15 Temmuz darbe girişiminde yaşadığımız kayıpların haddi hesabı yok fakat her şeyden önce dikkat edilmesi gereken bir konu var.
Binlerce askeri mühimmat 15 Temmuz gecesinden beri halen kayıp ve 2,5 yıldır bulunamadı. İstanbul Beykoz'daki SAT Grup Komutanlığı’ndan çalınan tabanca, makineli tüfek, keskin nişancı tüfeği, roketatar, el bombaları ve binlerce mermi ortalıkta yok.
Çoğunun hâlâ kayıp olduğu iddia edilen bu silahların tamamının FETÖ’cü hainler tarafından kaçırılma anına ilişkin kamera görüntülerine Yeni Şafak'tan Aybike Eroğlu ulaşmış. Bununla birlikte Yeni Şafak'ın bu iddiasını Genelkurmay'ın tekzip edeceği öğrenildi.
*
Peki bu silahları kim bulacak? Emniyet mi, TSK mı, TBMM mi? Tabii ki hepsi sorumlu fakat burada büyük sorumluluk Milli İstihbarat Teşkilatı'na düşmekte...
Cemal Kaşıkçı cinayetini dahi kusursuz bir şekilde aydınlatan MİT, 2,5 yıldır kayıp olan bu silahları da elini koyduğu gibi bulabilir aslında.
FAKAT!
MİT'in içinde bu silahların bulunmasını istemeyenlerin neler yapacağını hepimiz biliyoruz. Kozmik Oda rezilliğine göz yuman, izin veren zihniyetlerin çoğu olduğu yerde durmuyor mu?
Duruyorlar; belki de yazdıklarımızı okurken kulaklarından ateş fışkırıyor ya da umurlarında değiliz köstebekleriyle mutlu mesut yaşayıp para eziyorlar...
*
Bazı şeyler eline silah al, araziye çık, terörist avla ile olmuyor ne yazık ki. Ya da savcı hakim olup yargıda gerekli tutuklama gözaltı işlemleri ile engellenemiyor. Yıllardır bu düzenin kör düğümü istihbarat olmadı mı? İstihbarat raporları delillendirildiğinde yargıda neler yapılacağını biliyor musunuz? Ortalığın tozu dumana katılır...
Bir devletin istihbaratı güçlü olursa; askeri , polisi silahıyla nokta atışı yapar, savcısı en kral iddianameyi hazırlar, hakimi de en ağır cezayı ona göre verir. Bunun için de devletin içinde devlet oluşturmaya çalışanlara müsaade edilmemeli.
*
Peki bu silahlar nerede?
Korkunç rakamlar veriliyor. 60 bin civarında mühimmattan bahsediliyor. İçinde roketatarından piyade tüfeğine, el bombasından işaret fişeğine dek her şey var.
Allah muhafaza, ya bu silahlar bir gün bize döndürülürse? Kansızlar kana doydu mu sanıyorsunuz? MİT'in, bu silahların bulunması için ayrı özel bir masa oluşturması gerek kanımca. TSK, emniyet ve diğer birimlerle irtibatlı bir şekilde bu işin peşine düşülmesi gerek.
*
15 Temmuz'dan sonra MİT'in yurt dışı operasyonlarındaki başarılarına bakıldığında az da olsa hainlerden kırpıldığının farkına varmışsınızdır. Devletin şah damarı olan birimler üzerinde titrenilmeli, zira bir devletin istihbaratı güçlü olmazsa gelen geçen vurur.
Darbe girişiminden önceki MİT'in içindeki hainlerin Gezi'de, Uludere olayında, 6-7 Ekim Kobane olaylarında, meskun mahallerdeki ikiliklerde köstebeklerini kullanarak neler yaptıklarını şurada sıra sıra dizsek dudaklarınız uçuklar, gözünüze uyku girmez.
*
Kısacası istihbarat bir devletin geleceği, bir milletin de kaderidir.
Hele ki vatanın olmazsa olmazı, vazgeçilmezidir.
Silahlar ne pahasına olursa olsun bulunmalı, burada en büyük görev MİT'e düşmekte, eminim ki devletin nadide kurumlarında mutlaka vatanını menfaatsiz seven bir babayiğit vardır da bu meseleye kafa yoruyordur umarım.
Selam olsun onlara, selam olsun...