyor, bağırsak sesimizin duyulacağı o yerlere ulaşamıyoruz.
Her daim yanında olduğumuz devletimizin ateşkese vesile olmasını takdire layık bir şekilde karşılıyor, bir an önce Kızılay, Sivil Savunma vb. yapılanmaları bölgeye askeri güçlerimizle birlikte göndermeyi arz ediyorum.
Vefalı Türk gelecek yine, selam Türk’ün bayrağına!