ÜST AKIL MHP’DEN NE İSTİYOR?

Ahmet Alperen Cengiz

Seçim sonuçları açıklanmış, MHP oyunu %17’ye çıkarıp 80 milletvekiline sahip olmuştur. Ortaya çıkan genel tabloda AKP’nin tek başına hükümet kurması imkânsızlaşmış hükümete koalisyon yolu gözükmüştü.

Devlet Bahçeli seçim gecesi yaptığı açıklamada diğer mevcut partilere tavsiyelerde bulunmuş HDP’ye kapıyı açılmayacak şekilde kapatmış, AKP’yle ise sadece partimizin 4 şartı kabul edilirse koalisyon kuracağını belirtmiştir. Hatta konuşmasının sonunu şöyle bitirmişti; ‘’Hiçbir çözüm yolu bulamazlar ise AKP-CHP-HDP üçlü koalisyon kursun, MHP bu vaziyette şeref sayacağı ana muhalefet görevine hazırdır!’’

Ertesi gün esnafından, iş adamına herkes kendince teoriler üretiyor, yüzdelik dilimlerin büyük bir bölümü AKP-MHP koalisyonu istiyordu.

Lakin oda ne?

AKP halkın bu isteğini bildiği halde görüşmelere CHP ile başlıyordu.

CHP’nin ikinci parti olması hasebiyle bu görüşmenin yapılması elbette ki etik fakat bu görüşmelerin 3 Ağustos’a kadar sürmesi kafaları bir hayli karıştırmıştı.

Görüşmelerin sonrasında ise yapılan açıklamalar millet ile dalga geçmekten başka bir şey değildi.

AKP tarafından yapılan açıklama; ‘’Tek yol erken seçim’’ iken CHP tarafından yapılan açıklama ise ‘’Uzun süreli koalisyon’’…

Bu görüşmelerden sonra CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Devlet Bahçeli’ye ‘’HDP bizi dışarıdan desteklesin, koalisyon kuralım, sende başbakan ol’’ diyerek bir altın tepsi sunuyor, Devlet Bahçeli ise ‘’Önce ülkem ve milletim sonra partim ve ben’’ ilkesinden asla taviz vermeyip bu olanağı elinin tersi ile itiyordu.

Gözler AKP-MHP olanağına çevrilmiş ve nihayetinde görüşmeler başlamıştı, Devlet Bahçeli’nin tamamen ülkenin refah ve teminatını içeren 4 maddeyi AKP’ye sunuyor, istediği bakanlıklar ile alakalı hiç söz etmiyordu.

Çünkü önce Türkiye’nin geleceği diye iç geçiriyordu içinden!

Her zaman ki gibi düşünceli duruşuyla…

AKP ülkenin teminatı olan 4 maddeyi kabul etmiyor, kendi ideallerini ülkenin refah ve geleceğinden üstün görüyor ve buradan da bir koalisyon sonucu çıkmıyordu.

İlk algı operasyonu burada başladı.

Yapılan açıklamaların akabinde üst akıl dediğimiz unsurdan bir algı operasyonu düşüyordu halkın ortasına; ‘’Devlet Bahçeli koalisyon istemiyor, ülkeyi kaosa götürüyor, dolar çıkıyor, erken seçim bir sürü masraf.’’

*

Araya parantez açıp mevcut koalisyon ihtimallerini inceleyip algı operasyonu konumuza kaldığımız yerden devam edelim.

MHP, Kılıçdaroğlu’nun HDP destekli Başbakanlık teklifini kabul etmiş olsa hem ülkenin geleceğine hem de Ülkücü Hareketin ilkelerine balta vurmuş olur, bir de üstüne seçmen tarafından ‘’Sen nasıl milliyetçisin?’’ damgası yerdi.

AKP’ye sunduğu 4 maddeyi rafa kaldırıp AKP ile bir koalisyon kursa ve kurulacak koalisyon hükümeti meclise başkanlık sistemi gibi bir önerge sunsa bu seferde; ‘’Yahu eyalet gelirse pkk özerklik ilan eder, bunlarla niye beraber oldun, sen nasıl milliyetçisin?’’ damgası yiyecekti

Beyim, müsaadenle ben söyleyeyim nasıl milliyetçi olduğunu…

Devlet Bahçeli ülkesinin refahı ve teminatı için tüm makam ve mevkileri elinin tersiyle itecek kadar milliyetçidir!

O soru HDP’den destek alanlara ve ülkenin teminatı olan 4 maddeyi kabul etmeyenlere sorulması gerekir…

*

İşte o zamanki hal-i pürmelâlimiz bu vaziyette iken, MHP üst aklın öncülüğünde başlayan bahsettiğimiz algı operasyonu ile 1 Kasım seçimlerine girmiş ve bu algının sonucu olarak oyunu %12’ye, milletvekili sayısı 40’a düşmüştü.

İkinci algı operasyonu buradan devam etti…

Üst akıl bu oy kaybını vaziyet-i fırsat belleyip ikinci algı operasyonunu başlatmıştı.

Başarısız, artık bırakmalı gibi saçmalıklar türeten üst aklın mensupları ülkücü iradeyi bölmek, parçalamak gibi oyunlara yelteniyor kendilerine taraftar toplayıp sinsi planlarını gerçekleştirmek istiyordu.

Üst aklın gerekirse hâkimi de satın alacaksınız sözünü iyi belleyip, satın alınan hâkimlerden kurultay kararı çıkarıyorlardı.

Altın üçgen diye nitelendirdiğimiz, lider, teşkilat ve doktrin esaslarına aykırı hareket edip, mevcut lidere ve ülkücü otoriteye hakaretler yağdırıyorlardı.

Türk-İslam davasının bir kısmı da İslam ise şunu göz ardı edemeyiz; Allah(c.c) bize hiçbir zaman büyüyün demez, dürüst ve doğru yürüyün der.

MHP’nin oy oranı büyümüş ya da büyümemiş, bugün herkesin ama herkesin Devlet Bahçeli’nin doğru ve dürüst yürüdüğünden emindir!

Üst akıl MHP’den ne istiyor?

Üst akıl MHP ile bu kadar uğraşıyor da, ne istiyor bu ülkücülerden?

Oyun iki aşamalı idi…

Birinci perdesi Türkiye’nin en büyük gençlik teşkilatına sahip olan MHP’yi ele geçirip milyonlarca gencin sadakatini kullanarak kirli oyunun diğer ayağının temelini atmak, ikinci perde ise yapılacak işgal girişiminde Türkiye de hemen hemen her kesimin güvenini alan MHP’yi bu girişime dâhil edip halkın gözünde kötü düşürmek…

Böylelikle bir taşla iki kuş vuracaklardı…

Hem kirli oyunlarını gerçekleştirecek hem de her kirli emellere ve hain planlara engel olan MHP’yi misyon ve vizyon olarak bitireceklerdi.

Tabi ki Yüce Allah’ın kudreti ve Devlet Bahçeli’nin onurlu duruşu bu hain fırsata izin vermedi.

Oyun hala daha bitmiş değil.

Dün ise üst aklın alçak temsilcisi Liderimiz hakkında haddini ve beynini aşarcasına konuşmuş, bir de yetmemiş gibi tavsiyeler vermiş…

Bu zihniyet Che gibi sokak serserilerini Gazi Atatürk ile bir tutan, saç açmayı özgürlük, saç kapamayı yobazlık zanneden, İslam’a baştanbaşa düşman olan zihniyettir.

Bu zihniyet İstanbul Üniversitesinin girişine Peygamber Efendimize hakaret içerikli pankart asan, Pensilvanya’ya gidip Fetö ile temas kuran, Amerika değnekçisi, kandil sözcüsü, pkk avukatlarıdır.

Üst aklın sol bölümünün bir oyunudur.

OYUNU BOZACAĞIZ!

Bedelini ödeteceğiz!

Selam ve dua ile…

Alperen Cengiz

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.