Hüseyin Nihal Atsız, şairdi, roman yazarı, tarihçi, edebiyatçı ve eğitimci idi. En belirgin yanı ise yurdumuzdaki Türkçülük ve Turancılık akımının karşılık beklemeyen bayraktarı idi. Atsız’ın ağacından meyve yemeyen ve faydalanmayan Türk Milliyetçisi yoktur. Onun, yüksek seviyesi, sağlam karakteri ve bükülmez iradesi ile hayat boyu bütünleşen davranışları, bütün Türkçüleri gönül bağları ile kendine bağlamıştır...
1944 olaylarının doğuşunu ve Türk Milliyetçilerinin hassasiyet gösterdikleri konuların cesaretle savunulmasını sağlayan adamdır ATSIZ Hoca. ATSIZ Beğ, dönemin Başbakanı Şükrü Saraçoğlu’na 2 açık mektup yazar ve başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere devlet kadrosu içerisine sızmış olan komünistlere dikkat çeker. Bunun üzerine ATSIZ ve 22 arkadaşı Sabahattin Ali’nin şikayeti üzerine tutuklanır ve mahkemeye çıkarılır. İkinci duruşma günü olan 3 Mayıs 1944 günü Ankara’da ATSIZ ve arkadaşlarına destek olmak üzere binlerce Türk Genci gösteri yapar, aralarından bir çoğu yaralanır, bir çoğu da gözaltına alınır.
3 Mayıs 1944 günü Türk Gençliği kendi sınırlarını aştı ve tarihe not düştü. Tarihin akışına yön veren olaylardan biri olan 3 Mayıs ATSIZ’a göre; “Türkçülüğün; hissi, fikri, edebi ve ilmi sınırlarını aştığı” gündür. Onun için Hüseyin Nihal Atsız 3 Mayıs’ı; “Türkçülerin Günü” olarak kutladı ve her yıl kutlanmasını istedi. Türk Milleti bu günü “Türkçülerin Günü”olarak kutlamaya devam ediyor.
Büyük Türkçü ATSIZ Hoca, “Türk Ülküsü” isimli makalesinde şöyle yazmıştı: “Milli ülküler, toplulukların yaratıcı kuvvetidir. Bütün yaratıcı güçler gibi de, aykırılıkları yok etmek özelliğine maliktir. Türk ülküsü, Türk büyüklüğü ve Türk kudreti isteği ve inancıdır. İnancın ne büyük ruhi amil olduğunu anlatmaya lüzum yok. İmanla, ümitsiz hastalar bile iyileşiyor.”
ATSIZ Beğ, bir makaleye sığmayacak kadar büyük bir mefkure (ülkü/ideal) adamıdır.
Sözü ATSIZ’ın SELAM’ı ile bitirelim:
Gönülleri birleşenler! Selam sizlere!
Uzaklarda dertleşenler! Selam sizlere!