Urla ve Yenikale istihkâmları 14 Mayıs günü işgal edilecekti

Ali GÜLER

ŞEHADETİN ŞEREFİ, İHANETİN BEDELİ-3 (İZMİR’İN İŞGALİ VE KURTULUŞUNDA YAŞANANLAR)

İşgalden bir gün önce, Türk yöneticilerine işgal hakkında bilgi verildi. Amiral Calthorpe, biri saat 09.00’da diğeri saat 11.30’da olmak üzere iki nota ile İzmir’in Yunanlılar tarafından işgal edileceğini, Vali Kambur İzzet ve 17. Kolordu Komutanı Ali Nadir Paşa’ya bildirdi. Urla ve Yenikale istihkâmları 14 Mayıs Çarşamba günü işgal edilecekti.

16 geminin taşımakta olduğu 1. Larisa Tümeni 12 bin kişiden meydana geliyordu. 13 Mayıs akşamı kafile Midilli açıklarına geldiğinde, Tümen Komutanı Albay Niko Zafiriu, emrindeki birliklere bir emir yayımladı. Zafiriu, özetle şunları söylüyordu:

“… Nereye gidersek gidelim, muhakkak ki esaret altında bulunan kardeşlerimizi kurtarmaya gidiyoruz. Kalplerimiz sevinçle doludur. Haklı olarak heyecanımıza, coşkunluğumuza mani olamıyoruz. Lakin gideceğimiz yerde gürültülü gösteriler, silah atışları, taşkınlıklar ve buna benzer çirkin davranışlardan uzak durmamız gerekir. Bu gibi hallerde, Yunanlılara, erkeklere yakışan şey; emirleri en iyi şekilde uygulamak, dini bir boyun eğişle üzerimize düşen görevleri yerine getirmektir.

Esaret altında bulunan kardeşlerimizi kurtarmaya gittiğimizi unutmayalım, yakında öz ve ezilmiş kardeşlerimize kavuşacağız. Gittiğimiz yerlerde tesadüf edeceğimiz; babalarımız, kardeşlerimiz, kız kardeşlerimiz ve akrabalarımızdırlar. Bunlara karşı yapacağımız muamelede bu ciheti göz önünde tutalım. Kız kardeşlerimizin, zarafet ve samimiyet dolu gösterilerine, coşkunluklarına karşı kardeş gibi davranalım. Gideceğimiz yerde yabancı dinlere bağlı kimselere de Türklere, Yahudilere ve Avrupalılara dahi tesadüf edeceğiz. Bunlara karşı davranışlarımızda da aynı kardeşlik duygusundan ayrılmayınız. Bunlar da biraz sonra öz Yunanlı kardeşlerimiz olacaklardır.

Özellikle bu sonunculara daha fazla sevgiyle davranınız. Çünkü bunlar yeni hidayete erecek olan kardeşlerimizdir. Sizlerden her birinizin temsil ettiği Yunan milleti ciddi, terbiyeli, adaletli, temiz yürekli ve yüksek duygulu olarak bunların ruhlarına girebilmelidir. İşte sizlerden bunu bekliyorum. Hedefe doğru yaklaşıyoruz; Allah bizimle beraberdir. İşte yalnız bu suretle davranmakla, programımız dahilinde milli amacımıza erişebiliriz.”

14 MAYIS 1919: İŞGAL TÜRKLERE BİLDİRİLİYOR

İşgalden bir gün önce 14 Mayıs 1919 Çarşamba günü işgal İzmir’de Türk yöneticilerine bildirildi. Amiral Calthorpe, biri saat 09.00’da diğeri saat 11.30’da olmak üzere iki nota ile İzmir’in Yunanlılar tarafından işgal edileceğini Vali Kambur İzzet ve 17. Kolordu Komutanı Ali Nadir Paşa’ya bildirdi. Foça, Karaburun, Urla ve Yenikale istihkâmları 14 Mayıs Çarşamba öğle üzeri İngiliz, Fransız ve Yunan birlikleri tarafından işgal edilecekti. Notayı Vali İzzet Bey’e, İngiltere’nin İzmir Konsolosu James Morgan, Ali Nadir Paşa’ya da İngiltere Kara Ataşesi Yarbay Ian Smith götürdü. Aynı saatlerde İstanbul’da da Vis Amiral Richard Webb, Osmanlı Hükümeti’ne (Babıali) İzmir’in stratejik noktalarının işgal edileceğini bir nota ile bildirmişti.

Ali Nadir Paşa hemen durumu Harbiye Nazırı Şakir Paşa’ya bildirerek ne yapması gerektiğini sordu. Ali Nadir Paşa, aynı zamanda halk arasında “işgalin geçici olmadığı” ve Yunanlıların İzmir ve çevresini “ilhak” edecekleri şeklinde söylentilerin yayıldığını da Harbiye Nazırı’na bildirdi. Harbiye Nazırı Şakir Paşa’nın cevabı, İstanbul Hükümeti ve Saray’ın düştüğü “zelil” durumu bütün yönleriyle ortaya koyuyordu:

“Babıali’nin işgal hakkında bilgisi yoktur. Amiralin notasının mütareke gereği sayılıp, karşı gelinmemesi lazımdır. Halk arasındaki söylentilere önem vermeyiniz.”

İstanbul Hükümeti mantığında tipik bir teslimiyetçi asker olan Ali Nadir Paşa da Harbiye Nazırı’nın emirlerine uyarak, işgalin uygulanacağı bölgelerdeki birlik komutanlarına şu emri yayımladı:

“1. İtilaf Devletleri tarafından Mütarekename’nin 7. Maddesine dayanılarak İzmir ve civarındaki istihkâmlar işgal edilecektir.

2. İşgal bugün öğleden sonra yapılacak ve İtilaf Devletleri söz konusu istihkâmlara birer müfreze gönderecektir.

3. Bugün gönderilecek olan müfrezelerin istihkâmlara varışlarında, toplar, kama ve nişangâhlar ve geri kalan bütün kısımlar müfreze komutanlarına tamamen teslim edilecek ve istihkâmlarda bulunan komutanlar, subaylar ve erler bir araya toplanarak Kolordu’dan verilecek emri bekleyeceklerdir. Yenikale’de bulunanlar, Kale’de toplanacaklardır.

4. İstihkâmların işgali sırasında katiyen karşı konulmayacak ve kendilerine gereken kolaylıklar gösterilecektir.”

Ali Nadir Paşa’dan bu emri alan 56. Tümen Komutanı Hürrem Bey, İzmir içinde ve civarında bulunan birliklerine bir genelge yayımladı. Ali Nadir Paşa’nın emri ile birlikte gönderilen genelgede özetle şunlar isteniyordu: “(…)

2. Durumdan bilgi edinilmesi ve ileride üzücü bir olaya meydan verilmemesi için, dağınık askerin toplanması, bir arada bulundurulması lazımdır.

3. Merkezde bulunan kıtalar verdiğim emir üzerine hareket edeceklerdir.” Böylece zaten çok zayıf olan bir direnme ihtimali de ortadan kaldırılmış oluyordu. Aslında istenilse bile 17. Kolordu’nun Sarıkışla’daki 300-400 erle Yunan birliklerine karşı direnilemeyeceği ortadadır. Mütareke gereğince bütün topların kamaları sökülmüş, cephaneliklere el konulmuştur. Sarıkışla ve diğer garnizonlarda yalnızca memleketleri uzak olan askerlerle, yaşlı ve işe yaramaz olanlar kalmıştır. Erlerin büyük çoğunluğu kaçmıştır. Nurettin Paşa ve Vali Rahmi Bey’in yaptığı bütün çalışmalar, aldıkları müdafaa ve mücadele tedbirleri ortadan kaldırılmış; İzmir ve civarı adeta işgale hazırlanmıştır. Kolordu Komutanı Ali Nadir Paşa geri kalan erlerle kalan ağırlıkları Ege bölgesi içlerine çekmeyi bile düşünmemiş, kalan asker ve malzemeyi de Yunanlılara eli kolu bağlı bir biçimde teslim etmiştir.

Vali Kambur İzzet, İngiltere’nin İzmir Konsolosu James Morgan’dan istihkâmların işgali ile ilgili notayı alır almaz Amiral Calthorpe ile görüşmek üzere İron Duke zırhlısına gitti. Amiral bu görüşmeyi şöyle anlattı:

“… Vali benimle görüşmek istedi, vapurda kabul ettim. Çok telaşlı görünüyordu. İzmir’in Yunan birlikleri tarafından işgal edileceğini anlamıştı. Bunun Türkler üzerinde yapacağı çok fena tesiri biliyordu ve bana uzun uzun anlattı. Ben kendisine İtilaf Devletleri’nin karar vermiş olduklarını ve bundan geri dönmenin mümkün olmayacağını açıkça söyledim. Bu sebepten Vali’nin bütün çabalarını bir kargaşalık çıkmamaya sarf etmesini tavsiye ettim. Aslında bu haberi sabah gazeteleri yazmıştı. Duyuran da gene Vali idi. Elinden geldiği kadar halkı yatıştırmaya söz verdi ve benden de yardım istedi, sonra gitti…”

Vali Kambur İzzet ise 14 Haziran tarihli Sabah gazetesinde yayımlanan demecinde bu görüşme hakkında şunları söyleyecekti: “… Bunu, bu memleket mukadderatına mühim bir başlangıç telakki ettiğimden hemen amirallerin yanına gitmeye ve hakikati haber vermeye acele etmiştim. Amiraller, o anda Yunanlıların İzmir’i işgaline dair henüz bir emir ve talimat almamış idiyseler de Paris’ten mühim bir telgraf beklediklerini benden gizlemediler. Mamafih bunun bir ilhak hareketi olmadığını ve sırf bir askeri işgal mahiyetinde bulunacağını da temin eylediler…”

14 Mayıs 1919 Çarşamba günü öğleden sonra saat 14-14.30 sıralarında İtilaf Devletleri, önceden kararlaştırılan ve notada belirtilen yerleri işgal ettiler. Böylece asıl amaç olan İzmir’in işgalinin birinci aşaması tamamlanmış oldu.

DEVAM EDECEK...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.