ERMENİ TERÖR ÖRGÜTLERİ VE ERMENİLERİN YAPTIĞI KATLİAMLAR (10)
Adana’da Doğu Anadolu’nun birçok vilayeti gibi Ermeni faaliyetlerinin, isyanlarının yoğun olduğu, “hayali Ermenistan”ın Akdeniz’e açıldığı; “Kilikya” adıyla her zaman problem haline getirilen bir vilayettir. Bu bakımdan hem komitelerin hem de patrikhane ve kiliselerin ön plana aldıkları ve İç ve Orta Anadolu’dan savaş sırasında Ermenileri göç ettirip yerleştirdikleri bölge burası olmuştur.
İtilaf Devletleri daha bölgeye gelmeden, Kafkas cephesinde olduğu gibi, güneyde de silahlanma ve teşkilatlanma faaliyetleri tamamlanmış ve İngiltere ve Fransa hesabına Ermeni casusluk şebekeleri kurulmuştur, 1915 yılının şubat ayı başlarında bu casuslardan üçü, İskenderun Körfezi’nde Dörtyol’daki Ermenilerden Abraham Salciyan, Artin ve Bedros, düşman gemilerine iltica ederek bölge ve askerî tertibat hakkında düşmana bilgi ulaştırmışlardır.
Yine 24 Şubat 1915 tarihinde Köşker Torosoğlu ve Muallim Agop ismindeki kişiler, düşman tarafından Kıbrıs’tan getirilerek İskenderun’a çıkarılmışlarsa da, filo komutanının verdiği talimatlarla birlikte yakalanmış ve divan-ı harbe verilmişlerdir. Aynı tarihte topladığı belgelerle birlikte düşman gemisine sığınmaya çalışan Dağlıoğlu Artin de yakalanmıştır.
Bunların yanı sıra Saimbeyli (Haçin), Dörtyol, Kozan ile diğer kazalarda ve Hasanbeyli nahiyesinde yüzlerce silah, bomba, dinamit, harita ve bayrak bulunmuş ve Saimbeyli’nin sarp kayalıklarına kilise papazları ve komiteciler tarafından saklanmış gaz yağları ve 150 kg barut bulunmuştur.
Burada şunu da belirtelim ki; bu dönemde meydana gelen olaylar, 1909 Adana Olayları öncesinde Ermeniler tarafından oluşturulan ve o olayları da hazırlayan Ermeni terör örgütlenmesinin sonucudur.
URFA OLAYLARI
Diğer bölgelerde olduğu gibi Ermeniler 1890’lardan itibaren Urfa sancağında da silahlanmaya, teşkilatlanmaya başlamışlar ve Doğu Anadolu’da asayişin sağlanması ve ordunun hareketini kolaylaştırmak maksadıyla bir kısmının da Urfa’da iskân edilmesi üzerine bölgede karışıklıklar çıkarmaya başlamışlardır. 1895’te çıkardıkları isyanlarda suçlu görülerek Trablusgarp’a sürülüp ikinci Meşrutiyet’ten sonra affedilmiş olan komitecilerden biri, yine isyan çıkarmak ve bölgedeki Ermenileri teşkilatlandırmak üzere Urfa’ya gönderilmiştir.
Bu komiteci ve Van, Zeytun, Sason, Saimbeyli (Haçin) ve Diyarbakır’dan gelen komiteciler, papazlar, firariler, gönüllüler ve fedailer, Rusların ve İngilizlerin de tahrikleriyle bölgeye 8-10 yıl yetecek erzak depolamışlar; silahlı birlikler, geri hizmetlerini görecek ve propaganda yapacak gruplar teşkil etmişler ve Urfa ile yakınındaki Germiş köyünde 18-19 Ağustos 1815 tarihlerinde isyanlar çıkarmışlardır. 28 Ağustos’ta da Teffülebyaz - Urfa - Siverek amele taburunda çalışan Ermeniler, kazma ve küreklerle hücum ederek yüzbaşılarını ve bazı Türk esirleri şehit etmiş veya yaralamışlardır.
Eylül ayı sonlarında bölgedeki isyanların artması üzerine Urfa Mutasarrıfı, Dördüncü Ordudan yardım istemiştir. Bölgedeki jandarmalar ve takviye kuvvetleri, silahlanıp binalara sığınan ve Urfa’daki Amerikan misyonerliğinin yetimhanesini karargah hâline getiren Ermeniler ve onlarla birlikte hareket eden iki İngiliz, iki Fransız ve Yetimhane Müdürü, misyoner Lesli ve yine bazı yabancılara teslim olmalarını teklif etmişler, barış heyetleri göndermişler hatta Amerikan Sefirini bile haberdar etmişlerse de, içeriden silahla cevap verilmesi üzerine, binayı silah zoruyla ele geçirmişlerdir. Ancak Türk halktan 20 şehit ve 10 yaralıyla, jandarma birliklerinden 2 şehit ve 8 yaralı verilmiştir.
16 Ekim 1915’te isyan tamamen bastırılmışsa da, çete başları yine bir yolunu bulup diğer isyan bölgelerine kaçmışlar; yabancı uyruklu 9 kişi tutuklanmış ve Amerikalı misyoner Lesli intihar etmiştir. İntiharından önce bıraktığı yazının da kendisine ait olduğu Urfa Alman Hastahanesi 2. Müdürü Doktor Yacop Kunzler ve yine aynı hastahane doktoru Armenak tarafından tasdik edilmiştir.
İZMİT VE ADAPAZARI OLAYLARI
İzmit ve Adapazarı civarında da teşkilatlanıp silahlanmış olan Ermeniler Rus donanmasının Karadeniz Ereğlisi’ni topa tutmaları üzerine isyan etmişler ve Ruslar için casusluk yapmışlardır. Bunun üzerine harekete geçen hükümet, Adapazarı ve İzmit’te, birkaç tanesi bile buraları tahrip edebilecek çapta, çok sayıda bomba, tüfek, tabanca, dinamit, cephane, asker ve jandarma elbiseleri ele geçirmiştir.
Yakalanan çete başları ise ifadelerinde Rusların, Sakarya Nehri ağzına bir çıkartma yapacakları zaman ayarlı patlayıcıları ve silahları Türk askerlerine ve halkına karşı kullanacaklarını ve çevreyi tamamen tahrip edeceklerini belirtmişlerdir. Yakalanamayan bazı komiteciler de, isyanlar çıkarmak üzere Yalova ve Hüdavendigâr (Bursa)’a kaçmışlardır.
HÜDAVENDİGÂR (BURSA) OLAYLARI
Öteden beri silah stoklayıp teşkilatlanan Çengiler, Soloz Orhangazi, Gemlik ve Bilecik’teki Ermeniler, Adapazarı ve İzmit’ten gelen çete başlarının da katılmalarıyla çevredeki Müslüman halka saldırmaya başlamışlardır.
60-70 kişilik gruplar halinde her önüne gelene saldıran ve inzibat kuvvetleriyle askeri birlikleri arkadan vurmayı ve böylece de Türk ordusunu meşgul ederek doğu ve batı cephelerindeki düşman kuvvetlerinin faaliyetlerini kolaylaştırmayı amaçlayan bu Ermeni çetelerinden bazıları 1915 Ağustos sonlarında hükûmet kuvvetlerinin takibi neticesinde yakalanmış ve üzerleriyle çevrede yapılan aramalarda birçok silah, bomba ve cephane ele geçirilmiştir. Yapılan sorgulamada ise, elebaşılarının Ermeni Başpapaz Vekili Barkef, sekreteri Sokpas, Bursa Ermeni Okulu Müdürü, kilise hademesi ve birçok kilise papazı olduğu ortaya çıkmıştır.
YARIN: MUSA DAĞI OLAYLARI