AÇILIM TÜRKİYE’DE DEĞİL, SURİYE’DE

Ayşenaz ÇİMEN

Öncelikle şunu belirtmek istiyorum; yazının konusuyla pek alakası olmayacak fakat Nihat GENÇ’e sosyal medyada bir linç kampanyası başlatılmış.

Veryansın TV’de İmamoğlu ile alakalı söylediği şeyler üzerine; sözde Kemalistler, şovmen vatanseverler, karanlıklara gömülmüş aydın geçinenler tarafından AKP’nin sözcüsü ilan edilmiş.

Bir kere Nihat GENÇ’in İmamoğlu ile ilgili söylediği her şeye kelimesi kelimesine katılıyorum. Ağzından bir kere olsun FETÖ ve PKK’yı eleştiren, lanetleyici söylemleri olmayan, Tunceli’ye Dersim tabelasının asılacak olmasına gıkını dahi çıkarmayan hümanist Ekrem Başkan eleştirilince, linç ordusu neden meydanlara indi?

Peki sizin o çok eleştirdiğiniz AKP’den ne farkınız kaldı?

Her neyse, hümanist kılıklı maske imalatçılarından o kadar çok bıktık ki anlaşılan iktidarlar değişse de bu imalatçıların kadrolarına zeval gelmeyecek.

*

Gelelim yazımızın özüne.

Bildiğiniz üzere Öcalan artık avukatlarıyla rahat rahat görüşüyor. Geçtiğimiz pazar günü 2. Görüşme gerçekleştirildi.

Hepimiz bu görüşmeleri 2. Çözüm Süreci geliyor şeklinde değerlendirdik, bu durum Öcalan’ın kulağına gitmiş olmalı ki avukatlarıyla yolladığı mesajlarda yeni bir sürecin olması imkansız diye belirtti.

Biz de yedik!

Yeni bir süreç geliyor fakat Türkiye merkezli değil, Suriye’nin kuzeyi üzerinden…

SDG’yi İmralı’dan kurduran Öcalan, Irak’tan sonra Suriye'de de ikinci bir Kürdistan vakası için ellerini ovuşturmuyor mu?

Ne yazık ki bu soruya “HAYIR!” diye ağız dolusu cevap vermek isterdim fakat yutkunamıyorum…

*

Sınırlarımız kuşatıldığında, Türkiye için asıl ulaşacakları hedef çok daha kolay olacak.

Bakmayın siz Öcalan’ın açlık grevleri üzerinden açıklamalar yaptığına, tıpkı 2012 senesinde olduğu gibi ana hedefin üstünü örtüyor adeta.

Bir de 30-40 gün sonra Türkiye’nin tutumuna nasıl bir karşılık geleceğini göreceğiz diye bir ifade kullanmış ki kanımca gözlerden kaçmaması gerek…

*

Suriye konusundaki korkum şu, Öcalan’ı Suriye’ de baş aktör olarak kullanmaları.

30-40 gün sonraki süreç İstanbul seçimlerini işaret ediyor.

Al gülüm ver gülüm mü yapıldı yoksa yine?

Ne gerek var ki bu paranoyaya diyeceksiniz fakat son zamanlarda Öcalan ve Suriye ikilisi çok sık yan yana kullanılmaya başlandı.

Suriye’de, Esat bile PYD ile elektrik, baraj sözleşmeleri yaparak bir nebze de olsa SDG’yi bürokratik taraf olarak kabul etmeye başladı.

*

İşin aslı şu; Suriye’nin kuzeyinde YPG/PYD tarafından oluşturulan bu özerk yapıyı açılımla taçlandırıp, anayasal garantiye alınmak için garantör olarak Öcalan kullanılacak.

Türkiye sınırları içindeki PKK unsurları, Suriye’nin kuzeyine yığılacak. Öcalan sözde barış elçisi olacak ya; çekilin Türkiye topraklarından, yığılın Rojava’ya diyecek.

Ardından; ver elini 2. IKBY…

Ver elini Misak-ı Milli sınırlarını yiyip yutmuş küresel düzen…

Ver elini Türkiye’nin Rojava’sı güneydoğu…

Peki Türkiye bunlara gıkını çıkarabilecek mi?

Yeni askerlik sisteminin çok iyi inceleyin derim.

Dünyanın en iyi 4. Ordusu iken 9-10’lara düştük.

Ardımızda güçlü ve düzenli bir ordumuz olmadığı müddetçe gık olacak hık…

Sonrasında güzelce helvamızı yerler, duamızı niyaz ederler.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.