Herkesin kendisi ile boğuştuğu bir kavga: Her tetiği çekenin mermiyi kendi kuzenine attığı bir mücadele.
Yüzyıl önce kondu adı, burası Ortadoğu.
Her etnik ve dini gurubun işlediği onca suça (cürüm’e) karşın, yıllardır uzayıp giden savaşı, herhangi biri, ne kazanabiliyor; ne de halkının özlediği barışı elde edebiliyor.
Geriye kalan, milyonlarca ölü, yurdunu terk etmiş insanlar, açlık, sefalet ve harabeye dönmüş virane iki ülke, Irak ve Suriye…
Ve çalınan, yağmalanan tarih ve petrol….
***
CIA’n Irak şefi, Robert Booker Baer’in “SeeNo Evil” kitabından alıntı…
“Yeni Ortadoğu'yu kurabilmenin tek yolu, bölgede geniş çaplı Şİİ‐SÜNNİ savaşını tetiklemekten geçiyor. Niye biz Amerikalılar ölelim ki? Bırakalım, Müslümanlar kendi aralarında birbirlerini öldürsünler.”
CIA ajanı Michale Schoer:
“Şu anda en büyük umudumuz, ŞİİLER ve SÜNNİLERİ, kanları kururcasına birbirleriyle savaştırmaktır.”
***
Bir konferansta Nihat GENÇ, dinleyicilere soruyor?..
Doğu neresidir?..
Farklı cevaplar geliyor, cevabı Genç veriyor:
ABD nereyi bombalıyor ise, DOĞU orasıdır…
***
Sonuç olarak, geçen yüzyılda Müslüman Müslümanı nasıl vurduysa, bugün de Müslüman Müslümanı öyle vuruyor.
Velhasıl, Ortadoğulu olmak zor. Çölde sana bir serap gösterirler. Bir sözle adamın aklını çeler, ruhunu çalar, eline silah tutuştururlar. Bir bakarsın ki yıktığın ülke senin ülkenmiş; bir bakarsın ki kurtardım sandığın toprağa yabancı bir bayrağı sen, kendi elinle çekmişsin.
Son söz:
Demek ki biz İslam aleminde yaşayanlar, Müslüman olmayı henüz becerememişiz. Kelime-i Tevhid dilimizde kalmış, onu yutup sindirmemişiz…