Milliyetçi Hareket Partisi, Reis’i Devlet Bahçeli’nin gösterdiği istikamette çok hayırlı, bereketli ve hareketli büyük bir Kurultay (Toy) gerçekleştirmiştir. Bu Kurultay coşkusuyla bütün Türkiye âdetâ yeniden silkinip “titreyerek kendine” gelmiştir. Reis ne söylemişse, Türk Milleti’nin millî vicdânında fazlasıyla yankı bulmuştur. Millet’in teminatı bizzat Devlet Bahçeli’dir. Çünkü, o hiçbir zaman şahsî menfaatini öne geçirmemiş, “önce milletim ve devletim” demiştir. Sadece demekle kalmamış, bunu bilfiil yaşamış ve milletine de yaşatmıştır. Bu haslet, sadece büyük dâvâ adamlarında bulunabilecek büyük bir “aşk ahlâkı” suûrudur.
Devlet Bahçeli her zaman terörle mücadelede aktif olarak dâima hükümetlerin yanında yer almıştır. “Millet ve Devlet’in Bölünmez Bütünlüğü”nden zerre kadar taviz vermemiştir.
Türk Milleti tarafından hiçbir vakit unutulmamalıdır ki; 15 Temmuz 2016’da Anayasa’sı ile belirlenmiş esaslar dahilinde seçimle işbaşına gelmiş Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne, meşru Hükümeti’ne ve bütünüyle Cumhurbaşkanlığı Makamı’na ve topyekûn devlete karşı girişilen târihin en alçak darbe teşebbüsüne karşı Devlet Bahçeli’nin hiç vakit kaybetmeden anında bu makamlar lehine verdiği târihî destek sayesinde Türkiye uçurumun kenarından döndürülmüştür. Devlet Bahçeli, “Yenikapı Rûhu”na verdiği samimî destekten sonra da bunları kuvveden fiile geçirerek “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”nin ve “Cumhur İttifakı”nın târihî mîmarı olmuştur. Azîz Türk Milleti, Devlet Bahçeli’nin bütün bu tutum ve davranışlarını inceden inceye not ederek o’nu engin gönlünde husûsî bir yere çoktan koymuştur.
Devlet Bahçeli'nin tabiatında çelikleşmiş, kusursuz ve eksiksiz bir millet ve devlet sevdâlılığı ile “demokrasiye sahip çıkma” ve gözü gibi koruma ve kollama iradesi mevcuttur. Devlet Bahçeli, hiçbir zaman demokrasi dışı bir arayışın içine girmemiş, giren siyasîleri hep frenlemiş ve her defasında çözüm yerinin sandık olduğunu işaret etmiştir. Devlet, sistemden kaynaklanan krizlerini hep o’nun yol gösterici “Bilge” şahsiyeti ile atlatmıştır. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; bugüne kadar ki siyasî ve fikrî zeminlerdeki pratiğine bakıldığında en demokrak Parti Reisi’nin Devlet Bahçeli’den başkası olmadığı görülür. Bu ifâdeler, târihen sabit bir hükmün ve hakkın teslimidir.
Devlet Bahçeli hiçbir vakit kurultay yapmaktan kaçmamış; kaçkınlar, aceleciler ve çeşitli menfaat ve ikbâl düşkünleri o’nu anlayamamış ve bu yüzden savrulup gitmişlerdir. Gidenler, gitmiş ve taraftarı zannettikleri has Ülkücüler ise burada ve Üç Hilâl’le birliktedirler.
Reis’i kim olursa olsun hiçbir Ülkücü; Üç Hilâl’inin mahzûn kalmasını istemez, isteyemez. Bütün Ülkücüler, hareketin Reisi’nin işaret ettiği istikamette reylerini kullanacak ve “Cumhur İttifakı”nın gereğini yapacaklardır.
Öyle inanıyoruz ki, önümüzdeki 2019 seçimlerinde, “Üç Hilâl” Türk Milleti ile beraber kanatlanacaktır.
18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi’nin (Türk Zaferler Ayı’nın) sene-i devriyesinde gerçekleştirilen büyük kurultay büyük Türk Milleti’ne, Türk Milliyetçilerine ve bütün Ülkücü câmiaya hayırlı ve uğurlu olsun!..
TEFEKKÜR
Nerde hareket orda bereket Üç Hilâl’im
Ne sen bensiz ne sensiz ben Devlet Üç Hilâl’im