Bizim kuşak daha çok sinema neslidir.
İstanbul'un sosyetik ilçesi Şişli'nin kıyıcığında gecekondu muhiti olarak şehir hayatına girizgâh yapan Hürriyet Mahallesi'nde geçen çocukluğumuzun en önemli eğlencesi, Cenk Sineması'nda izlediğimiz filmlerdi.
Çocukluğumun iki keyfinden biri kitap, diğeri ise sinemaydı.
Sinema hayal dünyamı şekillendiriyor, kitap ise gerçeklik aleminin sınırlarını çiziyordu.
Çocukluğum, birilerinin sağ-sol diye klişelendirdiği ama benim milletler mücadelesinde Türk milletinden yana taraf olanlarla kozmopolit fikri şiddetle buluşturanlar arasındaki farklılık olarak nitelediğim dönemden geçerek, gençliğimle buluştu.
Çocukluğum, gençliğimdi aslında.
Kavgayla sevdayı buluşturan bir iklim.
Ben bu kavgalı ortamın gerginliğinde her şeye rağmen kitaplar ve sinema ile tebessüm etmeyi öğrendim. Tabi ki müzik her zaman dilime, kulağıma yoldaş ezgili şiirler bahçesi oldu.
Bugünlere gelirken ne milletler mücadelesinin bana yüklediği sorumluluktan vazgeçtim ne de içimi ısıtan, ruhumu besleyen, ufkumu genişleten kitaplardan, filmlerden ve müzikten…
Kültür dünyamın üçlü sacayağını anlamış oldunuz: Kitap, müzik ve sinema.
İlk ikisini hayata geçirdim: Kitaplar yazdım, romanlar, denemeler ve fikri eserler. Şarkılar besteledim, besteliyorum; coşkuyla sahne yapıyor, aşkın ve vatanın şarkılarını binlerce yürek tek bir ağızdan söylüyoruz.
Sıra geldi sinemaya.
Çocukluğumun en ulaşılmaz ama insanın içini de terk etmeyen hayalidir, sinema!
Ama ben sinemanın en çok anlatım gücüne hayranım.
Sinema bir anlatım yoludur; güldürür de düşündürür de.. Hatta yönlendirir, kültür inşa eder. Amerika’nın Hollywood sayesinde hem kendi toplumunu hem de dünyayı nasıl etkilediğini artık herkes biliyor.
Velhasıl sinemada olmalıydık.
Kültür dünyamızın bu en dinamik sahasında eserlerimizle milletimizin var oluş mücadelesini anlatmalıydık.
Artık sinemada da varız: Kuşatma-Yedi Uyuyanlar!
Kerkük'te Türk İrtibat Timi komutanlığı yapan Turan'ın, sonu kuşatmaya varan olaylara karşı verdiği mücadele görülmeye değer. Kuşatma-Yedi Uyuyanlar, Türk milletinin vatan aşkını ve direniş ateşini beyaz perdeye taşıyor.
Kuşatma, kahramanların günümüzde de var olduğunu özgün bir hikaye ile anlatıyor.
Kuşatma-Yedi Uyuyanlar sinema filmimiz, Allah'ın izniyle 4 Ekim'de Türkiye'mizin bütün sinema salonlarında, Avrupa'da, Kıbrıs'da sinemaseverlere merhaba diyecek.
Sinema filmi yapmak zor imiş. Ancak gururluyuz, çünkü çok iyi bir hikayeyi film yaptık. Kültür dünyamızın en güçlü aksiyonu olan sinemada var olabilmek adına uzun bir adım attık.
Kuşatma sinema filmi hepimizin uzun adımıdır.
Türk milletinin var oluş mücadelesi kültür, sanat alanında da ihmal edilmemelidir.
Şimdi sıra, sektörün oyun kurucularını şaşırtmaya geldi. Kuşatma-Yedi Uyuyanlar, sinema salonlarının önünde kuyruklar oluşturup izleyecek kalabalıklarla buluştuğunda Türkiye'de sinemanın nabzı başka türlü atacak.
Kuşatma-Yedi Uyuyanlar özgün hikayesi, sağlam rejisi ve güçlü oyuncularıyla inşallah millet-devlet-vatan ve bayrak diyen her bir vatandaşımızı sarıp sarmalayacaktır.
Başta hayır duasını alarak yola çıktığım "Yolbaşçım" Sayın Devlet Bahçeli olmak üzere bu yolda ilgisini esirgemeyen, katkı sunan, emek sarf eden herkese teşekkür ederim.
Kuşatma-Yedi Uyuyanlar, 4 Ekim'de sinemalarda.
Sinemada artık biz de varız.
Birlikte var olacağız.