Yıl 1927.
Stratejik ortağımız, sözde müttefikimiz Amerika’nın Temsilciler Meclisi üyesi William UPSHAW, kürsüde konuşuyor.
İbretle okuyalım:
-"Lozan antlaşması, Timurlenk kadar hunhar, Korkunç İvan kadar sefih ve kafatasları piramidi üzerine oturan Cengiz Han kadar kepaze olan bir diktatörün, zekice yürüttüğü politikasının bir toplamıdır. Bu canavar savaştan bıkmış bir dünyaya, tüm uygar uluslara onursuzluk getiren bir antlaşmayı kabul ettirmiştir. Buna her yerde Türk zaferi dediler. Dünya parlamentolarını bu antlaşmayı kabule ikna ettiler ve büyük sermaye grupları, ticaret erbabı ve bazı din temsilcileri bile Türkiye'yi uygar uluslar masasında, uluslararası bir konuk durumuna yükselterek, Amerika'yı yüksek ülkelerinden uzaklaştırmada birleştiler."
Wiliam UPSHAW denen sefih yaratık, Timur Han ve Cengiz Han gibi tarihin kaydettiği büyük hükümdarlara hakaret ediyor. Bununla da yetinmiyor, alçakça hakaretlerine büyük önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK ile devam ediyor.
Emperyalist devletler biliyor olmalılar, Atatürk düşmanlığına ülkemizde de birçok yandaş bulacaklardır. Üzücü olan da budur.
***
1900 yılında Türkiye’ye Amerikalı bir albay gelir. Bu ABD’li Albayın adı, Colby M. Chester’dır.
Bir proje hazırlar ve hazırladığı bu proje “CHESTER PROJESi” adıyla anılır.
Chester anlaşmasına göre; 2 bin kilometrelik Bağdat demiryolu hattı boyunca, her iki yanda 20’şer kilometrelik şeritte bulunan bütün yer üstü ve yer altı servetlerinin işletme hakkı 99 yıllığına ABD’ye veriliyordu.
“Chester projesinin” demiryolu hatlarını geçirmeyi öngördüğü, Sivas’tan Güneydoğu’ya doğru uzanan ana hat üzerinde; Harput, Ergani ve Diyarbakır noktaları, Türkiye’nin ve dünyanın en önemli “krom, bakır ve petrol yatakları” bulunmaktaydı.
ABD ile Türkiye arasındaki Chester projesi bazı ayak oyunları da kullanılarak TBMM’de vekillere onaylatıldı. Ancak Mustafa Kemal Paşa neredeyse bütün vekillerin onaylamış olduğu bu anlaşmayı yırtıp attı. Bunun üzerine ABD, Lozan Antlaşmasını onaylamadı.
Bağımsızlığımızın ve ülke bütünlüğümüzün uluslararası senedi olan Lozan’ı onaylamayan “stratejik ortağımız ABD”, Türkiye’nin sınırlarını hala tanımış değildir…